Yapmayın bunu. Futbolu özlemiş insanlar olarak bir hevesle oturuyoruz. Ama daha ilk resmî maçtan canımız sıkılıyor. Şu işe (siyaset değil) siyasetçi karışmadan duramıyor! Neden bu maç Melih Gökçek’in Osmanlıspor’unun sahasına verilir, neden futbola katkı veren onca insan varken ligin adı Hasan Doğan’a ithaf edilir, bizi sürekli aptal yerine koyar gibi neden bu insanlar her şeyi göstere göstere yaparlar? Anlamak mümkün değil. İki kupa alan şampiyon takım formasının önüne reklam alamamış, ortalama seyirci sayısı 10 binin altında, ligin sponsoru devlet kurumu, yayıncısı yandaş medya, yorumcusu herkesten köhne. Sonra bir rahat durun da futbol izleyelim, öyle mi? Asıl siz bir durun da biz izleyelim.

Özlemişiz
Ya sabır çekelim, maça geçelim. Çünkü özlemişiz, meraktayız, istekliyiz. Açıkçası çok lezzetli bir maç izlemedik dün. Mücadele, istek vardı ama sezon başının aksaklıkları ritmi bozdu, tempoyu düşürdü. Sorun yok. Daha sezon başı. Önemli olan bu maçtan çıkan ipuçları ve sezona dair gidiş yolları. Önce iki ekip için de bardağın dolu tarafına bakalım. Kazanandan başlayalım: Bir kere Podolski önemli. Fizik olarak Türkiye liginin birkaç tık ötesinde ve akıllı. Sabri ile Telles iyi başladılar. Bilal’ın lakabı ‘mancınık’ olmalı. Özellikle zorlu deplasmanlarda Burak’a çok gol attıracak bir uzun pas menzili var. Yasin geçen sezonun sonundaki kadar diri. Ve Muslera gerçeği yayınına kaldığı yerden devam ediyor. Bursaspor’a gelince; defans ikilisi belki de ligin en iyisi. Ozan Tufan bu sezona da imzasını koyar da hangi formayla yapar, bilinmez! Kalırsa bu takımı yukarı taşır. Josue-Jorquera’nın yapacakları onların kaderini belirler. Tuttururlarsa şampiyonluk, tutturamazlarsa istifa konuşulabilir.

Takım savunması eksik
Fakat bardağın bir de boş tarafı var. Melo’suz Galatasaray orta sahası Sneijder’a daha fazla iş düşürüyor. Bu da onu ve Selçuk’u hem yoruyor, hem sinirlendiriyor. Takım savunması eksik. Özellikle hava toplarında hep gafil avlanıyorlar. Burak elbet istenilen düzeye çıkacaktır ama eğer orta saha defasif kaygılarla ondan uzak kalırsa tek silah kontraya kalıyor. Sahaya yayılış henüz oturmamış durumda ve ani yüklenmelerde çok açık veriyor. Bursaspor ise sanki Şenol Güneş döneminden sonra el freniyle çekilmiş gibi. İlk 10 dakika hariç, klasik Ertuğrul Sağlam oyunu oynamaya çalışıyorlar. Ama oyuncu kumaşı daha akışkan hücuma uygun. Çıkarken kaybedilen toplar onlar için çok yıpratıcı olabilir. Hasılı kelam, yapılacak çok iş, seyredilecek çok maç var. Enseyi karartmamak lazım yine de. Ne güzel işte! Özlemedik mi bunu?