Hedef: Bir Avrupa Türkiyesi!

29 Ekim 2013 Salı
90 yaşına gelmiş birine, yaş gününde ne
hediye edilir?
Şimdilerde moda:
Doğduğunuz günün gazetesini arşivden
çıkarttırıp bastırabiliyorsunuz.
Biz de Cumhuriyete, 90. yıl hediyesi
olarak böyle bir sürpriz yapmak istedik;
ona, “ertesi gün”ün, yani doğumunun
müjdelendiği 30 Ekim’in gazetesini armağan
etmeye karar verdik.
Ama malum; dönemin gazeteleri eski
Türkçe...
Bu haliyle versek, hediyeyi torunlar
anlamayacak.
Bunun üzerine koca bir ekip kolları
sıvadık, Cumhuriyet ilan edildiği gün
yayımlanmakta olan 15’e yakın gazete ve
dergiden türlü haberler derleyerek, bugünün
formatı ve mantığıyla, çok özel bir gazete
hazırladık.
Hakikat” adını verdiğimiz, Bakırköy
Belediyesi’nin katkısıyla hazırladığımız
gazetemiz, yarın Cumhuriyet’le birlikte
elinize ulaşacak.
Böylece, Cumhuriyetin ilanının o günkü
gazetelerde nasıl yer aldığını, olumluolumsuz
ne tür yorumlarla karşılandığını
görmekle kalmayacak, günün diğer
gelişmelerinden de haberdar olacaksınız.
O günlerde başka nelerin yaşandığından...
Sinemalarda hangi filmlerin
oynadığından...
Borsa durumu ve döviz kurlarından...
Hayat kadınlarıyla birlikte gece sefasına
çıkan Amerikan askerlerinin İstanbul’u
birbirine katan trafik kazasından...
Rumen milli takımının Fenerbahçe ve
Galatasaray’la yaptığı futbol maçlarından...
***
Bu ilginç gazetenin sürmanşetinde elbette
Cumhuriyetin ilanı ve “Gazi Hazretleri’nin
Reisicumhur seçilmesi” olacaktı.
Manşet için ise bir özel demeci seçtik.
Demeç, 29 Ekim günü öğleyin, “Reis
Paşa” tarafından
Revue Des Deux Mondes” gazetesinin
muhabiri Maurice Pernot’ya verilmişti.
Bu, Mustafa Kemal Paşa’nın, “Meclis
Başkanı” sıfatıyla verdiği son mülakattı.
Tarihi oturuma saatler kala yapılan
söyleşide, aslında Cumhuriyet ilan
ediliyordu.
Twitter icat edilmiş olsa, Fransız gazeteci,
bu özel demeçle, Türk meslektaşlarını
atlatabilirdi.
Pernot, Meclis’teki odasına girip
başındaki astragan kalpağı çıkaran “Kemal
Paşa”yı şöyle tarif ediyordu:
“Sarışın, ince saçları, kalpak altında
göremediğim geniş ve şekillenmiş alnını açık
bırakıyordu. Kendi kendime karşımda bir
Türk mü, bir Slav mı olduğunu düşündüm.
Yavaş yavaş yüzü canlandı, sesindeki
titreşimler değişti ve konuştu.”
***
Tarihi bir günde, tarihi bir kararın
arifesinde verilmiş bu tarihi demecin
tamamını yarın okuyacaksınız.
Burada sadece bir boyutuna dikkat
çekmek istiyorum.
Mustafa Kemal Paşa, savaşıp dize
getirdiği bir ülkenin gazetecisine, savaşıp
dize getirdiği Batı ile ilgili şunu söylüyor:
“(Batı’ya karşı) aşırı kuşkucu
davranıyorsak, bu, bize çok pahalıya mal
olan istiklalimizi kaybetme korkusundandır.
İstiklalimizin küçük bir bölümünü
sakatlamaktansa hepsini gözden çıkarmayı
tercih ederiz.
Ama çıkarlarımız, bizi bir Avrupa
Türkiyesi’ne, yani Batı’ya yönelmiş bir
Türkiye’ye yönlendiriyor.
Zaten Türkler asırlardır hep Doğu’dan
Batı’ya yürüdü. Son yıllarda yolumuzu
değiştirdiysek, bu bizim hatamız değildi.
Bizi siz zorladınız. Şimdi amacımız, yeniden
yakınlaşmaktır. Osmanlı’nın düşüşü, Batı’ya
karşı elde ettiği üstünlüklerin gururuyla
kendisini Avrupa milletlerine bağlayan
bağları kestiği gün başlamıştır. Bu bir
hataydı; bu hatayı tekrarlamayacağız.
Bütün çabamız, Türkiye’de modern, Batılı
bir yönetim kurmaktır.”
Kim ne kadar dalını kesmeye çalışırsa
çalışsın.
Bu hedef başarılmış, yüzünü Avrupa’ya
dönen o çınar, en derine kök salmıştır.
Cumhuriyetin 90. yılını coşkuyla
kutluyoruz.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları