Beyaz sayfa açmanın maliyeti ne?
Barış Doster
Son Köşe Yazıları

Beyaz sayfa açmanın maliyeti ne?

26.06.2021 06:00
Güncellenme:
Takip Et:

Türkiye’nin dış politikadaki hatalarına, Afganistan’da bir yenisi daha eklendi. ABD Savunma Bakanlığı’ndan (Pentagon) bir heyet; Türkiye’nin, Kâbil Hamid Karzai Havalimanı’nın güvenliğini ve işletmesini sağlamak yönündeki isteğinin ayrıntılarını görüşmek için Ankara’ya geldi. Türkiye’nin dış politikadaki yalnızlığından ve ekonomik sorunlarından faydalanan Avrupa Birliği de (AB) Türkiye’yle ilişkilerini, adeta Suriyeli sığınmacıların Türkiye’de tutulmasına uyarladı. Türkiye’yle göç anlaşması kapsamında 2024’e dek 3 milyar Avro bütçe ayıracağını açıkladı.  

Sadece bu iki gelişme bile, Türkiye’nin genelde dış politikasının, özelde Batı’yla ilişkilerinin ne kadar çürük bir zeminde ilerlediğini gösteriyor. İktidar, dış politikada düğmeyi en baştan yanlış iliklediğinden, Cumhuriyetin kuruluş felsefesine, dış politika anlayışına, dışişlerinin birikimine, deneyimine, kadrolarına sırtını döndüğünden, hata üstüne hata yapıyor. Buna bir de ekonomik sorunlar, iç cephenin bölünmüşlüğü, hukuk devleti ve demokrasideki sıkıntılar eklenince, dış baskılara karşı direncimiz daha da azalıyor.  

Dahası var. İktidar, Türk siyasi tarihinin en Batıcı iktidarı olduğu halde; Batıcılığını Büyük Ortadoğu Projesi eşbaşkanlığıyla, Kıbrıs’ta Annan Planı’nı destekleyerek, Ermeni açılımı yaparak, ABD’nin sözde soykırım iddialarını sahiplenmesini sineye çekerek, ABD ve Avrupa’nın da baskısıyla özünde bir çürüme ve çöküş süreci olan Açılım Süreci’ni başlatarak, Suriye ve Irak’ta izlediği politikalarla göstermesine karşın, iç siyasette sıkıştığında, Batı karşıtı söylemi öne çıkarıyor. Örnekleri çok... 

BATI KARŞITLIĞINDAKİ SAHTELİK VE LİBERAL CEHALET  

Öncelikle şu soruları sormak gerekir: İktidarın belli süreçlerde öne çıkardığı Batı karşıtlığı, ne ölçüde dönemsel, ne ölçüde yapısaldır? Batı karşıtlığının ne kadarı duygusal ve tepkisel, ne kadarı bilinçli ve tutarlıdır?  

İktidar; Batı karşıtlığını, seçimlerden, referandumlardan hemen önce öne çıkarıyor. Bu adımının sonuçlarını da belli ölçüde sandıkta alıyor. Sonra bu söylemi bir kenara bırakıyor. ABD’yle beyaz bir sayfa açacağını söylüyor. Avrupalı liderlere karşı üslubunu yumuşatıyor. Oysa ABD ve AB; konuya Türkiye gibi bakmıyor, beyaz sayfa açmıyorlar. Yalnız ve ancak Türkiye’den ödün koparmak istiyorlar. Öncelikle ve özellikle kendi çıkarlarını düşünüyorlar. Ödün vermiyor, ödün koparıyorlar.  

Türkiye ise iç ve dış siyasette, ekonomide sıkıştığından, müzakere masasında güçlü değil. Onca vaatte bulunmasına karşın, umduğunu bulamıyor. Örneğin; yabancı sermayenin niteliğini tartışamıyor. Kısa vadeli portföy yatırımlarını değil; uzun vadeli, üretime, sanayiye yönelik sermayeyi tercih ettiğini muhataplarına söyleyemiyor. Çünkü dış kaynak bağımlısı ekonomi, buna izin vermiyor.   

 Dünyanın güç dengesinin değiştiğini, ABD’ye direnmenin, bugün, dünden daha kolay ve sonuç alıcı olduğunu görmeyen Türk siyaseti ise iktidarı ve muhalefetiyle, liberal tezleri sorgulamaya cesaret edemiyor bir türlü. Liberallerin en büyük yalanı da şu: “Türkiye NATO’dan çıkarsa, daha da otoriter hale gelir”. 

Bu yalanı çürütmek gerekiyor.  

Birincisi, Türkiye’deki darbelerin, darbe girişimlerinin, en gerici, en baskıcı hükümetlerin en büyük dış destekçisi ABD ve NATO’dur.  

İkincisi, demokrasi, özgürlük, insan hakları NATO ve ABD’nin hiç umurunda değildir. ABD çıkarına bakar. O nedenle darbeleri desteklemiştir; Şili’den Türkiye’ye, İran’dan Küba’ya kadar çok geniş bir coğrafyada hem de.  

Üçüncüsü, otoriter rejimler, krallar, diktatörler ABD’nin en iyi dostlarıdır; Suudi Arabistan’dan Katar’a, Ortadoğu’dan Latin Amerika’ya dek geniş bir coğrafyada görülmüştür bu.  

Dördüncüsü, ABD’nin dünyaya insan hakları, demokrasi götürdüğü görülmemiştir. Ama işgali, saldırısı, darbe destekçiliği çoktur. İşine gelmeyen her rejimi darbeci, otoriter, baskıcı, demokrasi ve özgürlük karşıtı olmakla yaftalar ABD. Bu yolla, saldırı ve işgallerine zemin oluşturur.  

Yazıyı bitirirken tekrar soralım: Batı’yla beyaz sayfa açmanın maliyeti ne?  

Yazarın Son Yazıları

Muhalefet ve değişimin yönü

Muhalefet ve değişimin yönü

Devamını Oku
14.06.2023
İktidar ve anayasa değişikliği

İktidar ve anayasa değişikliği

Devamını Oku
10.06.2023
Mehmet Şimşek’ten kimler, ne bekliyor?

Mehmet Şimşek’ten kimler, ne bekliyor?

Devamını Oku
07.06.2023
Yeni CHP, başkalaşan CHP, dönüşen CHP

Yeni CHP, başkalaşan CHP, dönüşen CHP

Devamını Oku
03.06.2023
Seçmenle inatlaşmak

Seçmenle inatlaşmak

Devamını Oku
31.05.2023
İttifakın etkisiz elemanı

İttifakın etkisiz elemanı

Devamını Oku
27.05.2023
Sinan Oğan, iktidar ve itibar

Sinan Oğan, iktidar ve itibar

Devamını Oku
24.05.2023
Hangi CHP? Yenisi mi? Gerçeği mi?

Hangi CHP? Yenisi mi? Gerçeği mi?

Devamını Oku
20.05.2023
Seçimin sayısal ve siyasal tahlili

Seçimin sayısal ve siyasal tahlili

Devamını Oku
17.05.2023
Seçimler ve sosyal medya

Seçimler ve sosyal medya

Devamını Oku
13.05.2023
Seçimler ve seçim kampanyaları

Seçimler ve seçim kampanyaları

Devamını Oku
10.05.2023
Seçimler ve ulusal güvenlik

Seçimler ve ulusal güvenlik

Devamını Oku
06.05.2023
Seçimler ve milli savunma sanayimiz

Seçimler ve milli savunma sanayimiz

Devamını Oku
03.05.2023
Seçimler, dış politika ve küresel rekabet

Seçimler, dış politika ve küresel rekabet

Devamını Oku
29.04.2023
Milliyetçilik nedir? Ne değildir?

Milliyetçilik nedir? Ne değildir?

Devamını Oku
26.04.2023
Seçimler, devrimler ve bilinçli yurttaşlar

Seçimler, devrimler ve bilinçli yurttaşlar

Devamını Oku
22.04.2023
Seçimler, yurttaşlık bilinci ve kimlik siyaseti

Seçimler, yurttaşlık bilinci ve kimlik siyaseti

Devamını Oku
19.04.2023
Seçimler ve ekonomik vaatler

Seçimler ve ekonomik vaatler

Devamını Oku
15.04.2023
Aday listeleri, sultanlar ve kapıkulları

Aday listeleri, sultanlar ve kapıkulları

Devamını Oku
12.04.2023
Seçimler ve sahte demokratlar

Seçimler ve sahte demokratlar

Devamını Oku
08.04.2023
Seçim, demokrasi ve demagoji

Seçim, demokrasi ve demagoji

Devamını Oku
05.04.2023
Erol Bilbilik’in ardından

Erol Bilbilik’in ardından

Devamını Oku
01.04.2023
Seçimler ve pazarlıklar

Seçimler ve pazarlıklar

Devamını Oku
29.03.2023
Orhan Karaveli’nin ardından

Orhan Karaveli’nin ardından

Devamını Oku
25.03.2023
Seçimler, partiler ve adaylar

Seçimler, partiler ve adaylar

Devamını Oku
22.03.2023
Çanakkale Zaferi ve günümüz siyasetçileri

Çanakkale Zaferi ve günümüz siyasetçileri

Devamını Oku
18.03.2023
İttifaklar, siyaset ve Cumhuriyet

Hem Millet İttifakı hem Cumhur İttifakı, seçmen tabanlarını genişletmek ve bünyelerine yeni müttefikler katmak için çabalarını hızlandırdı. Altılı masada siyasal İslamcı gelenekten üç parti var; Saadet Partisi, DEVA Partisi, Gelecek Partisi. Cumhur İttifakı zaten siyasal İslamcı, muhafazakâr yönü çok daha baskın bir ittifak ve bunu daha da güçlü kılmak istiyor. Yeniden Refah Partisi ve HÜDA PAR’la görüşüyor.

Devamını Oku
15.03.2023
Seçimler ve ittifaklar

Seçimler ve ittifaklar

Devamını Oku
11.03.2023
Millet İttifakı ve olasılıklar

Millet İttifakı ve olasılıklar

Devamını Oku
08.03.2023
Dağılan masa ve İYİ Parti

Dağılan masa ve İYİ Parti

Devamını Oku
04.03.2023
Deprem ve ahlak

Deprem ve ahlak

Devamını Oku
01.03.2023
Deprem ve cehalet

Deprem ve cehalet

Devamını Oku
25.02.2023
Deprem, onur ve kader

Deprem, onur ve kader

Devamını Oku
22.02.2023
Deprem ve devlet (18 Şubat 2023)

Deprem ve devlet

Devamını Oku
18.02.2023
Deprem ve büyük yenilgimiz

Deprem ve büyük yenilgimiz

Devamını Oku
15.02.2023
Depremin gösterdikleri

Depremin gösterdikleri

Devamını Oku
11.02.2023
Deprem ve sorumlular

Deprem ve sorumlular

Devamını Oku
08.02.2023
6’lı masadaki çatlak

6’lı masadaki çatlak

Devamını Oku
04.02.2023
Fakir milletin zengin siyasetçileri

Fakir milletin zengin siyasetçileri

Devamını Oku
01.02.2023
Batı’dan Doğu’ya kayan güç ve Türkiye

Batı’dan Doğu’ya kayan güç ve Türkiye

Devamını Oku
28.01.2023