Ekrem İmamoğlu hakkında hazırlanan MASAK raporunu okuyorum. Şu bölüm dikkatimi çekiyor:
“FETO üyeliği ve örgüte finans sağlamak gerekçeleriyle tutuklanan Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu'nun danışmanı olan Erkan Karaarslan'ın sahibi olduğu şirketlere İstanbul Avcılar, Beylikdüzü ve Sarıyer belediyelerinden toplamda 10.329.000,-TL danışmanlık ücreti aktarıldığı, İstanbul Beylikdüzü Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile, FETO üyeliği nedeniyle tutuklanan Erkan Karaarslan arasında 1.754.000-TL'lik danışmanlık anlaşmasının yapıldığı, hususunda Başkanlığımıza intikal etmiş istihbari mahiyette bilgilerin bulunduğu anlaşılmıştır.”
Görüyorum; Yeni Şafak’tan Sabah’a AKP medyası da rapordaki ilgili bölümü şu başlıkla haber yaptı: “Ekrem İmamoğlu’ndan FETÖ’cü isme danışmanlık parası!”
Peki meselenin aslı ne?
Yanıt için sizleri bundan 6 yıl önceye, 2019’a götüreceğim.
Erkan Karaarslan, o günlerde FETÖ üyeliği ve örgüte finans sağlamak suçlamalarıyla tutukluydu. Kamu hukuku uzmanıydı. MİT’in de içinde olduğu birçok devlet kurumuna ve başta AKP yönetimindekiler olmak üzere belediyelere danışmanlık yapmış bir isimdi. Gelin görün ki “FETÖ’nün belediyeler imamı” olarak anılıyordu kamuoyunda. Lakin Mersin 7. Ağır Ceza Mahkemesi’ne 4 Şubat 2019’da gönderilen resmi belgede “Şüpheli Erkan Karaarslan ile ilgili olarak yapılan araştırmalarda, ‘belediyeler imamı’ olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belgeye ulaşılmadı” diye yazıyordu.
2019 yerel seçimleri yaklaştıkça Karaarslan’ın cezaevindeki ziyaretçileri de çoğalmaya başladı.
Onlardan biri de kendisini “gazeteci” diye tanıtan Serhan Seyhan’dı. Nasıl unutulur, Seyhan sahte üniversite diplomasıyla belediye ihalelerine de giren biriydi. İddia o ki Seyhan kendisini cezaevine dilediği gibi sokan, devleti de yöneten gücün Karaarslan’ı özgürlüğüne de kavuşturacağını söyledi. Ancak bir şart vardı: 2019 yerel seçimlerine günler kalmıştı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu ile Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu aleyhine ifade vermeliydi! Özetle “CHP’li başkanların usulsüzlük ve yolsuzluk yaptığını söyle” deniyordu. Karaarslan herhangi bir belediye başkanı adına söyleyecek sözünün olmadığını belirtti ve bu teklifi reddetti.
Ahlaksız teklifler bununla da kalmadı.
AKP’Lİ BAKANIN ‘İMAMOĞLU’ TEKLİFİ
Daha da çarpıcısı:
16 Mart 2019’da.
Yani o zamanki yerel seçimlere 2 hafta kala, İzmir’de, 135 yıllık tarihi olan köklü bir kurumun merkezinde...
Bir gizli buluşmaya sokulmuştu Erkan Karaarslan’ın avukatı Emre Kılıçarslan.
Buluşmanın olduğu binada, kapının hemen dışında Aydın’ın en yüksek dereceli bürokratlarından biri de toplantının sonucunu bekliyordu.
İddia o ki...
İçeride, avukat Kılıçarslan’ın tam karşısında Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli vardı. Neler olduğu, birazdan anlaşılacaktı.
Eğer FETÖ tutuklusu Karaarslan, Ekrem İmamoğlu ve Özlem Çerçioğlu başta olmak üzere CHP’li belediye başkanlarının yolsuzluklarını, usulsüzlüklerini veya FETÖ ile ilişkilerini anlatırsa karşılığında aynı gün içinde tahliye, ilk celsede beraat, onlarca milyon liralık sermayesi olan iş imkânları vaat ediliyordu. İsterse gizli tanık olarak da anlatabilirdi.
Lakin...
Eğer bu teklifi kabul etmezse ömrünü cezaevinde geçirirdi!
Nasıl olabilirdi? Bu skandal anlaşma teklifinin, FETÖ üyeliğinden yargılanan bir tutukluya, ağabeyi FETÖ’den tutuklu olan bir AKP’li bakanın yaptığı doğru muydu? Bakan Pakdemirli bu iddiaya dair hep sessiz kalmayı tercih etti.
Zaman dardı. Yerel seçimin yapılmasına yaklaşık 2 hafta kalmıştı.
Soluğu cezaevinde alan avukat Kılıçarslan, yaşadıklarını tek tek anlattı müvekkiline. Erkan Karaarslan ise kimseye iftira atamayacağını belirterek yine reddetti bu ahlaksız teklifi.
Sonra ne mi oldu?
Yerel seçimler bittikten sonra, Erkan Karaarslan bir gün sessiz sedasız tahliye edildi. Şimdi… Tüm bunları tüm detaylarıyla “Cendere” adlı kitabımızda detaylarıyla yazdık. Pek bilinmez, Erkan Karaarslan bugüne kadar üç kez cezaevine girdi ve FETÖ üyeliği suçlamalarından hep aklandı, beraat etti. Yani MASAK’ın raporundaki iddia kadüktü.
Lakin hiç bunlar yaşanmamış gibi İmamoğlu dosyasında adı yine geçince aradım Karaarslan’ı. Bakın MASAK raporundaki iddiaya dair hangi bilgiyi aktardı:
“Raporda değinilen sözleşmelerden bir lira bile kazanmadım. Zira CHP’li belediyeler tüm sözleşmeleri feshetmişti.”
Demem o ki…
Hapsetmeye çalıştıkları en önemli şeylerden biri de belleğimiz. Unutmayın.
