Kaliforniya’da suyun başını tutanlar
Deniz Ülkütekin
Son Köşe Yazıları

Kaliforniya’da suyun başını tutanlar

10.01.2025 18:07
Güncellenme:
Takip Et:

Birkaç gündür hayret ve dehşetle izliyoruz... 

Ünlü Amerikan rock topluluğu Beach Boys’un efsanevi şarkısı “Surfin’ USA”de de sözü geçen Pacific Palisades’te başlayan, bir taraftan palmiyeleriyle meşhur Malibu’ya öte taraftan Santa Monica ve Beverly Hills’e kadar uzanan en sonunda Los Angeles’ın simgesi Hollywood yazısını bile tehdit eder duruma gelen yangınlar... 

Dünyanın süper gücü olarak görülen ABD’ye dışardan bakan milyonlarca insan için “Nasıl durduramıyorlar” sorularını da beraberinde getiren görüntülerle dünyaya yayılıyor.

Komplo teorileri arasında dolananlar, jeopolitik yorumları bölgedeki itfaiye ekiplerinin yetersizliğiyle örtüştürenler…

Ancak söz konusu “süper güç” olmaksa yarattığınız imaj, icraattan daha önemli duruma gelebiliyor. Nasıl mı?

ABD’nin dünya lideri olma yolunda en önemli başarılarından birisi kabul edilen, 1969’da Ay’a insanlı uçuşun yapıldığı döneme isterseniz bakalım:

Irksal ayrımcılığının neredeyse tüm eyaletlerde yasal olduğu bir ülke… “Eşit ama ayrı” ilkesiyle tüm Afro-Amerikalılar kamusal alanda kendi bölgelerinde bulunmak zorunda.

Örneğin, otobüste oturma önceliği her zaman bir beyaza ait. Bu tür ayrımcılıklar kimi bölgelerde yasal kimi bölgelerde toplumsal denetimle (!) sağlanmış.

1968’de siyah sivil hakları savunucusu Martin Luther King öldürülüyor, üç yıl öncesinde siyahi Müslüman kanaat önderi Malcolm X öldürülmüş.

Vietnam’a savaşmaya gitmeyi reddeden Muhammed Ali’nin boks yapması engelleniyor. Ali, öncesinde ırk ayrımcılığına uğradığı için 1960’ta Roma’da kazandığı altın madalyayı nehre atmış.

1968 gençlik hareketleri de Vietnam’a odaklanıyor. Hippi kuşağı olarak bilinen, büyük savaş sonrası doğan yeni nesil barış yanlısı söylemiyle unut veriyor. Woodstock Konserleri onların yaşama bakışını özetleyen nitelikte.

Ancak Charlie Manson isimli tarikat lideri müritleriyle art arda cinayetler işleyince hippi döneminin de sonu gelmiş oluyordu.

Çünkü Manson, o kuşağın bilinen isimlerinde ve tanınmış sanatçılarla da dostluğu olduğu biliniyor. Özellikle de Hollywood’un hemen kuzey tarafında kalan Laurel Canyon isimli ağaçlar içindeki yokuş arazide yerleşmiş bohem sakinler arasında tanınıyor.

Cass Elliot, Jim Morrison, Frank Zappa, Joni Mitchell, Brian Wİlson ve Neil Young… Müzik ve sanat camiasının önemli isimlerinin 1960’lardaki yerleşkesi olan Laurel Canyon aynı zamanda Charlie Manson’un “aile”sini genişlettiği yerdi. Bölge bugün yangınların teğet geçmesinin ardından kaldırılan tahliye emriyle şimdilik güvende görünüyor.

Madem bir Los Angeles turuna çıktık sizi Skid Row’a götüreyim. ABD’de evsizlerin, uyuşturucu batağındakilerin, yaşadışı işler çevirenlerin yaşadığı bölgeler hemen her büyük kentte vardır.

Ancak Skid Row bunların hiçbirine benzemez. Los Angeles kent merkezi ile Hollywood arasında yer alan bir bölgedir ve 4 binden fazla kalıcı evsiz nüfusu vardır. Benzersizliği ise söz konusu kitlenin 1930’lardan beri bu bölgede varlığını sürdürmesidir. 

Aralarında pek çoğu ise Hollywood’a şöhret sahibi olmaya gelip tutunamayanlardır. Ayrıca uyuşturucu yüzünden tüm mal varlığını kaybetmiş modeller, söz dinlemediği için kariyeri başlamadan biten yetenekler de burada sokaklarda yaşar ve belki de böylece birkaç blok ötede milyon dolarlık sözleşmelere imza atan yıldızlara “uslu” durmaları yönünde bir çeşit göz dağı da verilir, kim bilir?

Skid Row’un hemen yanı başında yer alan bir mekân ise ülkenin gizem tarihinin en ilginç yapılarındandır. Cecil Oteli, 1924’te açıldığında o yıllarda ekonomisi patlama yapan kentin zengin ziyaretçielrine lüks hizmet vermesi için tasarlanmıştı. 

Ancak “Büyük Buhran” ve ardından hızla kente dolan yasadışı göçmenlerle Los Angeles, 1980’lere kadar durmayacak bir inişe geçti. Kent ekonomisini büyütmesi beklenen zenginleri ağırlaması beklenen otel de evsizlerle dolu bir muhitte, oda kirasını güç bela ödeyen ve çoğunlukla da ödeyemeyen garibanların uğrak noktası oldu.

Uzunca süre intiharlar, şiddet olaylarıyla gündeme geldi. Hatta “cecil” kelimesi sosyal medyada “intihar” kelimesi yerine kullanılır oldu. Ayrıca fuhuş, uyuşturucu ve yasadışı pek çok iş Cecil Otel’de alışılageldik durumlar olarak bilindi.

Tüm bunların üzerine otelde yaşanan cinayetler, iki dünya arasında kalan ruhların otelin duvarları arasında sıkışıp kaldığı inancını geliştirdi ve mekân uzun süre “perili” olarak bilindi.

Cecil Oteli’nin müşterileri arasında Richard Ramirez isimli bir seri katil de vardı. Kent sakinleri arasında “Gece Avcısı” olarak biliniyordu. Çoukluğunda babasının düzenli istismarına uğramıştı ve 10 yaşında uyuşturucu kullanmaya başlamıştı. 1984 nisanı ile 1985 ağustosu arasında en az 14 kişiyi canice katletmişti.

Gece Avcısı öyle bir korku yaratmıştı ki bazı görgü tanıklarının kendisine rastladığını söylediği mahallelerde halk gece yarısı kimse öldürülmesin diye topluca nöbet tutar olmuştu.

Peki halk arasında infial yaratan bu katil neden bir yıldan fazla süre boyunca elini kolunu sallayarak gezmişti? Yanıt: LAPD (Los Angeles Polis Teşkilatı).

LAPD yıllar boyunca tüm ABD genelinde en çürümüş ve beceriksiz kolluk kuvveti olarak bilindi. 1990’lardan sonra Los Angeles polisi temalı sayısız dizi ve film çekilmesinin asıl nedeni de biraz imaj temizleme çabasıydı.

Ancak Gece Avcısı vakasındaki beceriksizlikleri kendilerini bile kıskandıracak ölçüdeydi. Nitekim 1994’teki meşhur O.J. Simpson cinayet vakasında da sanığı evinde tutuklamayı başaramayıp kaçmasına ve tüm ABD’ye canlı yayında izleyebilecekleri bir öykü sunmasına olanak tanımışlardı.

Simpson’ın Amerikan futbolcusu olduğu dönemleri andıran, arkasındaki polis arabalarından kaçış görüntüleri ve bunun üzerine inşa ettiği “beyazların konumuna eriştiği için hayatı mahvedilen siyah kanaat” önderi savunmasıyla cinayetten yırtmıştı. 

Simpson’ın kamuoyu önünde haklı bulunması aslında yine kolluk gücünü ilgilendiren bir olayın sonucuydu. Çünkü iki yıl önce Los Angeles’ta siyahi Rodney King’i darbetmekten suçlanan dört polisim mahkemede suçsuz bulunmuştu. 

Bunun üzerine kentte tam anlamıyla bir isyan başlamış altı gün süren protestolarda binlerce insan kamu düzenini alt üst etmişti. Ülke genelinde yayılan ve siyahların yanında Latin göçmenlerin de katıldığı olaylar sonunda 53 kişi ölmüş ülke tarihinin en büyük maddi zararı ortaya çıkmıştı.

Korku, gerilim, cinayet ve daha ne ararsanız… Hollywood ile dünyaya mutlu düşler pazarlayan Los Angeles’ın öznel tarihinden geriye kalanlar bunlar.

Peki tüm bu olaylarda ortak bir noktaya dikkat ettiniz mi?

New York sinemasının nadide örneklerinden, Wayne Wang’ın Paul Auster’ın kitabından uyarladığı “Smoke” (Duman) filminin son sahnesinde Paul, Auggie’ye şöyle diyordu:

Gerçek bir yetenek bu Auggie. İyi bir hikâye oluşturmak için bir kişinin tüm doğru düğmelere nasıl basacağını bilmesi gerekir. Sanırım sen ustaların arasındasın.

Los Angeles’ta kamu güçlerinin drama oluşturmak için hep doğru tuşlara basması dikkatinizi çekti mi? Tıpkı yangında suyu biten itfaiye gibi.

Belki tüm dekorların en büyüğü olan bir kentin de başka bir şansı yoktu. Ne dersiniz?

Yazarın Son Yazıları

Pandeminin mirası bir sessiz salgın: Gooning

Pandeminin ardından yalnızlık yeni bir biçime büründü. Ekranların ritmiyle biçimlenen çağda “gooning”, sırf bir cinsel pratik değil, dijital odak ekonomisinin bir yansıması.

Devamını Oku
08.11.2025
Zamanın parçalanmış belleği

Zaman artık yalnızca ölçülebilir bir akış değil belleği, siyaseti ve ekonomiyi biçimlendiren bir iktidar aracı

Devamını Oku
25.10.2025
Samimiyet çağında samimiyetsizlik

Samimiyet, insanlık tarihi boyunca güven ve içtenliğin karaktere yansımış bir göstergesi olarak tanımlanırdı.

Devamını Oku
05.10.2025
Diziler, şarkılar, davalar: Kimin sahnesi?

Diziler, şarkılar, davalar: Kimin sahnesi?

Devamını Oku
21.09.2025
Gündem zehirlenmesi

Artık “Yine ne oldu?” hissiyle uyanmak, politikleşmiş bir yorgunluğa dönüştü.

Devamını Oku
17.08.2025
Kamusal şizofreni

Söylenemeyenlerin çoğaldığı, herkesin birden fazla benlik taşıdığı bir çağda yaşıyoruz. “Kamusal şizofreni” artık siyasetçilerin değil hepimizin hastalığı.

Devamını Oku
26.07.2025
Makbul queer

Makbul queer

Devamını Oku
12.07.2025
Düşünüyorum, öyleyse susayım!

Düşünce artık içerikten çok niyetiyle, sahibinden çok kökeniyle yargılanıyor. Bu sessizlik çağında en büyük özgürlük, hâlâ düşünebiliyor olmak.

Devamını Oku
28.06.2025
1000 > 100 bin

İnfluencer dünyasında artık takipçileriyle derin bağlar kuran içerik üreticileri yani mikro etkileyiciler yüz binlere ulaşan hesaplara göre markaların çok daha fazla ilgisini çekiyor.

Devamını Oku
16.06.2025
Gülerken kızmak: Türkiye’de ofansif mizahın sınırları

Gülerken kızmak: Türkiye’de ofansif mizahın sınırları

Devamını Oku
25.05.2025
Kodlarda gizli erkek bakışı

Kodlarda gizli erkek bakışı

Devamını Oku
10.05.2025
Ne diyorsunuz? Anlamıyorum!

Ne diyorsunuz? Anlamıyorum!

Devamını Oku
03.05.2025
Elveda özgür Avrupa

Elveda özgür Avrupa

Devamını Oku
20.04.2025
Gerçeğin yokluğu

Gerçeğin yokluğu

Devamını Oku
12.04.2025
Umudu yaratanlar

Umudu yaratanlar

Devamını Oku
28.03.2025
Aklın çölleşmesi

Aklın çölleşmesi

Devamını Oku
15.03.2025
Korku ve ecel

Korku ve ecel

Devamını Oku
01.03.2025
Kendini gerçekleştiren kehânet ve Antigone

Kendini gerçekleştiren kehânet ve Antigone

Devamını Oku
23.02.2025
'Yapay zekâ kullanıyorum'

'Yapay zekâ kullanıyorum'

Devamını Oku
08.02.2025
Dünyanın en büyük sorunu (şimdilik)

Dünyanın en büyük sorunu (şimdilik)

Devamını Oku
01.02.2025
İhmalkâr

Bolu’da 78 yurttaşımızı yitirmemizle sonuçlanan otel yangınından beri sık duyduğumuz ve sürekli zihnimde tekrar eden kelime: İhmalkârlık.

Devamını Oku
25.01.2025
Ucubelerin sanatı

Ucubelerin sanatı

Devamını Oku
18.01.2025
Kaliforniya’da suyun başını tutanlar

Kaliforniya’da suyun başını tutanlar

Devamını Oku
10.01.2025
Genel izleyicinin tragedyası

Genel izleyicinin tragedyası

Devamını Oku
02.01.2025
Düş adacıkları

Düş adacıkları

Devamını Oku
30.11.2024
Tepkisiz toplum etkisiz siyaset

Tepkisiz toplum etkisiz siyaset

Devamını Oku
23.11.2024
Tekinsizliğe karışan deli

Birkaç farklı yerde, farklı tonlarda ve farklı cümlelerle bilgi sahibi olduğum bir anektod:

Devamını Oku
17.11.2024
Çaresizliğin zorbalığı

Çaresizliğin zorbalığı

Devamını Oku
08.11.2024
3F’den tek F’ye

3F’den tek F’ye

Devamını Oku
26.10.2024
4K netliğinde bir çaresizlik

4K netliğinde bir çaresizlik

Devamını Oku
05.10.2024
Hibrit kimlik ve sanal töreler

Hibrit kimlik ve sanal töreler

Devamını Oku
29.09.2024
Beyaz yakalı çobanlar

Beyaz yakalı çobanlar

Devamını Oku
22.09.2024
Gölgesinden korkan ülke

Gölgesinden korkan ülke

Devamını Oku
07.09.2024
Hangi geçmiş?

Hangi geçmiş?

Devamını Oku
17.08.2024
X etkisi ve cinsiyet politikası

X etkisi ve cinsiyet politikası

Devamını Oku
10.08.2024
Instagram’daki taşralı hayaleti

Instagram’daki taşralı hayaleti

Devamını Oku
03.08.2024
İdeoloji, adi suçlar ve pozitif ayrımcılık

İdeoloji, adi suçlar ve pozitif ayrımcılık

Devamını Oku
26.07.2024
İç ve dış düşmanlar, gölgeler

İç ve dış düşmanlar, gölgeler

Devamını Oku
19.07.2024
Modifiye arabalar ve tek kullanımlık kalıplar

Modifiye arabalar ve tek kullanımlık kalıplar

Devamını Oku
05.07.2024
Sınıfsallaştıramadıklarımızdan mısınız?

Sınıfsallaştıramadıklarımızdan mısınız?

Devamını Oku
22.06.2024