Salı günü, 4.5 ihaleleri yapıldı ve devletin kasasına 13 küsur milyar lira girecek.

Küsur diyoruz çünkü dünkü gazeteler, dövizin oynaklığından 3 milyar 960 milyon Avro’yu hesaplamakta zorlandılar.

Kimi 13.2 milyar yazdı (Milliyet), kimi 13.3 (Habertürk) milyar lira yazdı. Aradaki fark 100 milyon TL ama o kadar kusur kadı kızında da olur deyip geçelim.

Burada en dikkat çekici şey dün ortaya çıktı.

İhalede, Turkcell 8, Avea ve Vodaphone ise 5’er frekans paketi satın aldılar.

Ama nedense en çok sevinen Avea olmuş ki, dün Sabah gazetesine 4 tam sayfa ilan vererek, gazeteyi sarıp sarmalamış.

Böyle bir ilan için ödediği para ile ihalenin maliyetini daha da artırarak medya havuzunu iyice doldurmuş.

Bu GSM ve cep telefonu işi ne mene şeydir ki, bu kadar para bolluğu var.

Hatırlayın, Abdullah Kiğılı bile, Beyoğlu’ndaki 40 yıllık mağazasını kapattı, ayda 65 bin dolar artı vergi kira ile bir GSM şirketine verdi.

Ve kendini de şöyle savundu.

“Ne yapayım, benim şirketim 25 bin TL kirayı ödeyemezdi.”

Devir GSM devri...

Yıldırım suçladı, gözler Gül’de

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıl dırım, televizyonlardan inmiyor.

Önceki gece de yanına Sportif Direktörü Terrano’yu aldı, Habertürk TV’ye çıktı. Terrano, yanındaki tercümanla konuşmaları izledi, ekrandaki görüntü ilginçti.

Aziz Yıldırım, “156 yıl hapis istemiyle yargılandım, böyle bir şey olabilir mi? Eski Cumhurbaşkanı Gül’ün vicdanı rahat mı, merak ediyorum” diyerek Gül’ü işaret etti.

Söz sırası Gül’de. Bakalım Yıldırım’a cevap mı verecek, yoksa her zamanki gibi kaçak mı güreşecek.

Kıvırma sırası Yıldız’da

Enerji Bakanımız Taner Yıldız “Ben de şehit olmak isterim” dedi, tabii ki sözleri çok tartışıldı.

“Git ol, tutan mı var” diyen oldu.

“6 korumayla nasıl şehit olacak” diyen de çıktı.

Tartışmalar bakanı rahatsız etmiş olacak ki, dün NTV’ye çıkıp geri adım attı: “Cumhuriyet gazetesi muhabiri bana şehit olmak istiyor musunuz diye sordu. Ben her Müslümanın bir çırpıda cevap verebileceği cevabı verdim. Sorulan bir soru üzerine verilen bir cevaptır bu. Yoksa hadi bugün öğleden sonra şehit olalım tarzı söylenmiş bir söz değildi.”

Peh peh peh!

Eğitim kurumu imla hatası yapar mı?

Yandaki fotoğraf, bir eğitim kurumunun tanıtım ilanı.

Billboard reklamında şöyle yazılı:

“Ben de Diriliş’teyim. Haydi sende gel!”

Ben de derken, de ekini ayrı yazmışlar, sorun yok. Malum, dahi anlamındaki de, da ekleri ayrı yazılır.

Ancak “Haydi sende gel” derken, “dahi” anlamındaki “de” ekini ayırmayı unutmuşlar.

Kendi tanıtımını yapan okul, böyle hata yaparsa, gerisini artık siz düşünün. Bizden okul yönetimine tavsiye, bu tabelaları hemen toplatın, yoksa öğrenci bulamazsınız.

AA değil, Davutoğlu Ajansı

Anadolu Ajansı’nı Atatürk, “Türkiye’nin sesini dünyaya duyuracaktır” diye kurmuştu.

Siz öyle sanın.

Neden mi?

Çünkü ajans, dün Başbakan Davutoğlu’nun 150’ye yakın ekstra fotoğrafını abonelerine geçti. Günlük fotoğrafları ile sayı 200’ü buluyordu nerdeyse.

Peki gerekçe. Fotoğraf altlarına, “Davutoğlu, yoğun bir çalışma dönemini geride bıraktı” diye yazmışlar.

Maksat, Başbakan memnun kalsın.