Barış Doster

Piyasa ekonomisi ve piyasa toplumu

23 Temmuz 2022 Cumartesi

Ülkemizdeki ekonomik sorunları konuşurken; yüksek faiz, yüksek döviz kuru, yüksek enflasyon, yüksek dış borç, yüksek işsizlik sarmalına ilişkin çözüm önerilerini tartışırken; dünyayı da yakından izlemekte yarar var. Çünkü hem önemli gelişmeler yaşanıyor hem de Türkiye bu gelişmelerden doğrudan ve hızla etkilenen bir ülke.  

Dahası var, birincil nedenleri bizimkinden farklı olmakla birlikte, dünyanın gelişmiş, merkez, kapitalist ekonomilerinde de enflasyon ve işsizlik artıyor, durgunluk yaşanıyor. Bu da kaçınılmaz olarak siyasal iktisada ilişkin tartışmaları, ideolojik, politik polemikleri besliyor. Liberalizmin, neoliberalizmin çöktüğünü, küreselleşmenin iflas ettiğini daha geniş bir çoğunluk kabul ediyor artık. Üstelik bunu kabul edenler arasında, liberaller, neoliberaller, küreselleşme yanlıları da var.  

Salgın hastalıkla birlikte ABD’de sağlık sisteminin düştüğü durumu gördük. Rusya – Ukrayna savaşıyla birlikte Avrupa’da yaşanan enerji darboğazını Avrupa aşamıyor. Buna bir de küresel ölçekte tahıl bunalımı eklendi. Avrupa Birliği ülkelerinin aşı edinmek için birbirlerinin adeta gözünü oyduklarını da unutmuyoruz. Zengin ülkeler, nüfuslarının birkaç katına yetecek aşıyı, depolarda tutarken yoksul ülkelere sadece birkaç bin aşı yolladılar. Zenginlerin serveti katlanırken yoksullar daha da yoksullaşıyor bu sistemde. Bu sistem, sadece yoksul insanları öldürmüyor, aynı zamanda insanlığı, vicdanı, merhameti, dayanışmayı, ahlakı da öldürüyor.  

SAĞLIK, EĞİTİM VE ENERJİ 

İnsanlık; sağlığı, eğitimi, enerjiyi piyasa dinamiklerine bırakmanın ağır bedelini ödüyor, daha da ödeyecek. Öğrenciyi ve hastayı müşteri yerine koymanın; okulu ve hastaneyi işletme olarak görmenin; öğretmeni ve doktoru pazarlama elemanı olarak tanımlamanın acı sonuçlarını yaşıyor, daha da yaşayacak. Eşitsizliği, adaletsizliği, dengesizliği, daha da artıran, derinleştiren, kurumsallaştıran liberalizmden, neoliberalizmden tamamen kurtulmadıkça kapitalizmin doğası gereği döngüsel olan her krizde, daha çok canı yanacak insanların.  

Devletin ekonomiye müdahalesini faşizm sananlar, özgürlüğü özelleştirmeyle bir tutanlar, yurttaş kimliği yerine alt kimlikleri, sınıf siyaseti yerine kimlik siyasetini koyanlar şunu görmelidir: Piyasa ekonomisine, eskilerin deyimiyle ihtiyatlı, temkinli, tedbirli yaklaşmak; piyasa toplumunu açıktan, usulden ve esastan reddetmek gerekir. Çünkü piyasa ekonomisine teslim olmak, piyasa toplumuna, piyasa kültürüne, piyasa ahlakına, piyasa siyasetine zemin hazırlar. Günümüzde yaşadığımız tam da budur.   

Bu sorunları aşmak için bağımsız bir akılla, bilimsel temelde, bütüncül çözümler üretmekten başka yol yoktur. Bunun için de yola Cumhuriyetçi bir coşku ve bilinçle, halkçı, devletçi bir ekonomi siyasetiyle, planlamayı ve kamuculuğu önceleyen bir programla çıkmak zorunludur.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları