Ataol Behramoğlu
Ataol Behramoğlu ataolbehramoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

İmam ve idam

17 Ekim 2016 Pazartesi

Her siyasal dönemle birlikte dilin toplumsal kullanım alanına yeni sözcükler girer.
Bu sözcükler kişisel yaşamlarımızda da yer tutar, zihnimizde dolanıp durur.
AKP yönetimin dolaşıma soktuğu sözcüklerin başında imam sözcüğü geliyor.
İmamlık kendi halinde, gösterişsiz, alçakgönüllü bir meslekti.
Örneğin Nasrettin Hoca, sakalıyla, kavuğuyla, cüppesiyle, tipik bir imamdır.
Halkın sevdiği, yarattığı, benimsediği, zeki, hazırcevap, hoşgörülü, sevimli bir tiptir.
Günümüzde ise imamlık bambaşka bir anlam kazandı.
Öyle ki herhangi bir başka meslek sahibi olmak için, öncelikle imam olmak gerekiyor.
İmam yargıç, imam hekim, imam öğretim üyesi, imam milletvekili, imam başbakan, imam cumhurbaşkanı vb...
Bizim bildiğimiz, öğrendiğimiz, alıştığımız, imamların sadece din görevlisi oldukları, başlıca görevlerinin namaz kıldırmak, vaaz vermek, dua edilmesi gereken törenlerde bu görevi yerine getirmek ve bunlara benzer dinsel görevler olduğuydu.
Günümüzün imamı dinden çok siyasetle ilgilenir oldu.
Gerçek anlamıyla baş imam diye tanımlanabilecek Diyanet İşleri Başkanı’nın, günümüzde siyasetin buyruğunda bir görevli olduğu gözler önünde bir gerçek...
Aşağıya doğru inildikçe, imamların her biri de, 15 Temmuz’da ve sonrasında görüldüğü gibi siyasetin buyruklarını harfi harfine uygulamak zorundalar.
Uygulamayanın başına neler gelebileceğini Dolmabahçe Camisi imamına yapılanlarda gördük.
Bazı meslekler için yarı şaka yarı ciddi olarak söylenen, o mesleğin öğretildiği üniversitelerden her şey çıkar, ara sıra gerçekten o meslekten olanlar da çıkar diye bir söz vardır...
Günümüzde imam ve hatip yetiştirmesi gereken okullara bu söz tam tamına uymakta...
İmam hatip yetiştiren okullardan her meslekten insan çıkar arada bir din görevlisi de çıkar denebilir bugün...

***

Üniversite öncesi okullar imam hatip okullarına dönüştürülüyor.
Okulöncesi çocuklar, neredeyse bebekler, din eğitiminden geçiriliyor...
Bunun anlamı nedir?
Toplumca, hep birlikte aklımızı mı kaçırmaktayız?
Yaşamakta olduğumuz dünya yalan da, asıl gerçek olan öteki mi?
Fizik, kimya, matematik, akla gelebilecek bütün bilimler yalan ve fasa fiso, tek gerçek dualarda dile getirilen her ne ise o mu?
Bütün okulların imam hatipleştirilmesinin başkaca nasıl bir anlamı olabilir?
Yapılmak istenen şey laikliğin filan değil, tek tek ve topluca gerçeklik algımızın ortadan kaldırılmasıdır.
Buna karşı çıktığınızda da imamla uyaklı idam sözcüğüyle karşılaşacağınızdan kuşkunuz olmasın...

***

Nitekim imam Cumhurbaşkanınız bir ara gündemden düşmüş görünen idam sözcüğünü yeniden dolaşıma soktu...
“İdamdan yanayım” diyor. “Halk kabul ederse, Meclis onaylarsa, ben de onaylarım” diyor. Ve belli ki bunların gerçekleşmesine de can atıyor.
Böylece de, imam Cumhurbaşkanı’nın buyruğu, Diyanet’in onayı, çoğunluğu imamlardan oluşan Meclis’in kabulü ile idam cezasının yasallaşmasına; imam savcıların talebi, imam yargıçların hükmü, imamlardan oluşan yüksek yargı kurumlarının üst onayı ile idam cezasına çarptırılmaya; bir imam desteğinde, imam bir savcı ve imam bir doktor gözetiminde, imam bir cellat tarafından sehpaya çıkarılarak idam cezasını destekleyen dindar halkımızın zafer çığlıkları arasında bu yalan dünyadan koparılıp öteki gerçek dünyaya gönderilmeye hazır olmamız gerektiği anlaşılıyor.

HALDUN TANER’İN MÜHÜRDARDAKİ BÜSTÜ PARÇALANMIŞ.
BUNU YAPAN KİŞİ NASIL BİR ALÇAK, NASIL BİLİNÇSİZ, AHLAKSIZ, KİMLİKSİZ, ONURSUZ BİRİ OLMALI Kİ ÜLKESİNİN BÜYÜK BİR YAZARINA BÖYLESİNE KÖR BİR DÜŞMANLIK VE KİN DUYUYOR. BU YARATIĞI ORADA BULUNMASI GEREKEN KAMERALARDAN TESPİT EDEREK CEZALANDIRMAK, TOPLUM ÖNÜNDE TEŞHİR ETMEK, BAŞTA KAMU DÜZENİ SORUMLULARI OLMAK ÜZERE HEPİMİZİN GÖREVİDİR. İZLEYECEĞİZ...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Türkiye kimin? 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları