Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Basın ve ahlakı
Basın ahlak yasası “basın çalışanı gazetecilerin uymayı kabul ettikleri yasal dayanağı olmayan bir anlaşma metni” olarak tanımlanıyor...
“Yasal dayanağı olmayan anlaşma” kavramını irdelemeyi sona bırakarak metnin kendisine göz atalım...
14 ülkeden 34 gazeteci dünyada basın özgürlüğünü savunmak üzere 1950 yılı Ekim ayında New York Colombia Üniversitesi’nde yaptıkları bir toplantıda “Uluslararası Basın Enstitüsü”nün (International Press Institut/IPI) kuruluşunu ve ilkelerini açıklıyorlar.
Bu toplantıda bir Türk gazeteci, Ahmet Emin Yalman da yer alıyor...
(Yalman, İkinci Dünya Savaşı yıllarında Nazi karşıtı yazılar yazmış bir gazeteci. O yılların Türkiye’sinde Nazi karşıtı yazılar yazmak herhalde kolay bir şey değildi. 1952’de uğradığı ve ağır yaralandığı silahlı saldırının gerisinde de demokrat kişiliği olsa gerek...)
***
Basın ahlak yasası diye adlandırılan gazetecilik ilkeleri New York’taki toplantıda açıklanışından iki yıl sonra, 14 Şubat 1952’de,Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nce “Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi” adıyla ülkemizde de yayımlanıyor.
Fakat yaşama geçirilmesi için de Demokrat Parti yönetiminin sona ereceği 1960 yılına kadar beklemek gerekiyor...
Ancak 24 Temmuz 1960 tarihinde, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ile Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın düzenlediği bir toplantıda gazeteciler ve yayın kuruluşları temsilcilerince imzalanıyor...
***
Söz konusu ilkelerin neler olduğunu metne bakmadan da sıralamak zor olmasa gerek.
Bunların en başta geleni her halde doğru ve nesnel habercilik yapmak olmalıdır.
Nitekim metinde bu ifade geçmiyor olsa da “gazetecilik mesleği kişisel yarar için ve kamu zararına kullanılamaz/ haberler doğruluğuna emin olunmadan yazılamaz/taraf tutan fikirler haber metninde verilemez” gibi ilkelerle hedeflenen esas olarak budur.
Bunlardan birinin de “din istismar edilemez” ilkesi olduğunu belirtelim...
***
“Yasal dayanağı olmayan” kavramını irdelemeye gelince...
Gerçi yine bu metinde yer alan “şeref ve haysiyetlere karşı haksız yayın/kişi ve kurumlara karşı iftira” gibi kavramlar ceza yasalarının hükümleri içindedir.
Buna karşılık, yalan haber vermemek, gerçeği saptırmamak; şu ya da bu kişi, çevre kurum yararına toplumu yanıltıcı gazetecilik yapmamak gibi ilkeler, yasalardan çok ahlakla, insanın insan olarak sahip olması gereken değerlerle ilgilidir...
Günümüz Türkiye’sinde basına ve bütünüyle medyaya baktığımızda ise, basın ahlak yasası ilkelerinin ötesinde en temel insanlık ilkelerinin; ahlak, vicdan, insaf, doğruluk, dürüstlük değerlerinin çiğnenerek paspasa, paçavraya dönüştürülmüş olduğunu görüyoruz...
Böylece de “basın” kavramıyla birlikte düşünmeye alıştığımız “ahlak” kavramı, yerini giderek daha da paçavralaşan, yerlerde sürünen, tiksindirici bir ahlaksızlığa bırakmış oluyor...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Restoranlarda 'harcama limiti' uygulaması başladı