Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yaşanmış Bir Korku Öyküsü
Antalya Kitap Fuarı nedeniyle beş gündür Güney’in bu güzel kentindeyiz. Tatil dönemi olmamasına karşın kentte Avrupa’nın çeşitli ülkelerinden gelen çoğu yaşlı, kadın-erkek birçok turist var. Kaldığımız otelde ise bir farklılık var; burada konaklayanlar Araplar, kadınların sayısı ise yok denecek kadar az. Danışmadaki görevliye nereden geldiklerini soruyorum, “Libya’dan”, diyor, 300 kişilik bir grupmuş. “Pek turiste benzemiyorlar” diyorum, “Haklısınız, turist değiller” dedikten sonra açıklıyor. Kaddafi güçlerine karşı savaşmış muhalif askerlermiş. Bir bölümü yara almış, bir bölümü ruhsal bunalıma girmiş insanlarmış bunlar, Antalya’nın çeşitli hastanelerinde tedavi görüyorlarmış. Ufak bir bölümü de salt dinlence için buraya getirilmiş.
\nKimi insan öldürmüş, kimi tank bombalamış, kimi yaralanmış, fakat tümü savaş travmasından henüz kurtulmamış bu insanlarla aynı otelde birkaç günlüğüne de olsa burun buruna yaşamak düşüncesi ürkütüyor beni. Oteldeki ikinci günümde yedinci katta bulunan odama çıkmak için giriş katında asansöre biniyorum, asansör alt kattan dolu geliyor, içi Libyalı dolu. Bana elleriyle “gel” işareti yapıyorlar. Binmesem ayıp olacak, biniyorum, ama içimi de bir korku kaplıyor. Haksız da sayılmam, çünkü tümünün gözleri üzerimde. Bana niçin öyle baktıklarını yorumlamaya çalışıyorum. Neyse, ikinci ve üçüncü katlarda iniyorlar, rahat bir soluk alıyorum.
\nAynı akşam otelin barındaki garsonlardan biri “Bunlar tuhaf insanlar” diyor, “sessiz sakin otururlarken birden kafaları kızıyor, birbirlerine saldırıyorlar…”
\nNe olursa olsun, bir daha onlarla aynı asansöre binmemeye karar veriyorum.
\n***
\nDüşünüyorum… Bunlar, çoğu yoksul çöl insanları. Hiç bilmedikleri, hiç tanımadıkları, tarif dahi edemeyecekleri “özgürlük”, “demokrasi” gibi kavramların büyüsüne kapılıp ayaklanmışlar. Ellerine silahlar tutuşturulmuş, kendilerine gösterilen hedeflere karşı yürümüşler. Düşman diye bellediklerini öldürmüşler, ama aynı zamanda kendi arkadaşlarından öldürülenlerin cesetlerini taşımışlar.
\nEn sonunda NATO’nun da silahlı, bombalı desteğiyle Kaddafi rejimi yıkılmış, onlar da “savaş kahramanı askerler” ilan edilmiş. Bu arada altüst olan ruhsal dengeleri yeniden yerine otursun diye Antalya’ya gönderilmişler, psikolojik, psikiyatrik tedavi görüyorlar. Bu halleriyle her an patlamaya hazır serseri mayınlar gibiler. Otelde, otel dışında, kentin sokaklarında başıboş dolaşıyorlar.
\nBir turizm cenneti olan Antalya onlar için bambaşka bir dünya. Alkollü içkileri, kadınların giysileri, eğlence yerlerinin renkliliği, konakladıkları, kendi ülkelerinde belki önünden bile geçmedikleri lüks oteller, ilk kez karşılaştıkları bu “başka hayat” zaten bozuk olan ruhsal dengelerini daha da bozmuş.
\nYaşadıkları trajediye yeni boyutlar eklenmiş.
\n***
\nDün, Antalya’da, Konyaaltı’nda beş yıldızlı bir otelde düzenlenen düğün töreninde, bir bölük “savaş kahramanı askerin” çıkardığı rezalete, çağrılıları rehin almalarına, altı kişinin de yaralandığına ilişkin haberleri okumuş ya da ekranlardan izlemişsinizdir.
\nBu “savaş kahramanı askerler” büyük olasılıkla ilk kez Antalya’da tanıştıkları alkolün de etkisiyle düğün törenini basmışlar, düğün salonuna büyük bir Libya bayrağı asmak istemişlerdir. Düğün sahiplerinin bu isteği geri çevirmeleri üzerine insanlara saldırmışlar, genç bir çiftin en mutlu gecelerini bir rezalete dönüştürmeyi başarmışlardır. Çiftin şanssızlığı düğün için seçtikleri otelde 121 “savaş kahramanı askerin” de konaklamakta olmasıdır. Bizim oteldeki “kahraman askerler” üç gün önce başka otellere nakledildiler, rahatladık. Kabak ne yazık ki o otelin başına patladı.
\nLibya’daki iç savaşın bitiminden sonra Türkiye tarafından başlatılan, bugüne kadar süregelen bu dönüşümlü rezaletin sorumlusu kimdir? Antalya’da şu anda sayısı 700 olan serseri mayını kim denetler? Merak ediyorum.
\nSakın ola ki Türkiye’nin bu tür insani yardımlarına karşı çıktığım akla gelmesin. Ama bu tür insani yardımları yürütmek bir uzmanlık işidir. Hiçbir ön çalışma yapmadan, sorumluları, denetmenleri belirlenmeden ruhsal dengelerini yitirmiş, üstelik de çok farklı bir kültür ortamından gelen insanlar başıboş bırakılmaz.
\nDemek istediğim budur!
\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi