Kolay Ölümler

13 Eylül 2014 Cumartesi

Aşağıdaki veriler Türkiye İstatistik Kurumu ve Emniyet Genel Müdürlüğü’nün 17 Temmuz 2014 tarihli ve 18510 sayılı ortak haber bülteninden. Bültendeki verilere göre 2013 yılında Türkiye’de 1.207.354 trafik kazası olmuş. Bunlardan “maddi hasarlı” kaza sayısı 1.046.048. “Ölümlü/yaralanmalı” kaza sayısı ise 161.306. Bu kazalarda 274.829 kişi yaralanmış 3.685 kişi de yaşamını yitirmiş.
Türkiye yalnızca ölümlü iş kazalarında Avrupa birincisi değil, ölümle sonuçlanan trafik kazalarında da yıllardır ilk sırayı başka bir ülkeye bırakmıyor. 2004-2013 yılında trafik kazalarında ölenlerin toplam sayısı 42.447. Resmi verilere göre son 10 yıl içinde, Bayburt’un nüfusunun (75.620) yarıdan fazlası insanımız yollarda can vermiş. Bunların yüzde 42.8’ini sürücüler, yüzde 39.5’i yolcular, yüzde 17.7’sini de yayalar oluşturuyor.
2013 yılındaki ölümlü/yaralanmalı trafik kazalarına 251.729 taşıt karışmış. Bu taşıtlardan yüzde 50.3’ü otomobil, yüzde 16.2’si motosiklet, yüzde 16.1’i kamyonet, yüzde 5.7’si kamyon, yüzde 3.2’si otobüs yüzde 5.6’sı da diğer taşıtlar.
Bu kazaların çok büyük çoğunluğunun alkollü araç kullanma, dikkatsizlik, trafik kurallarına uymama, aşırı hız gibi sürücü hatalarından kaynaklandığını söylemek bile gereksiz.

***

Mecidiyeköy’deki son asansör kazasından sonra çok yazıldı, çizildi. Ama yine de anımsatmakta yarar var. 2004-2013 yılları arasında iş kazalarında can veren işçi sayısı 11.733; bu yılın ilk sekiz ayında ölenlerin sayısı da 1.270.
Yaz geliyor, yüzlerce insanımız denizlerde, göllerde, ırmaklarda, barajlarda can veriyor.
Kentlerimizi sel basıyor, insanlarımız cadde ortasında sel sularına kapılıp yaşamlarını yitiriyorlar.
Su kenarında piknik yaparken baraj kapakları açılıyor, çoluk çocuk su taşkınında ölüyor.

***

Türkiye bir “kolay ölümler” ülkesidir. Burada bir çay bahçesinde arkadaşınızla sohbet ederken üzerinize bir ağaç devrilir, altında kalıp ölebilirsiniz. Ya da bir maganda kurşununun kurbanı olabilirsiniz. Dehşet verici toplamdan söz etmek istemiyorum, ülkemiz erkeklerinin 2013 yılında 214 kadını ve 10 çocuğu öldürdüklerini söylemekle yetiniyorum.
Bebeniz hastalanır, hastane hastane dolaşırsınız, yolda can verir. Eğer yoksulsanız bir çuvala koyup bebenizi sırtlanır, köyünüze dönersiniz.
Tüm bunlar yaşanmıştır bu ülkede.
Kısacası bu cennet vatanda ölümün kime, ne zaman, nerede ve hangi ortamda geleceğini bilmek olanaksızdır.
İnsanlar burada gece yataklarında uyuduklarına şükrederek yaşarlar. Çünkü yaşanan hayatlar her daim kolay bir ölümü içerir. Örneğin, yaşadığınız kentin en işlek caddesinde yürürken kafanıza bir pencere, bir taş, bir kiremit düşebilir, ölürsünüz.
Bizimki gibi ülkelerde görkemli başkanlık sarayları yapmak, dünyanın en büyük havalimanının ya da yeryüzünün en sayılı asma köprülerinden birinin inşasına girişmek, dünya sıralamasında 10. büyük ekonomi olmayı hedeflemek böylesi kolay ölümler yaşandıkça hiçbir anlam ifade etmez. Tüm bunlar uygar, çağdaş ülkeler sınıfına girebilmek için yeterli değildir.
Amaç insan gibi yaşamaktır. Ölümün ucuz, kolay olduğu ülkelerde insan, insan gibi yaşayamaz.
Yoksa?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Veda 28 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları