Tekirdağ Cezaevi’nden gelen sesi duyun...

Tekirdağ Cezaevi’nden gelen sesi duyun...

15.07.2021 07:30
Güncellenme:
Takip Et:

Bizlerin gündemi farklı. Kimimiz şimdiden cumhurbaşkanı adayları üzerine kafa yoruyor, kimimiz tatilde... Ama bakın cezaevinde yaşayan insanların dertleri neler? Sayın Adalet Bakanı’nın acilen gereken ilgiyi göstermesini diliyorum. Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevi’nden nisan ayında bana yazan ve mektubu yeni ulaşan Murat Açıkalın’ın suçu nedir bilmiyorum. Ama fark etmez; mühim olan herkes adına bu uygulamaları topluma duyurmak istemesi. Mecburi kısaltmalarla yayımlıyorum:

Sayın Bedri Baykam, çalışmalarınızda başarılar dilerim. “Olmadı baştan” yargılamaların yaşandığı dönemdeyiz. Sizi rahatsız etmemin nedeni hapishanedeki yeni başlayan bir uygulamadan ve bunun sonuçlarından bahsetmek istiyorum. Size yine, yasaklar ve hak gaspları ile ilgili yazmak zorunda kaldım.

Meşhur Tekirdağ soğuklarının yaşandığı günlerde sadece tişörtüm olduğu için yüreğimin sıcaklığıyla yazıyorum. Gayya kuyusunun taş duvarları ve demirleri bu rüzgârı ve ayazı kesemez. Kışlık kıyafetlerimizi kargoyla almadıkları için bu soğuğu kemiklerimizde hissediyoruz. Ruhumuzu ısıtmak için gereken kitaplar da aynı hazin sonu yaşıyor. Kapalı bir kutudan kargo ile hapishaneye gelip o karanlıktan çıkamadan iade ediliyorlar. Ne bedenimiz ısınabiliyor ne de ruhumuz. 

Hapishanedeki yeni uygulamaya göre kargolarımız iki ayda bir alınmaya başlandı. Bu uygulamanın nedeni pandemi kararları değildir. Görüşçülerimiz tarafından ihtiyaçlarımızı karşılamak amacıyla kargoya kıyafet, kitap, dergi adımıza gönderilmektedir. Kargoları kabul etmemek, kargoların hepsini hediye kapsamında değerlendirmek hukuka ve kanuna aykırıdır. Hapishane yönetimi gelen tüm kargoları kabul etmek (En azından değerlendirmek) zorundadır. Bu uygulamanın sonuçları şunlardır:

  • Kıyafet hakkının gasp edilmesidir.

Tutuklu, hükümlü kıyafet ihtiyaçlarını genellikle kargo yoluyla karşılamaktadır. Ayrıca elden hapishane idaresine, görüş zamanı ailelerce teslim edilebilmektedir. Son uygulamayla idare görüş zamanı da eşya kabul etmeyerek fiilen bu yolla eşya alımını engellemektedir. 

Örneğin ben 30.7.2020 tarihinde hapishaneye yeni tutuklanarak getirildim. Yanımda yedek hiç kıyafetim yoktu. Bugüne kadar 2 tişört, 3 alt eşofman, 1 pantolon ailemin gönderdiği kargoyu aldım. Bu kargoyu aldığım için ailemin gönderdiği kıyafetler hiç açılmadan iade edildi. 2 aylık sürem 12. ayda doluyor. Kargolar burada 15 gün bekletiliyor, açıldıktan sonra 5-10 gün içinde bize veriliyor. Yani kışlık kıyafetlerimi en erken 12. ayda alabileceğim. Ayrıca gelen kargodaki eşyalardan bir tanesinin verileceği söylenmektedir. Böyle olursa eğer 2 ayda bir eşya alınacağı için yasada hak olarak tanınan eşya bulundurma listesindeki kıyafetleri toplamda 2 yıl içinde almak mümkün olacak.

  • Kitap, dergi, yayın hakkının engellenmesidir.

CİK (Ceza İnfaz Kanunu) göre tutuklu, hükümlülerin kitap, dergi alma hakkı bulunmaktadır. Kitap, dergi, hapishane girişinde elden kabul edilmemektedir. Kargo ile teslim alınabilmektedir. 2 ayda bir kargo alındığında ve gelenlerin sadece bir tanesinin verilmesi uygulaması olursa kitap ve dergiden fiilen yararlanamayacağız. Bilindiği gibi dergiler haftalık veya aylık olarak çıkmaktadır. 2 ayda bir defa, sadece bir adet kitap veya derginin verileceği düşünüldüğünde hiçbir yayını güncel bir şekilde alamayacağız. Bunun dışında kamu tüzelkişilerinden, devlet dairelerinden tutuklu hükümlüler dergi, broşür gibi yayınları isteyebilmektedir. Buralardan kargolar geldiğinde yine idare tarafından kabul edilmeyecektir.

  • Tutuklu/hükümlüler ya kitap ya dergi ya kıyafet tercihine zorlanıyor.

2 ayda bir kargo teslim alınacağı için tarafımıza gelen eşyalardan bir tanesini teslim almak zorunda kalacağız. Ya kitapsız kalacağız ya da kıyafetsiz. Okumak ile kışın titreyerek hasta olarak geçirmek arasında tercihe zorlanıyoruz. Soğukla bedenimizde kalıcı hasarlar, kitap yokluğuyla beynimizde kalıcı hasarlar bırakmak istiyorlar.

  • Ailemizin cebinden daha fazla para çıkacaktır.

Kargolar teslim alınmayıp iade edildiği için ödenen ücret boşa gitmektedir. Sonrasında gönderilecek kargo ayrı bir maliyet oluşturmaktadır. Tutuklu, hükümlülerin aileleri yoksul halktır. Zaten yoksul olan insanların üzerinde yeni bir ağır kargo maliyeti oluşacaktır.

  • Savunma ve adil yargılanma hakkımız engellenmektedir.

Kargolarla sadece kıyafet, kitap, dergi gibi ihtiyaçlar karşılanmamaktadır. Savunma ve dava dosyalarının çoğunluğu da kargo ile gelmektedir. İdare açmadan iade ettiği için savunmayla ilgili evrakları da almamış olmaktadır.

  • İdare bu kararı alırken CİK yok sayılmaktadır.

İdare yeni kararı alırken CİK’in 68/1. hediye hakkı maddesine dayanmaktadır. Yıllardır bu madde bulunmaktadır. Yıllardır idareler her türlü gelen kargoyu kabul etmekte, kanunlar çerçevesinde tutuklu/hükümlüye teslim etmektedir. Değişen bir şey olmadığı halde idare bu uygulamayı başlatmıştır. Sadece hediye alma hakkı ve tutuklu/hükümlülerin hangi zamanlarda hediye alacağı düzenlenmektedir. İdareler her türlü kargoyu hediye kapsamına alarak CİK’te tanımlanmış hakları yok saymaktadır.

  • AİHM, AYM kararları yok sayılıyor.

AYM VE AİHM kararlarında tutuklu/hükümlüler lehine birçok olumlu karar çıkmıştır. Mektup, kitap, dergi, yayın yasaklamamak konusunda olumlu kararlar bulunmaktadır. İdareler bu kararları uygulamak istememektedir. “Kitap, yayın hiç almazsam yasaklamış olurum” düşüncesiyle verilen kararları bertaraf etmeye çalışmaktadır. Bu yolla “yasakçı karar” almadım demek istemektedirler. Bizim yıllarca süren hukuki mücadelemiz almıyorum denilerek yeni bir sürece sokulmaktadır. Bu kararı da hukuka ve kanuna dayanmadığı için AYM VE AİHM’den dönecektir. 

Hukukçu olmalarına karşı infaz hâkimlikleri AYM ve AİHM kararları ortadayken idarenin açık hukuksuzluğunu onaylayarak noter gibi olmamalıdırlar. Hukuka ve kanuna göre karar vermelidirler. Bu hukuksuzluk devam ettiği süreçte kışı tişörtle geçireceğiz.

Sesimize ses katarak dışarıdaki sesimiz olmanızı istiyoruz. Sizlere dört duvar arasındaki hukuksuzlukları duyurmuş olmayı umut ediyoruz. Şimdiden teşekkürler.

Bizlerin yüreğindeki umudu ve güzellikleri hiçbir şey solduramayacak.

Yazarın Son Yazıları

CHP kurultayı: Kazananlar ve kaybedenler

1970’lerde, İstanbul’da Tenis Eskrim Dağcılık Kulübü’nde eski şampiyonlarımızdan Fehmi Kızıl vardı.

Devamını Oku
04.12.2025
CHP kurultayı demokrasiyi aydınlatacak!

CHP kurultayı, bu hafta sonu her zamanki gibi büyük bir medya ilgisi altında yaşanacak.

Devamını Oku
27.11.2025
Mustafa Kemal’i hazmedemeyen solcular!

İddianame açıklaması yüzünden geçen hafta yazamadığım konuya hemen giriyorum.

Devamını Oku
20.11.2025
İddianame ve kritik yönlendirme

Pek de sürpriz olmadı.

Devamını Oku
13.11.2025
Sahte dünyalar kuşatması

Paranın sahtesi vardır, kalpazanlar basar.

Devamını Oku
06.11.2025
Cumhuriyet, iki kahraman ve yarınlar

Dün Cumhuriyet Bayramımızı kutladık.

Devamını Oku
30.10.2025
CHP davasına dikkat!

Siyaset, insanların daha iyi yaşaması için yapılır, dünyanın neresinde olursa olsun.

Devamını Oku
23.10.2025
Yok olan Nobeller ve edepler

Trump bozulmuş, “Nasıl olur da Nobel Barış Ödülü bana verilmez?!” “Ben yedi savaş durdurdum, gidip hiçbir şeyi yapamamış birine verecekler o ödülü” deyip duruyordu.

Devamını Oku
16.10.2025
Özel-Bahçeli düellosu, cevapsız sorular

Sinan Ateş cinayetinin dumanı tütmeye devam ederken bu cinayetin bir numaralı sanığı 90’lı yılları anımsatan bir şekilde güpegündüz öldürüldü.

Devamını Oku
09.10.2025
‘Bombalı Nobel’ ve barış!

Bugünlerde, Trump ve Netanyahu’nun anlaşarak Ortadoğu’ya ve Filistin’e dayattıkları yeni düzenin ve “sözde” barışın hangi hızda yaşama geçip geçemeyeceğini öğreneceğiz, tabii yeni sürprizlerle karşılaşmazsak...

Devamını Oku
02.10.2025
Fenerbahçe, Türkiye ve demokrasi dersi!

Fenerbahçe Spor Kulübü’nde nöbet değişimi oldu.

Devamını Oku
25.09.2025
Misyonlarını tamamlayamayan kayyumlar!

Daha iki yıl önce kazanması için elimizden geleni yaptığımız, uğruna 24 saat koşturduğumuz Kılıçdaroğlu’nun, o gece kendisine umut bağlayan milyonların neredeyse tamamını karşısına alacak pasif duruşu ve agresif sessizliğiyle, Vito’larına binip kaybolmasına şahit olmak bize nasipmiş...

Devamını Oku
18.09.2025
Demokrasimizin açık yarası ve vazgeçilmez ikazlar

Türkiye, darbe günlerinde gördüğü sahneleri yaşadı.

Devamını Oku
11.09.2025
Kayyuma karşı halk, partisiyle direniyor!

Bunu da gördük.

Devamını Oku
04.09.2025
Anne Frank bana Gazze hakkında mektup yollamış…

Dün aldığım bu mektubu sizlerle paylaşmak istedim.

Devamını Oku
28.08.2025
Cerahatin içinde yüzüyoruz...

Haftada bir köşe yazısı kaleme alarak gündemi yakalamak için, şapkadan üç değil, beş tavşan çıkarmanız lazım!

Devamını Oku
21.08.2025
Diyanet İşleri Başkanı’na açık mektup

Diyanet İşleri Başkanı Sayın Ali Erbaş...

Devamını Oku
14.08.2025
Komisyon başladı: Ufukta neler olabilir?

Cumhuriyet Halk Partisi, tabanından ve partinin ileri gelenlerinden yapılan bütün uyarılara rağmen komisyona katıldı.

Devamını Oku
07.08.2025
CHP komisyona katılmamalıdır, tersine...

CHP Genel Başkanı Özgür Özel ve MYK’sının bu ikazları dikkatle değerlendirmeye alacaklarına inanıyorum.

Devamını Oku
31.07.2025
Bir "Altan Bey" geçti bu topraklardan

Yıl 1955, genç gazeteci Altan Öymen ve iki polis Ankara kışının ortasında…

Devamını Oku
24.07.2025
15 Temmuz’dan terörsüz Türkiye’ye...

Gündem aşırı yoğun. Ekrem İmamoğlu’na açılan en akıl almaz davalardan biri dün karara bağlandı.

Devamını Oku
17.07.2025
Satranç oynarken şahınızı veremezsiniz!

Gündem belli: AKP’nin “muhalefetsiz demokrasi modeli” için yaptığı çalışmalar...

Devamını Oku
10.07.2025
Sivas'tan bugüne... Karanlıklar ve tehditler devam ederken

Dün, 2 Temmuz’du… 32 yıl önce yobazların 35 aydınımızı yakarak katletmesinin yıldönümü...

Devamını Oku
03.07.2025
‘Mutlak butlan’a karşı CHP kararlılığı!

Özgür Özel ve Ekrem İmamoğlu sayesinde CHP’nin birinci parti konumuna yükseldiğini gören AKP, ne yapıp edip bu iki lideri durdurmak için her şeyi yaptı ve yapmaya da devam ediyor.

Devamını Oku
26.06.2025
Cahil ve faşist liderlerin savaşı

Aslında bu köşe yazısını kaleme almanın hiçbir anlamının olmayacağı 36 saatlik süreç yaşıyoruz...

Devamını Oku
19.06.2025
Özgür Özel’in samimi gözyaşları

Her ölüm dayanılmaz bir acıdır. Şayet o ölüm, kalp krizi, trafik kazası, elektrik çarpması, cinayet veya intiharla gelmiş ise insan nefes alamaz hale gelir.

Devamını Oku
12.06.2025
Hiçbir şey, göründüğü gibi değildir

Yaşam akıp giderken, siyasi olaylara karşı yorumlar -tahminlerim bazen çok emin görünseler de- altüst olabiliyor.

Devamını Oku
05.06.2025
Çağdaş Türkiye mutlulukları ve üzüntüleri

Hayat, iyi ve kötü olaylar arasında oluşan düğümler şeklinde akan öznel bir film gibi. Seviniyoruz, üzülüyoruz, kahroluyoruz, âşık oluyoruz, şaşırıyoruz, kâh siyasetçilere kâh en yakınlarımıza kâh tuttuğumuz takıma kızıyoruz.

Devamını Oku
29.05.2025
Hayatınızda kaç tıkanıklık var?

Bazen içiniz tıkanır ya, nefes alamaz gibi olursunuz. Uyumak istersiniz ama uyuyamazsınız. İçiniz isyanlardadır, konuşacak kimseniz yoktur. Bütün bunları yaşarken bir de kapana kısılmış fare gibi trafikte kalmışsınızdır mesela!

Devamını Oku
22.05.2025
Yoksa bu bir savaş bildirisi mi?

Hayatı terör yüzünden kararmış aileler için acaba 12 Mayıs 2025 itibarıyla acılar son bulacak mı, yoksa bu tarih iç ve dış siyasetimizi daha da büyük kargaşaya taşıyacak kritik bir eşik mi olacak?

Devamını Oku
15.05.2025
Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Sokaktaki kediden lidere kadar her yer şiddet!

Devamını Oku
08.05.2025
Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Dünyanın sahte demokrasi parodileri (Trump ve ötesi)

Devamını Oku
01.05.2025
Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Subianto-Nutuk-Abdullah amcamız!

Devamını Oku
24.04.2025
Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Erdoğan’ın, yenilmez bir İmamoğlu’na katkıları

Devamını Oku
17.04.2025
‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

‘Parti devleti’ ve öncü muhalefet

Devamını Oku
10.04.2025
Gezi ve Saraçhane farkı!

Gezi ve Saraçhane farkı!

Devamını Oku
03.04.2025
Çok 'özel' bir lider, Özgür Özel

Çok "özel" bir lider, Özgür Özel

Devamını Oku
27.03.2025
İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

İmamoğlu ve demokrasi halka emanet

Devamını Oku
20.03.2025
Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Çifte standartlar ülkesinde demokrasi mücadelesi

Devamını Oku
13.03.2025
Tarih nedir, ne değildir?

Tarih nedir, ne değildir?

Devamını Oku
06.03.2025