‘Terörist’ diyordu, ortak operasyon yaptı
Celal Başlangıç
Son Köşe Yazıları

‘Terörist’ diyordu, ortak operasyon yaptı

23.02.2015 02:51
Güncellenme:
Takip Et:

Suriye tarafından on binlerce insan Türkiye’ye doğru kaçıyor, Türkiye’nin dört bir yanından Kürtler, sivil toplum örgütleri, Türkiyeli sosyalistler sınıra doğru akıyordu.

Sınırın öbür yanından gelenler de, Türkiye’nin kentlerinden Suruç’taki sınır boyunda etten duvar ören insanlar da çok kızgındı Türkiye’ye.

“IŞİD’e Türkiye yardım ediyor, silah veriyor, cihatçı geçişini sağlıyor, IŞİD’in attığı havan topu Türkiye’ye düşüyor, Türk askeri ‘angajman kuralları gereği’ IŞİD mevzilerini değil de YPG mevzilerini bombalıyor” iddiaları gündemdeydi.

Çok uzak değil, daha birkaç ay önce IŞİD’in Kobane’yi üç bir yandan kuşattığı günlerde Türkiye IŞİD’in en büyük destekçisi olarak görülüyordu.

Hatta, Mürşitpınar sınır kapısından geçip topa tutulmaya başlanmış Kobane’ye girdiğimizde, bir kanton yöneticisi bize yakaladıkları IŞİD’li cihatçının söylediklerini aktarmıştı:

“Türkiye size un, makarna, şeker veriyor, bize de silah, mermi, füze veriyor.”

 

Düştü, düşüyor...

Türkiye’nin Rojava’nın silahlı gücü YPG’yi terörist örgüt ilan ettiği, Erdoğan’ın “Ayn el Arap düştü, düşüyor” dediği günlerdi.

Aslında o günlerde bir de “müzakere süreci” yaşanıyordu PKK ile AKP hükümeti arasında.

Rojava’yı kaybetmiş bir PKK ile müzakere masasına oturmak daha kolaydı ve bu yüzden IŞİD’in Rojava’ya ait üç kantondan biri olan Kobane’ye saldırısında doğal olarak Türkiye “makul şüpheli”ydi.

Ancak, hem Kobane direndi, hem de aynı tarihlerde Kürdistan Özerk Bölgesi’ne yönelen IŞİD’i püskürtmek için Kandil’den “gerilla sevkıyatı” yapıldı.

Sonuçta, Kobane’de zafer kazanmış bir YPG, Şengal’de koridor açarak Ezidileri kurtarmış bir PKK çıktı ortaya. Elbette daha kritik olanı da Türkiye’den kaçan Kürt ailelerin yaşadığı yaklaşık 12 bin kişilik Mahmur Kampı’na giren IŞİD’i Kandil’den gelen peşmergeler püskürttü.

Aslında bu sadece Mahmur’un kurtarılması değil, aynı zamanda Mesud Barzani’nin de PKK tarafından kurtarılmasıydı.

Çünkü IŞİD, Mahmur’u ele geçirip yürüseydi, dümdüz bir ovanın 40 kilometre sonrası Erbil’di ve bazı kaynaklara göre Mesud Barzani’yi böyle bir durumda İstanbul’a getirecek özel uçak havaalanında hazır bekliyordu.

Erbil’den Türkiye’ye doğru yayılan bilgilere göre birden bölgenin en seküler silahlı gücü olarak Ortadoğu sahnesine bu kadar geniş bir alanda çıkan PKK, kardeş örgütü YPG ile Kobane’yi, Şengal Dağı’ndaki Ezidileri, Mahmur Kampı’ndaki Türkiyeli Kürt aileleri ve hatta Barzani’yi de kurtarmıştı.

 

En büyük kırılma noktası

Terör örgütü” ilan ettiği PYD’ye NATO’daki “müttefiki” ABD’nin havadan silah yardımı yapması, Türkiye’nin sadece Suriye politikasının değil, bu ülkedeki Kürt politikasının da davul-zurna çalınarak iflasını ilan eden en büyük kırılma noktasıydı.

Türkiye’nin bölgeye dönük politikalarının tümüyle iflasının ikinci kez ilanı ise Elysee Sarayı’nda gerçekleşti.

8 Şubat 2014 tarihinde, PYD Eşbaşkanı Asiya Abdullah ile IŞİD’e karşı savaşan YPJ’nin kadın komutanı, askeri giysileriyle Fransız Cumhurbaşkanı Hollande tarafından konuk ediliyordu.

Aynı Hollande, iki gün sonra da aynı sarayda Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’yi ağırlayacaktı.

Fransa, ABD ile birlikte IŞİD’e karşı oluşturulan “koalisyon güçleri”nin sıradan bir ortağı değil, aynı zamanda bugün kanlı bir savaşa sahne olanan Suriye’nin eski “egemen”iydi.

Bugün tartışılan Süleyman Şah Türbesi’nin Türkiye’nin hükümranlığına verilmesi 1921 yılında Fransa ile yapılan bir anlaşmayla sağlanmıştı.

 

Geleceğin ipuçları

Daha dün “terörist” ilan ettiği YPG ile bugün Türkiye’nin ortak operasyon yapması, uygulanan politikaların değişimine ve gelecekte olacaklara ilişkin önemli ipuçları veriyor.

Birincisi, YPG ile ortak yapılan bu operasyon, Türkiye’nin hem Suriye, hem de Suriye Kürtleri politikasının kesin iflasıdır.

İkincisi, ABD’nin Türkiye’ye rağmen silah yardımı yaptığı, Fransa’nın sarayda ağırladığı Suriye Kürtlerini gelecekte işbirliği yapılacak “bölgedeki en önemli seküler silahlı güç” olarak gören bu iki ülkeye artık Türkiye de katılmak zorunda kaldı.

Üçüncüsü, YPG ile IŞİD’le çatışmayı göze alarak bölgeye giren Türkiye, “uluslararası toplum”a IŞİD’e destek veren değil, tam tersi Kürtlerle beraber operasyon yapan bir ülke görüntüsü verdi.

Dördüncüsü, bundan sonra bölgede IŞİD’e karşı yapılacak operasyonda en etkin kara gücü işlevini yüklenecek olan YPG’ye ve sonuç olarak PKK’ye Türkiye de destek olacağının, en azından köstek olmayacağının sinyalini verdi.

Türkiye’nin bu tavrı, önümüzdeki günlerde Kobane’nin yeniden yapılması için gerekli inşaat malzemelerinin Türkiye’den rahatça geçmesine, hatta karşılıklı ticaretin gelişmesine yol açabilir.

Türkiye’yle olan sınır kapıları kapatılmış olan Cizire ve Afrin kantonlarından artık Türkiye’ye daha rahat insan ve ihtiyaç malzemesi geçişini kolaylaştırabilir.

Önümüzdeki süreçte bir ucunda Türkiye’nin, diğer ucunda Suriye ve Irak’ın bulunduğu coğrafyada büyük bir savaş beklentisi var.

 

ROJAVA POLİTİKASI DEĞİŞECEK

Hem “uluslararası toplum” IŞİD’i kazımak istiyor, hem de Kürtler, kantonlarının bağlantısını kesen IŞİD’i yenilgiye uğratarak yekpare bir Rojava çıkartmak istiyor.

Bu nedenle sınır komşusu Tel Abyad’da, batı cephesindeki Cerablus’ta meydana gelecek çatışmalardan Türkiye’nin büyük ölçüde etkileneceği açık.

Gelecekte olası bir Tel Abyad kuşatmasında Türkiye’nin IŞİD’e yardım edip etmeyeceği, Akçakale’deki sınır kapısını açık tutup tutmayacağı, Ceylanpınar’daki eski “Devlet Üretme Çiftliği” topraklarının IŞİD tarafından bir koridor olarak kullanılıp kullanılmayacağı süreç içersinde görülecek.

Ama, YPG ile Süleyman Şah Türbesi için ortak operasyon yapan ve türbeyi getirip Kürtlerin, IŞİD’in elinden birkaç hafta önce aldığı Eşme’ye taşıyan Türkiye’nin artık “duvara toslayan” Suriye politikasını ve Rojava kantonlarına dönük tutumunu değiştireceğinin ilk sinyalleri sayılabilir yaşananlar.

Ancak, Türkiye’nin kendi yurttaşları olan Kürtlerine dönük politikasındaki “müzakere süreci”nin girdiği çıkmazdan kurtulacağına dair yeterli işaret olarak da görülmüyor bu politika değişikliği.

Kürt Siyasal Hareketi’nin bazı temsilcileri, YPG ile ortak operasyon yapma noktasına gelmesini Türkiye’nin “müzakere süreci”ne bundan sonraki yaklaşımı açısından “Bir şey, ama her şey değil” diye değerlendiriyorlar.

Bu “türbe işbirliği”nin Türkiye’deki barış sürecine yansıması ve “müzakere masası”nı nasıl etkileyeceğini önümüzdeki günler gösterecek.

Ancak kesin olan bir şey var ki, artık Türkiye’nin iflas eden Suriye ve Kürt politikasının bir kez daha hem de bu sefer çok şiddetli biçimde duvara çarptığıdır.

Bu çarpmanın şiddetinin, zorunlu olarak Türkiye’yi bir politika değişikliğine yönelttiği kesin.

“Stratejik derinliğin” göründüğü kadar sığ olmadığını Türkiye “Ortadoğu gerçeği”nde bir kez daha öğreniyor. Çünkü burası öyle bir coğrafya ki “düşmanımın düşmanı dostum” olmuyor her zaman. Hatta sık sık düşmanının düşmanı senin de düşmanın olabiliyor.

Ya da tam tersi, dostunun dostu, senin dostun olamayabiliyor. Hatta düşmanın bile oluyor.Daha bir süre öncesine kadar Türkiye ile PKK’ye karşı ortak operasyon yapan peşmerge, bugün Kobane’de YPG ile omuz omuza çarpışıyor ya da PKK Mahmur’a inip Erbil’in kapısından IŞİD’in geçmesini engelleyebiliyor.

Hatta düne kadar YPG’ye karşı IŞİD’le işbirliği yapmakla suçlanan Türkiye, bugün YPG ile “IŞİD’in elinden türbe kurtarma” ortaklığı yapabiliyor.

Ortadoğu öyle çalkantılı ve kanlı bir süreçten geçiyor ki, Türkiye’nin de gırtlağına kadar girdiği bu bataklık, daha çok “stratejik derinlik” yutacak gibi görünüyor!

 

 

Yazarın Son Yazıları

HDP'nin 'Türkiye' yolculuğu

HDP baskıların artacağı süreçte 'demokratik Türkiye partisini tahkim etme' yolculuğuna çıkıyor.

Devamını Oku
24.11.2015
HDP baraja değil, savaşa ve barikatlara takıldı (02.11.2015)

HDP baraja değil, savaşa ve barikatlara takıldı

Devamını Oku
02.11.2015
Cizreli kadınlar bayramlıklarını giyindi

Celal Başlangıç Cizre'de seçim izlenimlerini yazdı

Devamını Oku
02.11.2015
HDP baraja değil, savaşa ve barikatlara takıldı (02.11.2015)

HDP baraja değil, savaşa ve barikatlara takıldı

Devamını Oku
02.11.2015
Saray’ın inadına karşı ‘İnadına HDP’

Saray’ın inadına karşı ‘İnadına HDP’

Devamını Oku
31.10.2015
Devlet yapar, AKP konuşur

Şanlıurfa'da, Gaziantep'te 'Onlar Konuşur, AKP Yapar' sloganı hayli değişmiş.

Devamını Oku
25.10.2015
‘Suruç’, Ankara’nın işaretini vermişti

Erken seçim kararı alınmadan Suruç katliamıyla AKP ve Erdoğan için seçim kampanyasını başlatan IŞİD, Türkiye’yi büyük bir mezarlığa döndüren vahşetiyle kampanyasını sürdürüyor.

Devamını Oku
13.10.2015
Erdoğan’ın HDP sorunu

Erdoğan’ın Kürt sorunu yok, artık HDP sorunu var!

Devamını Oku
03.10.2015
Katliamlar AKP'nin peşinde olacak

Roboski katliamında yaşamını yitirenlerin yakınının yanı sıra Suruç ve Gezi katliamlarının mağdurları HDP listelerinde daha çok yer buldu. HDP’nin aday listelerinde belki de en belirgin değişikliklerden biri buydu.

Devamını Oku
20.09.2015
Yaşananlara göre 90’lar değil 80’ler

İktidar ‘çözüm süreci’ çizgisini terk edip sorunu 1990’lardaki gibi sorunu silahla çözme’ refleksine döndü. Ancak bugün yaşanan çatışmalar, sivillerin ölmesi, Rojava katliamı ve şehit ailelerinin tepkileri 1990’lardan daha geriye gittiğimizin göstergesi...

Devamını Oku
12.09.2015
90’lara mı dönüyoruz?

Bir haftadır sokağa çıkma yasağı uygulanan Cizre’ye bakarak herkes aynı soruyu soruyor: 1990’lı yıllara geri mi dönüyoruz?

Devamını Oku
11.09.2015
Bölgeyi seçmensiz bırakmak

Uzun süre haber alınamadı dün Cizre’den, Yüksekova’dan. Yeni taktik anlaşılmıştı. Bölgeyi seçmensiz bırakarak “milli irade”ye kendini başkan yaptıracaktı!

Devamını Oku
28.08.2015
AKP'nin senaryosu HDP'ye yarıyor

HDP seçim hükümetinde yer almak için sonuna kadar direnecek. Parti yönetimi, “İsterse bizden kimin bakan olacağını Erdoğan seçsin. Partimizi PKK ile ilişkili gösterme noktasından HDP’den bakan seçme noktasına gelir” görüşünde.

Devamını Oku
23.08.2015
'İnsanlık' müzelik oldu

Sınırdan sonraki ilk kavşakta Kobaneli gerillalar 3 ay çarpışmışlar. Burası ‘İnsanlık Müzesi’ olacak, taş üzerinde taş kalmayan kentte...

Devamını Oku
22.07.2015
Ve Lahey'e gidiyorlar

Kobane Başbakanı Enver Müslim, IŞİD’e yardım eden ülkelerin, kurumların ve kişilerin Lahey’de yargılanmalarını istemek için komisyon kurduklarını söyledi. Bir aydan az zamanda belgeleri dünyaya açıklayacaklarını söyleyen Müslim, “Türkiye’de bize destek olan arkadaşlarımız var ama katliamın içinde olanları da açıklamak boynumuzun borcu” dedi.

Devamını Oku
22.07.2015
Katliam göz göre göre geldi

Suruç’a giden gençler didik didik aranırken ‘Canlı bomba alana nasıl girdi’ sorusu yanıtsız.

Devamını Oku
21.07.2015
IŞİD savaşı artık Türkiye’ye taşıdı

Suruç’ta onlarca sosyalist gencin katledildiği eylemde patlatılan bomba, 7 Haziran seçimleri öncesinde başarıya ulaşmayan kanlı oyunu, şimdi olası bir erken seçim için yeniden sahneye koymaktır. Bir yanıyla bu bomba HDP’ye atılmıştır.

Devamını Oku
20.07.2015
Ateşkes yeniden

KCK’nin “misilleme” açıklamasının amacı ateşkesi bitirmek değil, AKP’nin ihlal ettiği ateşkesi yeniden “tahkim etmek”.

Devamını Oku
14.07.2015
ABD, Türkiye yerine Kürtleri seçti

ABD, Türkiye yerine Kürtleri seçti

Devamını Oku
15.06.2015
AKP'nin işi şimdi daha zor

Görünen o ki, bu ortak açıklama PKK’den önce AKP’nin önüne yeni “ev ödevleri” koyuyor.

Devamını Oku
28.02.2015
‘Terörist’ diyordu, ortak operasyon yaptı

YPG ile ortak yapılan bu operasyon, Türkiye’nin Suriye ve Suriye Kürtleriyle ilgili politikasının kesin iflasıdır. Türkiye bundan sonra bölgede IŞİD’e karşı operasyonlarda en etkin kara gücü işlevini yüklenecek olan YPG’ye ve sonuç olarak PKK’ye destek olacağının, en azından köstek olmayacağının sinyalini verdi.

Devamını Oku
23.02.2015