Ligin istikrarlı takımlarından biri Aytemiz Alanyaspor. Teknik Direktör Sergen Yalçın, rakip de Galatasaray olunca, bu özelliğe bir de büyük takımı yenme motivasyonu eklenmiş. Maçın başında Sergen Yalçın’ın ‘Dersimizi çalıştık’ sözleri de boşa değil. Teknik dizilişleri 4-1- 4-1 olsa da kâğıt üzerinde, sahaya 1-5-4 olarak yansıyor. Bu 5+4’ün amacı Galatasaray’ın oyununu bozmak, kendi sahasına geçmesini engellemek ve ilerideki 1’i mümkün olduğu kadar hızla Galatasaray rakip sahasına yollamak. Bu sistem ilk yarıda mükemmel işliyor. Özellikle de Galatasaray’ın sahaya 10 kişi çıktığı düşünülürse. Yanlış anlaşılmasın. Esame listesindeki futbolcu sayısı 11. Ancak yeni transfer Mitroglou transfer edildiği yerden geldiği gibi kalmış. Maçta oynamak yerine, rakip savunma oyuncusu ile düz koşu yapmayı tercih ediyor. Buna ileride topu maestro gibi yönetmesi beklenen Belhanda’nın da etkisizliği eklenince, Onyekuru ve Feghouli’nin içten çabaları bir işe yaramıyor. 40 dakika boyunca bir ileri bir geri devam eden oyunda, Alanyaspor, hiçbir hayat belirtisi vermeyen Galatasaray’ı tam da istediği uyuşukluğa getiriyor ve 40. dakikadan itibaren oyunun vitesini oldukça hızlandırıyor. Peş peşe gelen ve hepsi net sayılacak denemelerden sonra da, sonunda uzatma dakikalarında Campos’un akıl dolu aşırtma vuruşu ile gole uzanıyor. İşte bu golden ve tabii ki devre arasında soyunma odasındaki muhtemel Fatih Terim ‘motivasyonundan!’ sonra G.Saray sahaya başka bir kimlikle çıkıyor. Her şeyden önce Belhanda, sahada, ucu şampiyonluğa uzanan bir maç olduğunu fark etmiş olarak dönüyor sahaya. Nitekim 52. dakikada onun ceza sahasındaki ara pası, Feghouli’nin usta vuruşu ile beraberlik golünü getiriyor. Bu dakikadan itibaren artık tavşan kaç-tazı yakala sistemi başlıyor. Ancak hangi taraf tavşan hangi taraf tazı bu sık sık değişiyor. İki teknik direktörün de akılcı hamleleri, iki takımın da hırs dolu çabası yansıyor sahaya ama bu çekişmeden bolca gerilim ve sarı kart çıkıyor sadece. G.Saray bir 45 dakikayı boşa harcamasının bedelini 2 önemli puanı sahada bırakarak ödüyor.
Yazarın Son Yazıları
Belki maç başlamadan önce, Galatasaray’ın Avrupa yorgunu olması ve birinci kalecinin sakat olması avantaj gibi gözükmüştür Antalyaspor teknik heyetine.
Galatasaray, maçın ilk 45’te, Samsunspor ligin büyüklerinden rahatça puan koparan, dişli takımlardan biri değilmiş, hatta hiç yokmuş gibi oynuyor.
İstanbul derbilerinden, heyecan, çekişme, güzel futbol beklemeyeli çok oldu... En fazla, “Olay çıkmasa bari” temennisinde bulunabiliyor insan. Maç en azından bu beklentiyi karşılıyor.
Eksik ve tuttuk…
Galatasaray için maç, klişe bir pembe dizi gibi başlıyor…
İki Galatasaray var, Kocelispor deplasmanında. İlk yarıda “Ne de olsa sınıf birincisiyim. Çalışmadan geçerim” rahatlığıyla çıkıyor sahaya. Çabalamıyor, konsantre olmuyor…
Tıpkı, arılar gibi, iki takım da vızır vızır...
Yorgun Galatasaray, önce vasat bir oyun sergilerken pozisyon yaratma işini tek kişiye; maçın en hırslısı Osimhen’e bırakıyor.
Galatasaray maça, yelkeni rüzgâr dolan bir cruiser gibi başlıyor, ilk on dakika böyle devam ediyor.
Milli maçlar sonrası yorgun ya da Şampiyonlar Ligi öncesi heyecanlı; Galatasaray, normaline göre durgun bir futbol oynuyor.
Yorgun Galatasaray ve rakibini iyi çalışmış bir Beşiktaş...
Sırasıyla Yunus (23), Icardi (45+1) ve Torreira’nın (65) golleri, istikrarlı bir baskının değil yakalanan fırsatlara eklenen kişisel becerilerin ürünü.
Heyecanlı ve tedirgin G.Saray maça bocalayarak başlıyor.
Olimpiyat Stadı’nın lanetinden midir, verilen aranın rehavetinden mi bilinmez...
Galatasaray, evinde konuk ettiği Çaykur Rizespor karşısında “dalgalı” bir futbol sergiliyor...
Galatasaray, geçen sene olduğu gibi bu yıl da “her maça bir kahraman” trendini sürdürüyor. Topla oynama oranının yüzde 70’e varması yanıltıcı olmasın.
4 dilimi var G.Saray-Karagümrük maçının.
Gaziantep ile Galatasaray’ın karşı karşıya geldiği sezonun ilk maçının açmazı şu:
Erden Timur, Galatasaray’da yeni bir görev üstlenmeyeceğini açıkladığında, tüm camia endişeyle beklemişti yeni sezonu: Bu futbolcuları kim motive edecek?
Galatasaray, yaşadığı ‘sevinçli telaş’la biraz bocalasa da 26’da Osimhen’in golüyle rahatlıyor.
Yolundan şaşmadı
Birlikte
Tam takım devam
Yürüyeduruyor
‘Çok’ ile ‘hiç yok’
Koltuğunda rahat
Kadıköy hatırası
3 puanın günahı
Taşikardisiz 3 puan
Uyuyan dev
Kim kurtuldu?
Langırt
Yokluğu yara
Mesele
Nasıl olacak?
Tutuk ama istikrarlı
Uyanış
Kilit son maça
Azı dişi!
Kötü futbol 3 puan