Ateşkes yeniden
Celal Başlangıç
Son Köşe Yazıları

Ateşkes yeniden

14.07.2015 05:32
Güncellenme:
Takip Et:

Meğer birileri kenarda köşede, hatta devrilmiş iktidarda ellerini ovuştura ovuştura bekliyormuş PKK’nin iki yıl önce ilan ettiği ateşkesi bitirmesini.

KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanlığı 11 Temmuz Cumartesi günü “ateşkes ihlallerine karşı misilleme hakkını kullanma” açıklamasını yapınca neredeyse birileri zil takıp oynamaya başladı “PKK ateşkesi bitirdi” diye.

Aslında, KCK’nin son “misilleme” açıklamasını doğru anlamak için iki yıldan fazla bir süredir uygulanan ateşkes sürecinin ve bağlı olarak “çözüm süreci”nin vardığı son aşamaya birkaç açıdan bakmak gerekiyor.

Birincisi, bugün bitip bitmediğini tartıştığımız ateşkesin tek varlık sebebi aslında “çözüm süreci.”

Bunu bir kenara yazıp devam edelim.

İkincisi, peki o zaman bugün ortada yürüyen bir “çözüm süreci” var mı? Buna “var” demek de, “yok” demek de pek mümkün değil.

Çünkü, 7 Haziran seçimleri öncesinde AKP ile HDP’nin açıkladığı “Dolmabahçe Mutabakatı”na, kurulacak olan “müzakere masası”na, “İzleme Heyeti”nin oluşturulması kararına bakacak olursak “çözüm süreci” var.

Ancak seçimlere beş kala Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Ne Kürt sorunu ya” diyerek “mutabakatı”ı berhava eden, “müzakere masası”nı daha kurulmadan deviren, “İzleme Heyeti”ni hükümete rağmen kurdurtmayan tavrına bakınca da “çözüm süreci” yok.

İşte süreç tam bu durumdayken 7 Haziran seçimlerine gidildi.

Ancak, tek başına iktidarı kaybeden AKP, sanki hiç seçim yapılmamış gibi, Erdoğan’ın son tutumunun getirdiği belirsizliğin arkasına saklanmış, ateşkesi ihlal eden eylemleri sürdürüyor.

İşte KCK’yi son “misilleme” açıklamasına getiren üçüncü nokta da tam burası.

Örgütün bu açıklamayı yapmasındaki dayanağı, “İki yılı aşkın süredir devam eden ateşkesin Türk tarafınca ihlal edilmesi.”

KCK, ihlale kanıt olarak da bazı uygulamaların altını çiziyor.

* Sistematik keşif uçuşları,

* Medya Savunma Alanları’nın zaman zaman bombalanması,

* Askeri amaçlı baraj ve yol yapımı,

* 4 Sivil siyaset yapan bazı parti ve kitle örgütü kadrolarının seçim sonrasında da yoğun biçimde tutuklanması.

KCK’ye göre, ateşkes sürecinde tarafların hem askeri, hem de politik olarak durumlarını kendi lehlerine çevirme girişimleri kesinlikle ateşkesin ihlali anlamına geliyor.

KCK, ateşkes ihlalinin temel nedenlerinden biri olarak taraflardan birinin diğeri üzerinde “stratejik üstünlük” sağlama çabasını görüyor.

Bu nedenlere dayanarak da 11 Temmuz açıklamasında ateşkesi bitirmekten değil ama, ateşkes koşullarının ihlaline karşı “halkın ve gerillanın direnme hakkını kullanarak” yapılacak bir “misilleme”yi gündeme getiriyor.

Gelelim bu açıklamada altı çok çizilmeyen ama “Kürt Özgürlük Hareketi”nin kendi tabanını yeni yeni hareketlendirmeye başladığı dördüncü noktaya.

Öcalan, “müzakere masası”nın devrilmesinden, yani 5 Nisan’dan bu yana ne ailesiyle, ne avukatlarıyla, ne de HDP heyetiyle görüşebiliyor.

Bu yüzden özellikle bölgede “tecrite karşı”, “Öcalan’a özgürlük” gösterileri giderek yaygınlaşmaya başlıyor.

KCK’yi bu açıklamaya iten başka temel rahatsızlıklar da var. Biri “çözüm süreci”nin belirsizliğe ve karanlık bir sona doğru evrilmesi... Diğeri de AKP’nin olmayan bir “çözüm süreci” ile ateşkesi “istismar etmesi.”

İşte KCK’nin 11 Temmuz tarihli son “misilleme” açıklamasını bu açılardan okuyunca, ortada ateşkesi bitirmek gibi bir amaç olmadığı, tam tersine AKP’nin “düşmüş” iktidarınca ihlal edilen ateşkesi yeniden “tahkim etme”nin hedeflendiği görülür.

Seçimlere çok kısa bir süre kala Kandil’de görüştüğümüz KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık’la yaptığımız uzun söyleşide ve Medya Savunma Alanları’nda edindiğimiz izlenim de zaten PKK’nin tekrar savaşmayı son çare olarak gördüğü, ateşkesin koşullarını sonuna kadar zorlamak yolunda olduğuydu.

İşte bu açıklama da tam olarak edindiğimiz bu izlenim doğrultusunda.

Son olarak bir noktaya daha değinmekte yarar var.

Ateşkesi kim ilan etti?

Öcalan.

Öcalan’ın ilan ettiği ateşkesi kim bitirebilir?

Yanıtı belli.

Elbette bu açıklamayı koalisyon ortağı olmayı düşünen partiler de ya da seçime kadar bir hükümet kurmayı düşünenler de, hatta erken seçim hesabı yapanlar da bir kenara yazar diye umuyorum.

Yani demem o ki, boşuna “savaş” için ellerinizi ovuşturmayın. Gökyüzüne açıp hiç değilse “barış” için dua edin. Daha insanca olur!

Yazarın Son Yazıları

HDP'nin 'Türkiye' yolculuğu

HDP baskıların artacağı süreçte 'demokratik Türkiye partisini tahkim etme' yolculuğuna çıkıyor.

Devamını Oku
24.11.2015
HDP baraja değil, savaşa ve barikatlara takıldı (02.11.2015)

HDP baraja değil, savaşa ve barikatlara takıldı

Devamını Oku
02.11.2015
Cizreli kadınlar bayramlıklarını giyindi

Celal Başlangıç Cizre'de seçim izlenimlerini yazdı

Devamını Oku
02.11.2015
HDP baraja değil, savaşa ve barikatlara takıldı (02.11.2015)

HDP baraja değil, savaşa ve barikatlara takıldı

Devamını Oku
02.11.2015
Saray’ın inadına karşı ‘İnadına HDP’

Saray’ın inadına karşı ‘İnadına HDP’

Devamını Oku
31.10.2015
Devlet yapar, AKP konuşur

Şanlıurfa'da, Gaziantep'te 'Onlar Konuşur, AKP Yapar' sloganı hayli değişmiş.

Devamını Oku
25.10.2015
‘Suruç’, Ankara’nın işaretini vermişti

Erken seçim kararı alınmadan Suruç katliamıyla AKP ve Erdoğan için seçim kampanyasını başlatan IŞİD, Türkiye’yi büyük bir mezarlığa döndüren vahşetiyle kampanyasını sürdürüyor.

Devamını Oku
13.10.2015
Erdoğan’ın HDP sorunu

Erdoğan’ın Kürt sorunu yok, artık HDP sorunu var!

Devamını Oku
03.10.2015
Katliamlar AKP'nin peşinde olacak

Roboski katliamında yaşamını yitirenlerin yakınının yanı sıra Suruç ve Gezi katliamlarının mağdurları HDP listelerinde daha çok yer buldu. HDP’nin aday listelerinde belki de en belirgin değişikliklerden biri buydu.

Devamını Oku
20.09.2015
Yaşananlara göre 90’lar değil 80’ler

İktidar ‘çözüm süreci’ çizgisini terk edip sorunu 1990’lardaki gibi sorunu silahla çözme’ refleksine döndü. Ancak bugün yaşanan çatışmalar, sivillerin ölmesi, Rojava katliamı ve şehit ailelerinin tepkileri 1990’lardan daha geriye gittiğimizin göstergesi...

Devamını Oku
12.09.2015
90’lara mı dönüyoruz?

Bir haftadır sokağa çıkma yasağı uygulanan Cizre’ye bakarak herkes aynı soruyu soruyor: 1990’lı yıllara geri mi dönüyoruz?

Devamını Oku
11.09.2015
Bölgeyi seçmensiz bırakmak

Uzun süre haber alınamadı dün Cizre’den, Yüksekova’dan. Yeni taktik anlaşılmıştı. Bölgeyi seçmensiz bırakarak “milli irade”ye kendini başkan yaptıracaktı!

Devamını Oku
28.08.2015
AKP'nin senaryosu HDP'ye yarıyor

HDP seçim hükümetinde yer almak için sonuna kadar direnecek. Parti yönetimi, “İsterse bizden kimin bakan olacağını Erdoğan seçsin. Partimizi PKK ile ilişkili gösterme noktasından HDP’den bakan seçme noktasına gelir” görüşünde.

Devamını Oku
23.08.2015
'İnsanlık' müzelik oldu

Sınırdan sonraki ilk kavşakta Kobaneli gerillalar 3 ay çarpışmışlar. Burası ‘İnsanlık Müzesi’ olacak, taş üzerinde taş kalmayan kentte...

Devamını Oku
22.07.2015
Ve Lahey'e gidiyorlar

Kobane Başbakanı Enver Müslim, IŞİD’e yardım eden ülkelerin, kurumların ve kişilerin Lahey’de yargılanmalarını istemek için komisyon kurduklarını söyledi. Bir aydan az zamanda belgeleri dünyaya açıklayacaklarını söyleyen Müslim, “Türkiye’de bize destek olan arkadaşlarımız var ama katliamın içinde olanları da açıklamak boynumuzun borcu” dedi.

Devamını Oku
22.07.2015
Katliam göz göre göre geldi

Suruç’a giden gençler didik didik aranırken ‘Canlı bomba alana nasıl girdi’ sorusu yanıtsız.

Devamını Oku
21.07.2015
IŞİD savaşı artık Türkiye’ye taşıdı

Suruç’ta onlarca sosyalist gencin katledildiği eylemde patlatılan bomba, 7 Haziran seçimleri öncesinde başarıya ulaşmayan kanlı oyunu, şimdi olası bir erken seçim için yeniden sahneye koymaktır. Bir yanıyla bu bomba HDP’ye atılmıştır.

Devamını Oku
20.07.2015
Ateşkes yeniden

KCK’nin “misilleme” açıklamasının amacı ateşkesi bitirmek değil, AKP’nin ihlal ettiği ateşkesi yeniden “tahkim etmek”.

Devamını Oku
14.07.2015
ABD, Türkiye yerine Kürtleri seçti

ABD, Türkiye yerine Kürtleri seçti

Devamını Oku
15.06.2015
AKP'nin işi şimdi daha zor

Görünen o ki, bu ortak açıklama PKK’den önce AKP’nin önüne yeni “ev ödevleri” koyuyor.

Devamını Oku
28.02.2015
‘Terörist’ diyordu, ortak operasyon yaptı

YPG ile ortak yapılan bu operasyon, Türkiye’nin Suriye ve Suriye Kürtleriyle ilgili politikasının kesin iflasıdır. Türkiye bundan sonra bölgede IŞİD’e karşı operasyonlarda en etkin kara gücü işlevini yüklenecek olan YPG’ye ve sonuç olarak PKK’ye destek olacağının, en azından köstek olmayacağının sinyalini verdi.

Devamını Oku
23.02.2015