Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Pazarlık Bir Yazı
Türkiye’ye gelememecesine uzun yıllar yaşadığım Almanya’dan geri döndüğümde bana en çok sorulan sorulardan biri de beni en çok neyin şaşırttığı sorusuydu. İlk anda aklıma bir şey gelmediğinden olacak, “Kâğıt paraların üzerindeki sıfırların bolluğu” der, geçiştirirdim. İlerleyen yıllar içinde beni en çok şaşırtan şeyin telefon görüşmelerinin başındaki gereksiz konuşmalar olduğunun farkına vardım.
\n***
\nNe dediğimi somutlaştırmak için bir örnek vereyim. Diyelim ki bankanızdaki bir işlem sırasında bir kâğıdı imzalamayı unutmuşsunuz. Bankanın bir görevlisi sizi arıyor. Konuşma Almanya’da şöyle geçer:
\nZırrrrr… Açarsınız;
\n“Kavukçuoğlu, buyurun…”
\n“Ben, falanca bankadan Müller, Bay Kavukçuoğlu, filanca şubemizde son işleminiz sırasında bilgi formunu imzalamayı unutmuşsunuz, arkadaşımızın ihmali, bir vaktiniz olduğunda uğrayıp imzalarsanız seviniriz…”
\n“Tabii uğrarım, teşekkürler.”
\n“Ben teşekkür ederim, iyi günler Bay Kavukçuoğlu.”
\n“İyi günler Bay Müller.”
\n***
\nAynı telefon görüşmesi Türkiye’de ise şöyle geçer:
\nZırrrrr… Açarsınız;
\n“Alo.”
\n“Alo, kiminle görüşüyorum?”
\n“Ben, falanca bankadan Nevzat, Deniz Bey’le görüşmek istemiştim…”
\n“Benim, buyurun…”
\n“Nasılsınız, Deniz Bey?”
\n“Teşekkür ederim Nevzat Bey, siz nasılsınız?”
\n“Ben de iyiyim, sağ olun. Deniz Bey, sizi merkezden arıyorum, işleminiz sırasında bir evrakı imzalamamışsınız, şubenize bir uğrayıp imzalarsanız…”
\n“Hangi evrakı?”
\n“Sanırım, bilgi formunu…”
\n“Tamam, uğrar, imzalarım. İyi günler.”
\n“İyi günler, Deniz Bey. Teşekkür ederim.”
\n***
\nHiç tanımadığım insanların “nasıl olduğumu” sormalarını, beni de kendilerine aynı soruyu sormak zorunda bırakmalarının ardında yatan “derin anlamı” bugün de anlayabilmiş değilim. Kibarlıktan mı, bilemiyorum, ama her defasında aklıma şu soru takılır; sorana, “Bugün kendimi pek iyi hissetmiyorum, migrenim tuttu” türünden bir karşılık versem tepkisi ne olur? Herhalde, “Geçmiş olsun,” dedikten sonra birtakım önerilerde bulunurdu, “bilmem ne ilacı iyi gelir” türünden.
\nNeyse, Türkiye’de her gün yüz binlerce, belki milyonlarca insanın zamanı bu tür “kibarlık temelli” boş laflarla geçiyor. Öyle ya, onca insanın bu boş laflarla geçen zamanlarını alt alta toplasak günde binlerce, belki de on binlerce saat ediyor.
\nBunca hengâme arasında pek önemli bir konu değil, ama eğer hayatlarımıza akılcılığı egemen kılmak istiyorsak öncelikle kendimizi boş laflardan kurtarmamız gerektiğini düşünüyorum.
\n***
\nBu konuya neden takıldığımı sorabilirsiniz belki, siz sormadan yanıtlayayım. Geçenlerde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun TBMM konuşmasını izledim TV ekranında, son zamanlarda duyduğum en boş konuşmaydı, “bağımsızlık”, “kendi kararımızı kendimiz veririz” türünden kendisinin bile inanmadığı laflar…
\nNeyse, bir bahaneyle not olarak düşeyim dedim.
\nİyi pazarlar...
\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Serra Menekay yazdı, Aysim Dolgun Ildız besteledi
- İşte Cumhuriyet'in tarihi
- Ankara Emek ve Demokrasi Güçleri eylem yaptı
- Cumhuriyet 100 yaşında! İyi ki Cumhuriyet var
- Şişli'de Hıdırellez coşkuyla kutlandı
- Pes dedirten çağrı!
- Trafikte kahkahaya boğan kaza
- Ali Erbaş'ın makam aracı Meclis gündeminde!
- İmamoğlu Paris Belediye Başkanı Hidalgo'yu ziyaret etti
- Özel ile Kılıçdaroğlu ile Ahlatlıbel'de görüştü
En Çok Okunan Haberler
- Özgür Özel'den 'fotoğraf' açıklaması
- Öğretmen sendikalarından iş bırakma kararları!
- Cem Garipoğlu’nun elindeki lekelerin sırrı belli oldu
- Musk'tan 14 yaşındaki gence milyonluk dava!
- 'Bunu ilk kez söylüyorum…'
- 'Ya adalet, ya kıyamet!'
- Müzisyen Kalben adliyeye sevk edildi
- Akaryakıta çifte indirim pompaya yansıdı!
- Mevduat faizi neden düşüyor?
- Türkiye'ye dönüyorlar!