Çiğdem Toker

Kasa

12 Şubat 2014 Çarşamba

“Ben yolsuzluk denildiğinde şunu anlarım; devletin kasası soyuluyor mu soyulmuyor mu? Ayakkabı kutusu içerisinde söylenen olaylar, Halk Bankası’ndan alınan ya da soyulan para değildir.”
Al Jazeera’ya verdiği mülakattan alıntıladığım bu cevap, ister istemez Başbakan Erdoğan’ın “devlet kasası”ndan ne anladığını düşündürüyor.
Doğru, eskiden gerçekten Hazine’nin bir kasası varmış.
Gözlerimle gördüm, oradan biliyorum...
Hürriyet’te çalıştığım dönem Merkez Bankası eski başkanlarından Gazi Erçel, idam edilen Başbakan Adnan Menderes’in, hediyeler konusundaki titizliğini anlatmıştı.
Sözün devamında Menderes’in yabancı bir devlet adamının armağan ettiği kol saatini el yazısı notla birlikte Hazine kasasına koyduğunu söyleyince, ertesi gün kasanın peşine düşmek farz oldu...
Özel izinle girdiğimiz Hazine Müsteşarlığı zemininin üç kat altındaki bodrum katında karşılaşmıştım Alman yapımı o yeşil çelik kasayla...
Heyecan verici bir andı.
2 metre uzunluğunda, 1.5 metre genişliğinde, göbeğinde kocaman bir şifreli kolla karşımızdaydı.
Muhtemelen, olanca yalnızlığıyla hâlâ orada duruyordur...

***

Ne var ki “devlet” dediğimiz mekanizma, hayli uzun zamandır paraları çelik kasada saklamıyor.
Diğer bütün kurumlar gibi bizden toplanan vergilerden oluşan Hazine parası da “kaydi” sistemde dönüp dağıtılıyor devlet kurumları arasında.
Yani hırsızlar, an gelip bütün akıllarını yitirir de Eskişehir yolundaki Hazine’ye gitseler dahi elleri boş döner; diyeceğim o...
Hak etmedikleri, ter dökmedikleri paraya göz dikenler, yönetici kadroların yakınlarıyla “arkadaş” olmanın çok daha konforlu olduğunu hanidir keşfetti.
Yolsuzluğun günümüzde bu mesafesiz yakınlıklardan geçtiğini bilmeyen de şu son üç beş günde öğrenmiştir herhalde.

***

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’nun grup toplantısında açıkladığı yasal dinleme kayıtlarına geçmeden önce, istifa etmek zorunda kalan İçişleri Bakanı Muammer Güler’in tutuklu oğlu Barış Güler’in ortağı olduğu şirketlerdeki paylarına bakalım:
BBS Danışmanlık Gayrimenkul’de 20 bin, BBS Sigortacılık’ta 20 bin, Aşk Beslenme ve Danışmanlık’ta da 15 bin TL hissesi var...
Şimdi de Kılıçdaroğlu’nun aktardığı cümleden, minik bir söylem analizine geçelim.
“Sadece kendi param kaldı. 1 trilyon.”
Bir cümlede iki saklı itiraf:
Kaldı: Demek ki bu para daha çoktu.
Kendi: Demek ki başkalarının da parası vardı.
Hrant Dink öldürüldüğünde İstanbul Valisi olan Muammer Güler, oğluna yalanın formülünü aktarıyor telefonda. “Diyeceksin ki bir danışmanlık işim var. Gayri resmi yapıyorum. Benim alacaklı olduğum dayımın oğlu bunların yanında çalışıyor.”
Oğluna yalan ifade telkin eden polislerin bakanı, sonra da çıkıp halka “1.2 milyon TL, oğlumun sattığı Bahçeşehir’deki villanın parasıydı” diye açıklama yapıyor.
Evet, “yolsuzluk” devlet kasasının soyulması; Başbakan haklı.
Bu kadar rahat yalan söyleyen-söyleten bir bakanın oğlunun, 1 trilyon liradan “üç beş kuruş” diye söz etmesidir “yolsuzluk”.
O yeşil çelik kasa ise olanca yalnızlığıyla Hazine’nin bodrumunda...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Hoşça kalın 9 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları