Sahi, Gezi’ciler Nerede?

15 Nisan 2014 Salı

Gezi Direnişi, Türkiye tarihinin en büyük kitle hareketlerinden biri, belki de başlıcasıydı.
Bittiğinde kimileri direnişin ezildiğini düşündü.
Oysa Erdoğan’ın Gezi Parkı’na kışla yapılacağını söylediği ilk tarihten bu yana (1 Haziran 2011) neredeyse 3 yıl geçti.
Bugün kimse “kışla”yı ağzına bile alamıyor.
Başlı başına bu bile, Gezi Direnişi’nin başarısıdır.

***

Radikal Pazar’da Seyfi Öngider, değişik partilere dağılmış “Gezi isyancıları”nın demokratik, özgürlükçü yeni bir dönem başlatabilecek yetenek ve nitelikte olduğunu yazdı. “Birleşik bir muhalefet hareketinde buluşabilirlerse, Türkiye’yi yeniden inşa edecek bir siyasi blok haline gelebilirler” dedi.
Çokları, Gezi’den hemen bir parti doğacağını ummuştu.
Aslında temel referanslarını Gezi Direnişi’nden alan, “lidersiz” bir Gezi Partisi kuruldu da... (http://www. gezipartisi.org.tr/) Ancak bu hareketin partileşmemesinin daha iyi olacağını savunanlar da vardı. Ben de onlar arasındaydım. Almanya’da Yeşiller deneyimi yaşanmıştı. Partileşme, kurumsallaşmayı, kurumsallaşma ise sisteme ayak uydurmayı getiriyordu.
Oysa Yeşiller’in asıl katkısı, çevre bilincini tüm partilere yaymak olmuştu.
“Gezi ruhu” da böyle bir katkı yapabilirdi.

***

Nitekim öyle oldu.
Geçen bir yılda o ruh, geldiğini değişik vesilelerle hissettirdi.
Seçimde, sandık başında sabırla, inatla nöbet tutan, şaibeli sonuçların peşinde koşan seçmen duyarlılığı, biraz da Gezi bilinciyle politize olmuş gençlerin işiydi. Sosyal medyanın, ana akım medyaya alternatif olarak ortaya çıkışı ve yazılmayanı yazma, muhalifler arası dayanışma amacıyla kullanılışı da Gezi’nin popüler kıldığı silahlardan biriydi. Hükümetin Twitter’ı kapatma çabası boşuna değildi. Seçim öncesi hırsızlıkların deşifresi bu yöntemle oldu çünkü...
Kıymet Teyze’nin bir mahalle parkında dozerlerin önüne oturması bile, Gezi’den mahallelere yayılan çevreci damarın simgesiydi. Aynı direnişi, ODTÜ öğrencileri, Devlet Tiyatrosu sanatçıları da gösterdi.
Nihayet son olarak “OccupyCHP” de yine Gezi’nin mahsullerinden sayılabilecek bir gençlik eylemi olarak gerçekleşti.

***

“Gezi”, kendiliğinden oluşmuş gibi görünse de, dünyada akrabaları olan bir direniş ruhu...
RedHack’te dünyayı kasıp kavuran “Anonimous”un izleri var. Aynı maske, dünyanın her yerinde haksızlığın karşısına dikiliyor
“Occupy Wall Street” eylemi, Gezi’nin olduğu gibi, CHP’nin işgaline de ilham veriyor.
“Gezi Partisi”, “Yeşiller”in açtığı patikadan yürüyor. “Lidersiz”, İtalyan “5 Yıldızlı Hareket”in izlerini taşıyor.
Batı’daki örnekleri gibi internette örgütlenen birçok site, merkez medyanın kuşatılmasına karşı, yurttaş gazeteciliğini devreye sokarak okurlara farklı haber alma kanalları açıyor.

***

Demem o ki, “Gezi hareketi”, dünyadaki akrabalarının son 10 yılda yaşadıklarından ilham ve ders alarak, her partiye sızıp her muhalif oluşuma destek çıkarak, Türkiye’nin geleceğine damga vurmaya devam ediyor.
Bir yaşında bir hareket için büyük kazanımlar bunlar...
Bu oluşumların dayanışmasıyla bir “yeniden inşa”nın harcı atılabilir gerçekten de...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları