Beklemek, Umudu Yitirmeden

03 Ekim 2011 Pazartesi
\n

Öyle bir zamandayız ki hayatımız hep beklemelerle geçiyor. Beklemek bir yanıyla umudun, umut etmenin kardeşi. Ne var ki çoğu zaman beklemelerimiz düş kırıklıklarıyla duraksıyor. Sonlanıyor demiyorum, duraksıyor diyorum, bu sözcüğü bilinçli kullanıyorum, çünkü sonlanıyor edimi umudun da yitmesi anlamına geliyor. Bir insan için umutsuzluk kadar yıpratıcı, benliği yaralayıcı ne olabilir ki?

\n

***

\n

Arkadaşımız Mustafa Balbay son 217 günü hücrede olmak üzere 2 yıl 211 gündür demir parmaklıklar ardında tutuluyor. Savcılar arkadaşımızın gazetecilik mesleği gereği tuttuğu notlarda suç unsuru bulmuşlar, ona Ergenekon davası sanıklığı yakıştırmışlar. İnanılacak gibi değil ama bu davanın iddianamesinde devlet yıkıcılığı, darbecilik”, teröristlik gibi insanda dehşet duyguları uyandıran ne varsa mevcut.

\n

Biz arkadaşları, dostları, okurları, sevenleri Balbay tüm bu dehşetengiz işleri nasıl yapacak?diye iki buçuk yıldır aramızda tartışıyor, soruyor, sorguluyor fakat bir yanıt bulamıyoruz. Aklımız bir noktada takılıp kalıyor.

\n

Savcılar ise Yapar mı, yapar!mantığıyla bıkmadan usanmadan olmayan izleri sürüyorlar. 912 gündür bulup bulabildikleri yalnızca bilgisayarından kopyalanan gazetecilik notları. Sanırım onlar da ellerindeki bu notların bir mahkûmiyet için yeterli olmadığını, olamayacağını biliyorlar. Onun için iz sürmeye devam ediyorlar. Dava süresi boyunca gazeteci olarak 30, milletvekili kimliğiyle de 2 kez salıverilme isteminde bulunmasına karşın hâlâ içeride tutulmasının nedeni de bu! Savcılar salıverilme istemlerini deliller toplanamadı gerekçesiyle geri çeviriyorlar. Yani kararlılar; iz sürmeye devam edecekler, ille de yeni deliller bulacaklar! Bu ise pek olası görünmüyor, çünkü 912 gündür toplanamayan delillerin bundan sonra da bulunamayacağını öngörmek için müneccim olmak gerekmiyor.

\n

Öte yandan bir tuhaf durum daha var ortada; eğer eldeki deliller bir mahkûmiyet için yeterli değilse, mutlaka yeni deliller bulunması gerekiyorsa o zaman insan ister istemez Balbayın gerekli yeterlilikte olmayan delillere dayanarak özgürlüğünden yoksun bırakıldığı düşüncesine varıyor. O zaman da Bu ne biçim hukuk anlayışıdır?sorusu haklılık kazanıyor.

\n

***

\n

Mustafa Balbay yüz binlerce seçmenin oylarıyla seçilmiş bir milletvekilidir. Seçim bölgesi olan İzmirde açılan imza kampanyasında açık imzalarıyla onun salıverilmesi, yasama görevini yapabilmesi için TBMMye gitmesi isteminde bulunan İzmirli sayısı 800.000’e ulaşmıştır. Böylesine güçlü bir halk desteğine sahip bir aydının kaçması düşünülebilir mi?

\n

Kendisi de zaten her olanakta, yargılanmam sürsün, milletvekili dokunulmazlığı istemiyorum diyor.

\n

Yoksa tüm tutuklu milletvekilleri gibi Balbayın da olası bir iktidar-muhalefet pazarlığında bir koz olarak kullanılması mı düşünülüyor?

\n

İlk akla gelen olasılık anayasa değişikliği oluyor. Örneğin iktidar, birinin 2, birinin 1, birinin de 5 milletvekili tutuklu bulunan CHP, MHP ve BDPye anayasa değişikliği pazarlığında Değişikliğe ilişkin benim yaklaşımlarımı destekleyin, ben de yasalarda gerekli değişiklikleri yapar milletvekillerinizin salıverilme yolunu açarım.”

\n

Eğer gerçekten böyle bir pazarlık söz konusu olacaksa bu, milyonlarca seçmenin oyuyla seçilmiş milletvekillerinin birer rehine durumuna düşürüleceği anlamına gelmeyecek midir?

\n

Bunun düşüncesi bile korkutuyor insanı.

\n

***

\n

Beklemeyi sürdüreceğiz. Arada duraksamalar, kırılmalar da olsa bekleyeceğiz. Doğal ki bir köşeye sinmeden, bir yerde durup kalmadan. Sesimizi yükselteceğiz, sırasında sokaklara döküleceğiz, alanlara akacağız. Bu devran hep böyle sürmeyecek. Bunu bilerek umutlarımızı çoğaltacağız, beklemelerimiz ne kadar uzun da sürse

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları