Elinin backhand’iyle...
Bağış Erten
Son Köşe Yazıları

Elinin backhand’iyle...

11.01.2017 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Ali Nesin Matematik ve Oyun kitabında söylemişti. “Matematik seven bir baba çocuğunu nasıl döver?” Tabii ki abartıyor, ama ardından da şuna benzer bir şeye getiriyordu: “Bilimin uygarlıkla bir ilgisi olmalı.”
Geçen hafta tenis izlemenin en güzel zamanı diye yazmıştım. Hafta sonu Avustralya Açık başlayacakken tam da üstüne basmışım. Hazırlık turnuvalarında bile tufan koptu. Ama herkes aynı zevkle izleyemeyecek bu maçları. Çok sevdikleri tenis bile anlamsız gelecek. Çünkü memleketin hal ve gidişi bazen çok acımasız oluyor.
Nilgün Toker Ege Üniversitesi Felsefe Bölüm Başkanı. Son KHK ile birlikte üniversiteden atıldı. Paris’te yaptığı doktorasının konusu “Arendt ve Habermas’ta İktidar ve Meşruiyet İlişkisi” başlığını taşıyor. Ege Üniversitesi’nin bölüm sayfasında katkı verdiği eserleri, kitapları, makaleleri listeleyen sayfa uzadıkça uzuyor. “Bilim insanı ne yapması gerekir” sorusunun cevabı gibi kendisi. Toker’in bilimsel üretiminin onda biriyle insanlar ne payelerle taltif edilirken o şimdi FETÖ/PKK ‘kokteylinden’ itham altında. Neden? Çünkü muhalif! Başka hiçbir nedeni yok.

Toker’in maili
Konunun bu sayfalarla ilgisi ne peki? İyi bir tenisseverdir Nilgün Toker. Ve bir filozof gibi okur oyunu. Socrates’e bir mail göndermişti. Hepimiz büyülenmiştik. Bakın ne demişti:
Djokovic, Nadal, Federer söyleşisini okudum ve çok beğendim ama tartışan isimlerin arasında olup onlara biraz daha ‘derin’ sorular sormak, onları azıcık daha kuvvetli bir tartışmaya zorlamayı isterdim; çünkü belki her birinin ‘temsil’ ettikleri şeyi daha derinleştirebilirdik. Çünkü Nadal ve Djokovic her biri farklı tarzlarda da olsa yeni ‘imal edilmiş’, yani kapasiteleri oyuna göre biçimlendirilmiş oyuncular. Oysa Federer, oyunu biçimlendiriyor… İmal edilmiş değil, kendi kapasitesini edimselleştirme yoluyla, oyunu da kendinin kılarak, orada bir ‘fark’ dolayısıyla genişleme sağlıyor.
Doğal olarak oyunu geometrik bir mekân olarak düşünürsek, bu mekâna göre kapasiteleri ideal bir biçimde biçimlendirilmiş olanın bu mekândaki gücü, kapasitesini kendi özgürlüğü içinde açığa vurana oranla daha etkili olabilir. Ama bu hangisinin ‘değer’ kattığı sorusuna Nietzscheci bir yanıt verirsem, biçimlendirilmiş olan değil, kendini açığa vurandır. Nitekim bir makine olarak Nadal -ki o immature amatörlüğünü severim- aşınmaya başladığında gücü de azalıyor; bir makine olarak Djokovic ise aşınmadan kaçmak için sürtünmeyi engelliyor şimdilik… Bir de en önemlisi Nadal, ama özellikle Djokovic’in oyunda yarattıkları rekabet ilişkisini bozan şöyle bir durum var: Onlar muhataplarını korkutuyorlar, tıpkı Serena gibi… Ne kadar iyi oynarlarsa oynasınlar şimdi kızacak ve saldıracak korkusuyla önde olduklarında bile gerginlikten hata yapıyorlar. Oysa Federer’in muhataplarına verdiği duygu korku değil, onların meydan okumasına izin veren ve bu bakımdan ‘denk’ bir muhataplıkla süren ve ‘iyi’ olanın kazanacağı bir oyunun garantisini veren bir duygu bu. Oyunun adaleti gereği, ‘iyi’ olanın aranması gerekir, gücün ezmesinin beklenmesi oyuna ait bir şey değildir, değil mi?”

Barış savunucusu
Bunları yazan, Politika ve Sorumluluk adında bir kitabı olan, ‘çoğulculuk’ kavramının siyaset felsefesindeki yeri konusunda referans vereceğiniz, bu ülkenin en saygın üniversitelerinden birinde felsefe bölüm başkanlığı yapan, öyle karanlık FETÖ kadrolaşmasıyla değil aydınlık zihniyle bulunduğu yere gelen biri. Ama inadına muhalif ve iflah olmaz bir barış savunucusu. Çünkü haktan, özgürlükten, çoğulculuktan yana. Siz bu insanları da umarsızca atıyorsunuz işte. Cumhuriyet yönetimini, yazarlarını, gazetecinin hası Ahmet Şık’ı içeri attığınız gibi. Hırsınızın hışmına uğrayan pek çok muhalif akademisyen, gazeteci, aydın gibi...
Olayı duyunca belki gülümsetirim diye NilgünToker’e şöyle bir mesaj atmıştım: “Size bunları layık görenler ilk turda Federer karşısına çıksınlar, oyun alamasınlar, dropshot’lara boğulsunlar.” Elinin backhand’iyle (tenis bilmeyenler için ‘elinin tersi vuruşu’ ile) harika bir cevap vermiş: “Federer’in asaletini böyle şeylerle kirletmeye gerek yok. Onlara Djokovic ve Murray gibi makineler gelsin, estetik bu olaya karışmasın.”  

Yazarın Son Yazıları

Futbolun yeni gerçekleri

Futbolun yeni gerçekleri

Devamını Oku
05.09.2018
Bu sezon o sezon değil

Bu sezon o sezon değil

Devamını Oku
02.09.2018
Herkes biliyor

Herkes biliyor

Devamını Oku
29.08.2018
Vurdulu kırdılı

Vurdulu kırdılı

Devamını Oku
27.08.2018
Ses var görüntü yok (24.08.2018)

Ses var görüntü yok

Devamını Oku
24.08.2018
Pratik dersen sallanmakta

Pratik dersen sallanmakta

Devamını Oku
19.08.2018
Beni kategorize et

Beni kategorize et

Devamını Oku
17.08.2018
Sporun detoks etkisi

Sporun detoks etkisi

Devamını Oku
01.08.2018
Asparagas dönemi bitiyor mu?

Asparagas dönemi bitiyor mu?

Devamını Oku
25.07.2018
Formalar öksüz kaldı, yaşasın Tour de France

Formalar öksüz kaldı, yaşasın Tour de France

Devamını Oku
18.07.2018
Zafer takı üç renkli

Zafer takı üç renkli

Devamını Oku
16.07.2018
Haddinizi bilin!

Serena Williams, bugün 8. Wimbledon zaferi için kortta

Devamını Oku
14.07.2018
İki ters bir düz

İki ters bir düz

Devamını Oku
08.07.2018
İyimser olmayan umut

İyimser olmayan umut

Devamını Oku
04.07.2018
Reyting de mi gol değil!

Reyting de mi gol değil!

Devamını Oku
27.06.2018
Bu iş ikinci tura kalırsa…

Bu iş ikinci tura kalırsa…

Devamını Oku
23.06.2018
Kötü Dünya Kupası yoktur

Kötü Dünya Kupası yoktur

Devamını Oku
21.06.2018
Beynelmilel bahar karşılama

Beynelmilel bahar karşılama

Devamını Oku
15.06.2018
Bir ihtimal daha yok (14.06.2018)

Bir ihtimal daha yok

Devamını Oku
14.06.2018
Her yer AKP’ye çalarken orada ‘çatlak ses’: Dipten gelen dalga

Dipten gelen dalga

Devamını Oku
05.06.2018
Zamanı gelmişti

Zamanı gelmişti

Devamını Oku
04.06.2018
Yıldırım mı, Koç mu?

Yıldırım mı, Koç mu?

Devamını Oku
01.06.2018
Olsun, yola devam...

Olsun, yola devam...

Devamını Oku
21.05.2018
Kazanan Mehter değil İzmir Marşı

Kazanan Mehter değil İzmir Marşı

Devamını Oku
20.05.2018
Bu işi en iyi bilen o

Bu işi en iyi bilen o

Devamını Oku
19.05.2018
19 Mayıs’ta da neşe dolsa insan

19 Mayıs’ta da neşe dolsa insan

Devamını Oku
16.05.2018
Haftaya İzmir Marşı

Haftaya İzmir Marşı

Devamını Oku
13.05.2018
Wenger değil zaman farklı

Wenger değil zaman farklı

Devamını Oku
09.05.2018
Hem taktik hem bam bam

Hem taktik hem bam bam

Devamını Oku
07.05.2018
Öteki futbol ligleri

Öteki futbol ligleri

Devamını Oku
02.05.2018
Kara göründü

Kara göründü

Devamını Oku
30.04.2018
Madem kumpas, ortaya çıkarsanıza

Madem kumpas, ortaya çıkarsanıza

Devamını Oku
25.04.2018
Hedef Antalya değil Beşiktaş

Hedef Antalya değil Beşiktaş

Devamını Oku
24.04.2018
Kapatıp açsak düzelir mi?

Kapatıp açsak düzelir mi?

Devamını Oku
20.04.2018
Rakip sert Fener granit

Rakip sert Fener granit

Devamını Oku
19.04.2018
Öğrenmezsem hiç soramam ki!

Öğrenmezsem hiç soramam ki!

Devamını Oku
18.04.2018
Futbol hamili karta bakmaz

Futbol hamili karta bakmaz

Devamını Oku
16.04.2018
Devrim deyince kızıyorsunuz

Devrim deyince kızıyorsunuz

Devamını Oku
11.04.2018
Bu toprakta kalır adın

Bu toprakta kalır adın

Devamını Oku
04.04.2018
Sezonun en iyi futbolu

Sezonun en iyi futbolu

Devamını Oku
03.04.2018