AKP'nin işi şimdi daha zor
Celal Başlangıç
Son Köşe Yazıları

AKP'nin işi şimdi daha zor

28.02.2015 23:48
Güncellenme:
Takip Et:

Dolmabahçe’deki Başbakanlık ofisinin duvarlarında Öcalan’ın sözleri yankılanıyor:

“PKK’yi bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum.”

Evet, Öcalan’ın bu daveti Başbakanlık ofisinde, Başbakan Yardımcısı Yalçın Akdoğan’ın, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın, AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal’ın, Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarı Muhammed Dervişoğlu’nun bulunduğu salonda HDP heyeti tarafından dile getiriliyor.

Yani devletin, hükümetin, hatta AKP’nin Meclis grubu temsilcisinin de önünde...

Türkiye’de bir iktidarın; bir anlamda Kürt siyasal hareketiyle, başka bir anlamda da İmralı’yı da Kandil’i de içine alan bir çerçevede açıklama yapması “tarihsel” bir ilk.

 

Silah bırakma havası yok

Ancak çözüm sürecine ilişkin olarak hükümetle HDP’nin üzerinde anlaştıklarını açıkladıkları sürece ilişkin 10 maddelik “kararlar”dan sonra “Kürtler AKP ile anlaştı, demokrasiyi sattı” demek çok acele ve ayrıntılara dikkat edilmeden yapılmış bir değerlendirme olarak görülüyor.

Çünkü bu ortak açıklamadan sonra Kürt siyasal hareketinde hiç de öyle “PKK kongreyi toplayacak, silah bırakma kararı alacak” havası yok.

Görünen o ki, ortak açıklama PKK’den önce AKP’nin önüne yeni “ev ödevleri” koyuyor.

Bu “ev ödevleri”nin neler olduğunu anlamak için 29 Kasım 2014’te HDP heyetinin İmralı dönüşü yaptığı açıklamaya bakmak gerekiyor.

O görüşmede Öcalan hükümete verdiği ve dünkü açıklamaya kaynaklık eden “Barış ve Demokratik Müzakere Süreci Taslağı”nı açıklıyor.

Bu noktada Habur’dan giriş sürecine, “Kandil’e çekilme” çağrısına ilişkin bir de “özeleştiri” yapıyor Öcalan.

Heyet de bu özeleştiriyi “Sayın Öcalan, yasal güvence sağlanmadan yaptığı bu çağrılarında yanılgılı olduğunu ve bu yanılgısından dolayı tüm Türkiye halklarına özeleştiri verdiğini belirtmiştir” sözleriyle açıklıyor.

 

Açıklamadaki şart

Zaten dünkü açıklamada, Öcalan’ın PKK’ye olağanüstü kongre çağrısı yapan sözlerinin başında bir de şart vardır:

“Asgari müştereğin sağlandığı ilkelerde silahlı mücadeleyi bırakma temelinde stratejik ve tarihi kararı vermek için PKK’yi bahar aylarında olağanüstü kongreyi toplamaya davet ediyorum...”

Demek ki öncelikle “Asgari müştereğin sağlandığı ilkeler” gerekiyor.

İkincisi, işte bu yüzden Öcalan’ın çağrısında “Hemen silahlı mücadeleyi bırakmak için olağanüstü kongre yapın” demiyor.

 

Seçim öncesi ödev

Üçüncüsü, “bahar ayları” belirlemesi işte hükümetin yapacağı “ev ödevleri” için verilen süre...

Yani “yaz aylarına kalmadan”, yani “7 Haziran seçiminden önce”.

29 Kasım’da İmralı’ya giden HDP heyetinin o tarihte yaptığı açıklamada da bu durum açıkça belirtilmişti:

“Sürecin bundan sonraki tüm aşamalarında, demokratik çözümün yasal güvencelerinin oluşturulmasının elzem olduğu ve bu güvenceler sağlanmadan nihai barış ve demokrasi hedefine varmanın mümkün olmadığı, Sayın Öcalan tarafından net, ısrarlı ve kararlı bir şekilde vurgulanmıştır.”

İşte burada sözü edilen “yasal güvence” de hükümetin seçime kadar yapması gereken “ev ödevleri”nden biri olarak ortada duruyor.

Öcalan’ın hükümete verdiği taslakta, silahların bırakılması sürecindeki “tahkim edilmiş ateşkes”i denetleyecek bir “İzleme Kurulu”nun da şart koşulduğunu unutmamak gerekiyor.

Ancak, dün yapılan açıklamada görünen o ki İmralı da, Kandil de, HDP de başından beri aynı yerde duruyor.

 

İki hükümet var

Ama hükümet için aynı şeyi söylemek söz konusu değil. Çünkü şu anda ortada iki hükümet var gibi görünüyor.

Birincisi, dün HDP ile Dolmabahçe’de ortak açıklama yapan hükümet.

İkincisi de İç Güvenlik Paketi’ni TBMM’ye getirip büyük bir telaşla, hatta muhalefet milletvekillerini döve döve geçirmeye çalışan öbür hükümet...

İşte bu ikinci hükümetle barış sürecini işletmek çok zor.

Ama, dünkü tarihsel sürecin önemi artık PKK ile yapılan görüşmelerde “diyalog” aşamasından “müzakere” aşamasına geçilmiş olmasındadır.

Fakat, hükümetin “ev ödevi”ni yapmadan, hele hele bu Türkiye’yi tamamen “polis devleti”ne dönüştürecek “İç Güvenlik Paketi” ısrarından vazgeçmeden PKK’nin bir olağanüstü kongre toplayıp “silahlara veda” kararı almasını beklemek ham hayal olur.

Zaten hükümetin İç Güvenlik Paketi’nde aceleciliğine bakınca, “müzakere masası”na bir koz yetiştirme telaşı da okunabilir; ama hükümet masaya yetiştiremeden, topluca “Kürt Özgürlük Hareketi”nin bastırmasıyla açıklama yapmak zorunda kaldı.

Belli ki yalnız AKP değil, HDP de seçime çatışmasız bir ortamda gitmek istiyor.

Bu aşamada “barış” konusunda Kürt cenahından güçlü bir sıkıştırmaya AKP’nin yanıt vermekten başka çaresi kalmadığı görünüyor.

 

Masa resmen kuruldu

Bir yandan AKP hükümet olarak Kürtlerle barış masasına otururken diğer yandan Erdoğan’ın “Türk tipi başkanlık” peşinde koşması da pek bir arada olacak unsurlar gibi görünmüyor.

Ancak dünkü açıklama artık “müzakere masası”nın resmen kurulduğunun ilanıdır.

Bundan sonra AKP’nin Türkiye’yi Ortadoğu ülkelerindeki diktatörlüklere çevirme teşebbüsleri artık daha da güçleşmiştir.

“Fiyatlarımız pazarlığa tabidir” durumunda olduğu gibi, bundan sonra Türkiye’nin barışı da, özgürlükleri de “müzakereye tabidir”.

Yazarın Son Yazıları

HDP'nin 'Türkiye' yolculuğu

HDP baskıların artacağı süreçte 'demokratik Türkiye partisini tahkim etme' yolculuğuna çıkıyor.

Devamını Oku
24.11.2015
HDP baraja değil, savaşa ve barikatlara takıldı (02.11.2015)

HDP baraja değil, savaşa ve barikatlara takıldı

Devamını Oku
02.11.2015
Cizreli kadınlar bayramlıklarını giyindi

Celal Başlangıç Cizre'de seçim izlenimlerini yazdı

Devamını Oku
02.11.2015
HDP baraja değil, savaşa ve barikatlara takıldı (02.11.2015)

HDP baraja değil, savaşa ve barikatlara takıldı

Devamını Oku
02.11.2015
Saray’ın inadına karşı ‘İnadına HDP’

Saray’ın inadına karşı ‘İnadına HDP’

Devamını Oku
31.10.2015
Devlet yapar, AKP konuşur

Şanlıurfa'da, Gaziantep'te 'Onlar Konuşur, AKP Yapar' sloganı hayli değişmiş.

Devamını Oku
25.10.2015
‘Suruç’, Ankara’nın işaretini vermişti

Erken seçim kararı alınmadan Suruç katliamıyla AKP ve Erdoğan için seçim kampanyasını başlatan IŞİD, Türkiye’yi büyük bir mezarlığa döndüren vahşetiyle kampanyasını sürdürüyor.

Devamını Oku
13.10.2015
Erdoğan’ın HDP sorunu

Erdoğan’ın Kürt sorunu yok, artık HDP sorunu var!

Devamını Oku
03.10.2015
Katliamlar AKP'nin peşinde olacak

Roboski katliamında yaşamını yitirenlerin yakınının yanı sıra Suruç ve Gezi katliamlarının mağdurları HDP listelerinde daha çok yer buldu. HDP’nin aday listelerinde belki de en belirgin değişikliklerden biri buydu.

Devamını Oku
20.09.2015
Yaşananlara göre 90’lar değil 80’ler

İktidar ‘çözüm süreci’ çizgisini terk edip sorunu 1990’lardaki gibi sorunu silahla çözme’ refleksine döndü. Ancak bugün yaşanan çatışmalar, sivillerin ölmesi, Rojava katliamı ve şehit ailelerinin tepkileri 1990’lardan daha geriye gittiğimizin göstergesi...

Devamını Oku
12.09.2015
90’lara mı dönüyoruz?

Bir haftadır sokağa çıkma yasağı uygulanan Cizre’ye bakarak herkes aynı soruyu soruyor: 1990’lı yıllara geri mi dönüyoruz?

Devamını Oku
11.09.2015
Bölgeyi seçmensiz bırakmak

Uzun süre haber alınamadı dün Cizre’den, Yüksekova’dan. Yeni taktik anlaşılmıştı. Bölgeyi seçmensiz bırakarak “milli irade”ye kendini başkan yaptıracaktı!

Devamını Oku
28.08.2015
AKP'nin senaryosu HDP'ye yarıyor

HDP seçim hükümetinde yer almak için sonuna kadar direnecek. Parti yönetimi, “İsterse bizden kimin bakan olacağını Erdoğan seçsin. Partimizi PKK ile ilişkili gösterme noktasından HDP’den bakan seçme noktasına gelir” görüşünde.

Devamını Oku
23.08.2015
'İnsanlık' müzelik oldu

Sınırdan sonraki ilk kavşakta Kobaneli gerillalar 3 ay çarpışmışlar. Burası ‘İnsanlık Müzesi’ olacak, taş üzerinde taş kalmayan kentte...

Devamını Oku
22.07.2015
Ve Lahey'e gidiyorlar

Kobane Başbakanı Enver Müslim, IŞİD’e yardım eden ülkelerin, kurumların ve kişilerin Lahey’de yargılanmalarını istemek için komisyon kurduklarını söyledi. Bir aydan az zamanda belgeleri dünyaya açıklayacaklarını söyleyen Müslim, “Türkiye’de bize destek olan arkadaşlarımız var ama katliamın içinde olanları da açıklamak boynumuzun borcu” dedi.

Devamını Oku
22.07.2015
Katliam göz göre göre geldi

Suruç’a giden gençler didik didik aranırken ‘Canlı bomba alana nasıl girdi’ sorusu yanıtsız.

Devamını Oku
21.07.2015
IŞİD savaşı artık Türkiye’ye taşıdı

Suruç’ta onlarca sosyalist gencin katledildiği eylemde patlatılan bomba, 7 Haziran seçimleri öncesinde başarıya ulaşmayan kanlı oyunu, şimdi olası bir erken seçim için yeniden sahneye koymaktır. Bir yanıyla bu bomba HDP’ye atılmıştır.

Devamını Oku
20.07.2015
Ateşkes yeniden

KCK’nin “misilleme” açıklamasının amacı ateşkesi bitirmek değil, AKP’nin ihlal ettiği ateşkesi yeniden “tahkim etmek”.

Devamını Oku
14.07.2015
ABD, Türkiye yerine Kürtleri seçti

ABD, Türkiye yerine Kürtleri seçti

Devamını Oku
15.06.2015
AKP'nin işi şimdi daha zor

Görünen o ki, bu ortak açıklama PKK’den önce AKP’nin önüne yeni “ev ödevleri” koyuyor.

Devamını Oku
28.02.2015
‘Terörist’ diyordu, ortak operasyon yaptı

YPG ile ortak yapılan bu operasyon, Türkiye’nin Suriye ve Suriye Kürtleriyle ilgili politikasının kesin iflasıdır. Türkiye bundan sonra bölgede IŞİD’e karşı operasyonlarda en etkin kara gücü işlevini yüklenecek olan YPG’ye ve sonuç olarak PKK’ye destek olacağının, en azından köstek olmayacağının sinyalini verdi.

Devamını Oku
23.02.2015