Sınıfsallaştıramadıklarımızdan mısınız?
Deniz Ülkütekin
Son Köşe Yazıları

Sınıfsallaştıramadıklarımızdan mısınız?

22.06.2024 21:17
Güncellenme:
Takip Et:

Sosyal medyada son günlerin en büyük tartışma konusu yaşamdaki bazı imtiyazların sınıfsal bir kökeni olması üzerine. 

Lise mezunu öğrencilerin üniversiteyi yurt dışında okumasından gidilecek tatil yerinin kalitesine kadar uzanan geniş bir yelpazede dönen tartışmanın özü bize şunu söylüyor:

“Sınıfsal koşullar yaşam biçimini belirler sınıfsal koşulları da ekonomik koşullar...”

Büyük ölçüde haklı bir önerme gibi görünebilir. Öte yandan ekonomik açıdan oldukça tartışmalı örnekler de vardı.

Bayramda eve gelenlere likör ikram edilmesinin ekonomik temelli sınıfsal bir ayrıcalık olduğuna yönelik önerme oldukça tartışıldı.

Aslında işin biraz üzücü olan kısmı tartışmanın genel anlamda AKP’nin iktidara gelişinden arada geçen 20 küsur yıllık sürede iktidarda kalışına en büyük aracı olan söylemin en zayıf anında yeniden üretilmesine olanak tanımasıydı.

Biliyorsunuz, AKP’nin özellikle seçim zamanı yaklaştığında ortaya koyduğu bir söylem vardır.

Bu söyleme göre AKP’ye oy verenler dar gelirli ama mazbut geleneklerine bağlı yaşayan aile ve dini değerlere saygılı, “namuslu” kimseler olarak resmedilirken CHP’ye oy verenler de bunun tam tersine konumlanır. 

İktidarın pekiştiği yıllar içinde Başkanlık sistemi, seçim sistemindeki değişikliklerle birlikte başlı başına karşıtlık ilkesi ile donatılan siyasi iklimimizin de yardımıyla büyüyen ve içselleştirilen bu ikilik bugün konuştuğumuz “kutuplaşma” sorununun da asıl öznesi.

Kimileriniz hatırlar, Erdoğan “başıboş köpek sorunu” gündem olduğunda şöyle bir açıklamada bulunmuştu:

“Beyaz Türkler, hayvanlarınıza sahip çıkın.”

Bu cümle birkaç önerme birden içeriyor:

  • Hayvanseverler ve evinde hayvan besleyenler varlıklı insanlardır. (Çünkü beyaz Türkler varlıklı olur!)
  • AKP’ye oy verenler evinde hayvan beslemez.
  • Hayvan sevmek ve onların bakımı için para harcamak lüks bir uğraştır.
  • Yaşamsal olmayıp lüks sınıfına giren uğraşlar ile beyaz Türkler ilgilenir ve onlar CHP’ye oy verir.

Anadolu’nun küçük bir kentinde yaşayan ve asgari ücretle geçimini sağlayıp ay sonunu zor getiren CHP bir yurttaş için ne büyük mutluluk. (Sayılarının ne kadar çok olduğunu son belediye seçimlerinde gördük)

Birden sınıf atlayıp lüks ve şatafat içinde yaşayan bir zümrenin parçası oluverdi. Ancak işin gülünç olmayan kısmı muhalefet tarafından da aynı sertlikte üretilen bu söylemin kelle başına vurduğumuzda uzun yıllar sandıkta yenilgi olarak yazması.

Oysa Osmanlı’da ve Türkiye’de kamusal alana veya sokağa, mahallelere yansıyan çelişkiler çatışma odakları çok farklı olmuştur. Mezhepsel, ideolojik, kökensel ayrılıklar kimi zaman çok üzücü olaylara neden olmuştur. Peki ya sınıfsallık?

Daha doğrusu şöyle sorayım: “Bireylerin ulaşamadıkları bir şeyi, açamadıkları bir kapıyı, girmedikleri bir mekânı sınıfsal bir sorunun sonucu olarak görmesi toplumsal olarak ne kadar sağlıklı?

Bu soruya yanıt ararken kamusal alan tasarımından bir örnek vermek gerekebilir. Büyük kentlerde sıklıkla yer alan sanat galerilerinin düzenledikleri sergiler tüm ziyaretlere ücretsiz olarak açıktır. Ancak ziyaretçileri genelde sınıfsal olarak alt kesimden insanlar olmaz.

Bunun nedeni dar gelirli, sınıfsal olarak alt kesimden olan ve beyaz Türk olmayan insanların sanata olan isteksizliğinin veya merak eksikliğinin sonucu mudur yoksa bu alanların “herkese açık” bir arayüzle tasarlanmamış olmasının mı?

Genel olarak ülkemizde sınıfsal çatışma noktalarının kamusal alanı tasarlama ve kullanma biçimi ile ilgili olduğunu söylemek mümkün.

Türkiye’de geçmişte muhafazakâr partileri destekleyen birçok varlıklı aile vardı. Günümüzde de AKP’yi destekleyen oldukça varlıklı bir kitle var ki çoğu kamusal alanı kullanırken ekonomik getirilerinin getirdiği olanakları kullanıyor.

Peki bu sınıfsallık sorunu nereden çıkıyor? 20. yüzyıl boyunca Türk solcularının en çok yakındığı ülkemizdeki sınıf bilinci eksikliğiydi. Sanırım bu bilinç eksikliğinden doğan boşluklar içini muhafazakâr bir endişe ile doldurarak ustaca kullanılıyor.

Bu da kimine siyasi başarı kimine de soyut bir sınıfsal imtiyaz getiriyor. Siz ne dersiniz?

Yazarın Son Yazıları

Pandeminin mirası bir sessiz salgın: Gooning

Pandeminin ardından yalnızlık yeni bir biçime büründü. Ekranların ritmiyle biçimlenen çağda “gooning”, sırf bir cinsel pratik değil, dijital odak ekonomisinin bir yansıması.

Devamını Oku
08.11.2025
Zamanın parçalanmış belleği

Zaman artık yalnızca ölçülebilir bir akış değil belleği, siyaseti ve ekonomiyi biçimlendiren bir iktidar aracı

Devamını Oku
25.10.2025
Samimiyet çağında samimiyetsizlik

Samimiyet, insanlık tarihi boyunca güven ve içtenliğin karaktere yansımış bir göstergesi olarak tanımlanırdı.

Devamını Oku
05.10.2025
Diziler, şarkılar, davalar: Kimin sahnesi?

Diziler, şarkılar, davalar: Kimin sahnesi?

Devamını Oku
21.09.2025
Gündem zehirlenmesi

Artık “Yine ne oldu?” hissiyle uyanmak, politikleşmiş bir yorgunluğa dönüştü.

Devamını Oku
17.08.2025
Kamusal şizofreni

Söylenemeyenlerin çoğaldığı, herkesin birden fazla benlik taşıdığı bir çağda yaşıyoruz. “Kamusal şizofreni” artık siyasetçilerin değil hepimizin hastalığı.

Devamını Oku
26.07.2025
Makbul queer

Makbul queer

Devamını Oku
12.07.2025
Düşünüyorum, öyleyse susayım!

Düşünce artık içerikten çok niyetiyle, sahibinden çok kökeniyle yargılanıyor. Bu sessizlik çağında en büyük özgürlük, hâlâ düşünebiliyor olmak.

Devamını Oku
28.06.2025
1000 > 100 bin

İnfluencer dünyasında artık takipçileriyle derin bağlar kuran içerik üreticileri yani mikro etkileyiciler yüz binlere ulaşan hesaplara göre markaların çok daha fazla ilgisini çekiyor.

Devamını Oku
16.06.2025
Gülerken kızmak: Türkiye’de ofansif mizahın sınırları

Gülerken kızmak: Türkiye’de ofansif mizahın sınırları

Devamını Oku
25.05.2025
Kodlarda gizli erkek bakışı

Kodlarda gizli erkek bakışı

Devamını Oku
10.05.2025
Ne diyorsunuz? Anlamıyorum!

Ne diyorsunuz? Anlamıyorum!

Devamını Oku
03.05.2025
Elveda özgür Avrupa

Elveda özgür Avrupa

Devamını Oku
20.04.2025
Gerçeğin yokluğu

Gerçeğin yokluğu

Devamını Oku
12.04.2025
Umudu yaratanlar

Umudu yaratanlar

Devamını Oku
28.03.2025
Aklın çölleşmesi

Aklın çölleşmesi

Devamını Oku
15.03.2025
Korku ve ecel

Korku ve ecel

Devamını Oku
01.03.2025
Kendini gerçekleştiren kehânet ve Antigone

Kendini gerçekleştiren kehânet ve Antigone

Devamını Oku
23.02.2025
'Yapay zekâ kullanıyorum'

'Yapay zekâ kullanıyorum'

Devamını Oku
08.02.2025
Dünyanın en büyük sorunu (şimdilik)

Dünyanın en büyük sorunu (şimdilik)

Devamını Oku
01.02.2025
İhmalkâr

Bolu’da 78 yurttaşımızı yitirmemizle sonuçlanan otel yangınından beri sık duyduğumuz ve sürekli zihnimde tekrar eden kelime: İhmalkârlık.

Devamını Oku
25.01.2025
Ucubelerin sanatı

Ucubelerin sanatı

Devamını Oku
18.01.2025
Kaliforniya’da suyun başını tutanlar

Kaliforniya’da suyun başını tutanlar

Devamını Oku
10.01.2025
Genel izleyicinin tragedyası

Genel izleyicinin tragedyası

Devamını Oku
02.01.2025
Düş adacıkları

Düş adacıkları

Devamını Oku
30.11.2024
Tepkisiz toplum etkisiz siyaset

Tepkisiz toplum etkisiz siyaset

Devamını Oku
23.11.2024
Tekinsizliğe karışan deli

Birkaç farklı yerde, farklı tonlarda ve farklı cümlelerle bilgi sahibi olduğum bir anektod:

Devamını Oku
17.11.2024
Çaresizliğin zorbalığı

Çaresizliğin zorbalığı

Devamını Oku
08.11.2024
3F’den tek F’ye

3F’den tek F’ye

Devamını Oku
26.10.2024
4K netliğinde bir çaresizlik

4K netliğinde bir çaresizlik

Devamını Oku
05.10.2024
Hibrit kimlik ve sanal töreler

Hibrit kimlik ve sanal töreler

Devamını Oku
29.09.2024
Beyaz yakalı çobanlar

Beyaz yakalı çobanlar

Devamını Oku
22.09.2024
Gölgesinden korkan ülke

Gölgesinden korkan ülke

Devamını Oku
07.09.2024
Hangi geçmiş?

Hangi geçmiş?

Devamını Oku
17.08.2024
X etkisi ve cinsiyet politikası

X etkisi ve cinsiyet politikası

Devamını Oku
10.08.2024
Instagram’daki taşralı hayaleti

Instagram’daki taşralı hayaleti

Devamını Oku
03.08.2024
İdeoloji, adi suçlar ve pozitif ayrımcılık

İdeoloji, adi suçlar ve pozitif ayrımcılık

Devamını Oku
26.07.2024
İç ve dış düşmanlar, gölgeler

İç ve dış düşmanlar, gölgeler

Devamını Oku
19.07.2024
Modifiye arabalar ve tek kullanımlık kalıplar

Modifiye arabalar ve tek kullanımlık kalıplar

Devamını Oku
05.07.2024
Sınıfsallaştıramadıklarımızdan mısınız?

Sınıfsallaştıramadıklarımızdan mısınız?

Devamını Oku
22.06.2024