Bilmediğimiz hastalıklı yer
Barış Pehlivan
Son Köşe Yazıları

Bilmediğimiz hastalıklı yer

06.06.2025 04:00
Güncellenme:
Takip Et:

Bugün hastalandınız. Mahallenize en yakın aile sağlığı merkezine (ASM) gittiniz. Kapısından içeri girdiğinizde sizi sağlığınıza kavuşturmasını istediğiniz insanlar aslında ne yaşıyor biliyor musunuz?

Bir kitap okudum. Ve en yakınımızdaki şifa yerine dair bilgisizliğimi fark edince, oraların aslında ne kadar da bize uzak ve asıl kendisi şifa arayan yerler olduğunu anladım.

Kitabın adı; “Sağlıkhane Değil Ticarethane - AKP, Cumhuriyetin Sağlık Ocaklarını Ne Hale Getirdi?” (Kırmızı Kedi Yayınevi). Yazarı Tolga Şahin’in deyimiyle “sistemin mağdurlarının” anlatımlarından oluşan, belgesel metni gibi bir eser.

Kitap şu satırlarla karşılıyor okuru: “1980 darbesi sonrası Türkiye’de hâkim olan liberalizm furyasından sağlık da nasibini aldı. Bu döneme kadar sosyal devlet anlayışı gereği hizmet veren kurumlar bir bir liberalizme kurban edilirken sağlıkta metalaşmanın temelleri atıldı. Bu temeller atılırken sağlık alanında devletçi politikalar izlenmeye devam edildi. Ancak 2000’li yıllara geldiğimizde Avrupa’ya uyum kapsamında sağlıkta dönüşüm projesi başlatıldı. AKP tarafından 2005 yılında başlatılan bu dönüşüm projesiyle aile hekimi ‘sağlıkçı’ olmaktan çıkarıldı, ‘taşeron’ bir işveren haline getirildi. Aile sağlığı merkezleri (ASM) ise ücretlerin prim üzerinden ödeneceği, kullanılan mekân, veri giriş elemanı, hizmetli, araç ve her türlü giderin hekim tarafından karşılanacağı, sadece sağlık elemanıyla (hemşire/sağlık memuru) çalışılan bir mekân haline geldi. Bakanlık yük olarak gördüğü bu unsurları sırtından atarken birinci basamak sağlık hizmetleri aile hekimine devredildi.”


Peki, ASM’de sistem nasıl işliyor?

Kitaptan aktarayım:

“Bir doktor devletle sözleşme imzalıyor, diyor ki ben şurada şu binada aile sağlığı merkezi açacağım. Burada belirtmek lazım, devlet Milli Emlak aracılığıyla kendi binasını da kiralayabiliyor aile hekimine! Aile hekimi binayı tutuyor, teçhizatını alıyor. Badana, boyasını yaptırıyor. Oturulacak sandalyesinden tuvaletteki sabununa kadar cebinden alıyor.

Devlet aile hekimliklerini sınıflara ayırmış; A, B, C, D, E diye. Bu sınıfların belirli şartları ve cari gider ödenekleri var. Fazladan çalıştırılması gereken personelin maaşını aile hekimi gider ödeneğinden karşılamak zorunda!

Tabii bunun yanında aile hekimi, binanın kirasını, elektrik, su, doğalgaz faturalarını, temizlik giderlerini de bu gider ödeneğinden karşılamak zorunda! (...)

Ya 2025 yılında ödenek ne kadar dersiniz? A sınıfı bir ASM için 49 bin 405 TL. B sınıfı bir ASM için 41 bin 994 TL. C sınıfı bir ASM için 34 bin 583 TL. D sınıfı bir ASM için ise 29 bin 643 TL. Bu parayı veriyor ama A sınıfında fazladan 20 saat ebe veya hemşire çalıştırmanı istiyor!”

Ve kitabın derdi şu satırlarda özetleniyor:

“Sistem zaten allak bullak hale getirilmiş, taşeron haline getirilen doktor, kendisine verilen üç kuruş parayla çalışanın maaşını mı ödeyeceğim, binanın kirasını mı, elektrik, su, doğalgaz faturalarını mı diye kara kara düşünürken ASM grup elemanları da üç kuruş parayla nasıl geçineceğinin derdinde!

Kısacası sistem, bizim sağlık bulmak için gittiğimiz binanın içerisindeki herkesi eli çenesinde uzun uzun dalıp düşünmeye mecbur kılmış durumda!

İşini hakkıyla yapmaya çalışan aile hekimleri bir yana, sağlıkçı olan ama sağlıkçı sayılmayan ‘grup elemanlarına’ iş tanımı dışında işler yaptıran, eksik ücret yatıran onlarca doktorla ilgili şikâyetler bir hayli fazla! Bazı aile hekimlerinin söylediği, doktorlar zaman zaman kendi ceplerinden personel maaşı ve giderleri karşılamak zorunda kalıyor!”

Tolga Şahin kitabında, hem ASM çalışanlarının hem de hekimlerin anlatımlarına da yer vererek yeteri kadar bilmediğimiz bir çöküşü fotoğraflıyor.

Yazarın Son Yazıları

Sen misin halıya boya bulaştıran!

“Kimsesizlerin kimsesiydi Cumhuriyet...

Devamını Oku
05.12.2025
Furkan ne yapacak?

Bu satırları İstanbul 25. Ağır Ceza Mahkemesi’nin önündeki bankta oturarak yazıyorum.

Devamını Oku
03.12.2025
Bakın, kimler tahliye edildi

Eski Kızılay Başkanı Kerem Kınık’ın kızı Fatıma Zehra Kınık, 17 yaşındaki Batın Barlasçeki’nin ölümüne ve bir kişinin de yaralanmasına neden olmakla suçlandığı davada 4 yıl 2 ay hapis cezası aldı.

Devamını Oku
28.11.2025
Bursa Nutku için karar anı

24 Kasım gecesi “Onlar” yayınından çıktıktan sonra bir mesaj aldım.

Devamını Oku
26.11.2025
Telefondaki notlar gerçek mi, ekleme mi yapıldı?

Kimliği belirsiz kişilerin, kimin kullandığı bilinmeyen hesabın bulunan sahibinin “itirafçı olduğuna” dair iddiaları yalanlanırken o hesabı kullanan kişi telefonundan çıkan “İtirafçı olmak istiyorum” sözünü de hatırlamadığını ileri sürdü.

Devamını Oku
21.11.2025
Sizin hiç kızınız öldü mü?

Diyelim ki beş gün boyunca uyuyorsunuz.

Devamını Oku
19.11.2025
Nedir bu ‘örgüt’ dedikleri?

Kökü “örmek” filine dayanıyor.

Devamını Oku
14.11.2025
İddianamenin rakamları

Manşetlerde rakamlar vardı: 3 bin 900 sayfa, 402 şüpheli, 143 eylem, 2 bin 352 yıl hapis.

Devamını Oku
12.11.2025
Müjde kuşu

“Maya’nın annesi ve babası...

Devamını Oku
07.11.2025
Yeni Şafak’ın dokunulmazlığı

Furkan Karabay...

Devamını Oku
05.11.2025
Üç soruda ‘casusluk’ dosyası

Yalanın gürültüsü, gerçeğin sakinliğini bastırıyor.

Devamını Oku
29.10.2025
O avukatın ölmesi mi gerekiyordu?

Görkemli cenaze törenleri düzenlemekte, hüzünlü ağıtlar yakmakta ve “Unutmayacağız” sözleri vermekte üstümüze yok.

Devamını Oku
24.10.2025
Kimler tutuklanacak?

Bugün yaşam mücadelesi veren Fatih Ürek tutuklanabilir.

Devamını Oku
17.10.2025
ABD’nin Türkiye senaryoları

Gazetelere bakıyorum...

Devamını Oku
15.10.2025
10 yılın özeti

10 Ekim 2015 sabahı, ülkenin dört bir yanından barış mitingi için gelen binlerce insan, Ankara Garı önünde toplanmış ve kortejlerini oluşturmaya başlamışlardı.

Devamını Oku
10.10.2025
Adım adım cinayet nasıl geldi?

Tarih: 17 Mayıs. Yani bundan yaklaşık 5 ay önce...

Devamını Oku
08.10.2025
'Tarihe düşülen notlar da unutuldu...'

Herkes gibi ben de o fotoğrafa uzun uzun baktım. Churchill’in şu sözü aklıma düştü.

Devamını Oku
03.10.2025
Ankara bu dosya için neyi bekliyor?

Anadolu Ajansı’nın haberini okuyorum:

Devamını Oku
01.10.2025
Emniyet’in tepesinden kritik tespitler

“Kimsenin olmadığı bir yere geçerek telefonu açık tutmanız gerekiyor.”

Devamını Oku
26.09.2025
Furkan’ın öyküsü

Griyi kendinden utandırıp öfkelendirecek kadar gri Silivri’nin kasveti, eylül ayında kendini mıh gibi hatırlatıyordu.

Devamını Oku
24.09.2025
Devletin verileri nasıl ele geçirildi?

Önce 79 kelimeden oluşan şu cümleyi okuyalım...

Devamını Oku
19.09.2025
Bu yazı da yasaklanır mı?

Sadece siyaset konuşmaktan büyük emek verilen bir raporu köşeye taşıma fırsatım olmadı.

Devamını Oku
17.09.2025
Konuşmadığımız 9 konu

Haklı olarak CHP’yi tartışıyoruz.

Devamını Oku
10.09.2025
Yok mu başka Kuzu’lar?

Gururla hep aynı hatırlatmayı yaptılar: “Türkiye, kozmik marangozu Sabah gazetesinden öğrendi.”

Devamını Oku
05.09.2025
MHP’li başkanın oğlu kaza yapınca...

“Bize çarpan araca baktım. Ancak içinde kimse yoktu. Çevrede toplananlara sorduğumda, araç sürücüsünün olay yerinden kaçtığını söylediler.”

Devamını Oku
03.09.2025
3 soruda Kapki-Birinci olayı

Özgür Özel’in dünkü açıklamalarının özeti ne?

Devamını Oku
15.08.2025
Kim bu President?

“Devletin önemli bir kademesinde iş alımlarına etki edebilecek bir pozisyonda çalışıyorum. Pek çok üst düzey bürokratlarla ilişkilerim bulunuyor.”...

Devamını Oku
13.08.2025
Tartışılan şirketin sicilindeki leke

Açıkçası unutmuştum. Bir bilişimci dostum anımsattı:

Devamını Oku
08.08.2025
E-imza skandalının perde arkası

Önce iddianamedeki şu uzun cümleyi dikkatlice okuyalım...

Devamını Oku
06.08.2025
Türkiye’den siyasetçi kaçırma planının arkasında kim var?

Sabahın erken saatleri... Otel odasındayken telefonu çaldı. Numara tanıdıktı, bir polisti, uyarısı vardı...

Devamını Oku
01.08.2025
Allah’tan değil, kameradan korkanlar

Videoyu izledik: Diyanet İşleri Başkanlığı Mekke sorumlusu Ahmet Daştanbek elindeki paraları sayıyordu.

Devamını Oku
30.07.2025
Ört ki ölem!

Gazetelere bakıyorum; “Yeşil vatan uğruna şehit oldular” yazıyor.

Devamını Oku
25.07.2025
Sahi, kimler imam hatipli?

Yeni Şafak gazetesinin manşetine bakıyorum. Haber şöyle...

Devamını Oku
23.07.2025
PKK’nin şikâyet ettiği komutan

PKK’nin yayın organındaki bir haberi okurken Aldous Huxley’nin o bilinen sözü düştü aklıma...

Devamını Oku
18.07.2025
6 soruda af meselesi

Kitabın ortasından sorayım: PKK ile yürütülen süreç sonunda Türkiye’de genel af çıkar mı ve dahası bu aftan kim faydalanmaz?

Devamını Oku
16.07.2025
Altun’un yeni koltuğunun sicili

Haberi biliyorsunuz: İletişim Başkanı Fahrettin Altun görevden alındı ve Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu (TİHEK) Başkanlığı’na atandı.

Devamını Oku
11.07.2025
CHP’nin ‘çözüm’ süreci

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın duyurdu...

Devamını Oku
09.07.2025
Erdoğan’ı savunan hocanın ‘İmamoğlu’ arzusu

“İmamoğlu’na hukuki mütalaa için tabii ki varım. Türk demokrasisini kurtarmak için varım.” Bu sözler Prof. Dr. Doğan Soyaslan’a ait.

Devamını Oku
04.07.2025
Masadaki 17 sayfa

Günlerdir düşünüyorum: Fatih Altaylı o gün yayın yapmasaydı, yapsaydı da Emre o soruyu sormasaydı yahut sorsaydı da tarihsel gerçekleri hatırlatan yanıtlar verilmeseydi ne olurdu?

Devamını Oku
02.07.2025
Fatih Altaylı neden tutuklandı?

Lynn Hasher, David Goldstein ve Thomas Toppino...

Devamını Oku
25.06.2025