Galatasaray, kaybedilen 3 puanın telafisi için çıkıyor sahaya ama bir hafta önce bıraktığı yerden başlamayı tercih ediyor: Yani ince sızı! Yeni gelen oyuncularla ‘güncellenen’ takımda Nzonzi ve Seri’ye emanet edilen orta saha, ileriyi besleme konusunda kısır kalıyor. Kanatları hareketlendirmesi gereken Emre Mor, rakip savunmada sıkışıp kalıyor. Babel ise ona verilen iş yerine Diagne’nin bir türlü beceremediği gol atma işini üstlenince maçın çalışkan çocuğu Feghouli, son derece yalnız kalıyor. Kapanan savunmalar karşısında gol yollarındaki yaratıcılık konusunda zaten yetersiz olan ev sahibi, maça Konyaspor’a ‘maruz kalarak’ başlıyor. Maçın ilk 5 dakikası, bir türlü kontrol edilemeyen korner atışlarına harcayıp neden sonra rakip sahaya gitmeye karar verdiğinde de Konyaspor’un alabildiğine disiplinli ve hatasız savunma anlayışına takılıp kalıyor. Öyle ki G.saray, oyunu rakip sahaya itmeye ne kadar çalışırsa Konyaspor da o kadar ustalıkla direniyor. Böylece istatistikler G.Saray’ın ilk yarıda yüzde 75’lik top hakimiyetiyle oyuna hükmettiğini gösterse de izlediğimiz maçta Konyaspor, kendini yıpratmadan ve gücünü de harcamadan kendi taktik kurgusunu ev sahibine kabul ettiriyor. İyice kitlenen ve gol pozisyonlarına hasret kalınan ilk 45 dakikadan sonra müdahale Fatih Terim’den geliyor. Cezası bitip saha kenarına dönen hoca, Emre Mor-Adem değişikliğiyle oyunu hareketlendirirken, oyunun da tamamen rakip sahaya yığılmasını sağlayan bir anlayışla çıkıyor sahaya. İlk yarıda özlenen bütün tehlikeli pozisyonlar peş peşe geliyor. Kurulan baskı, rakibi hataya zorluyor. Sonunda 60. dakikada Babel, rakibin hatasından faydalanıp ustalık dolu bir gole imzasını atıyor. Bu golle takımına gerçek manada kavuşan ve ‘kilit açıldı, goller gelecek’ beklentisine giren seyircinin hevesini Seri kırıyor. 75. dakikada rakibe yaptığı harekete kırmızı kart çıkıyor. Bu dakikadan itibaren G.Saray, attığı golü cansiperane koruma derdine düşüyor ama 90+6’da gelen Jonsson’un vuruşuna engel olamıyor.
Bir yıl önce kazanılan zorlu ‘şampiyonluğun’ kredisi ne kadardır? Bu net bilinmez ama sergilenen futbol seviyesi bu olduğu Adil Rami sürece, o kredi hızla eriyor...
İnce sızı
Yazarın Son Yazıları
Galatasaray, maçın ilk 45’te, Samsunspor ligin büyüklerinden rahatça puan koparan, dişli takımlardan biri değilmiş, hatta hiç yokmuş gibi oynuyor.
İstanbul derbilerinden, heyecan, çekişme, güzel futbol beklemeyeli çok oldu... En fazla, “Olay çıkmasa bari” temennisinde bulunabiliyor insan. Maç en azından bu beklentiyi karşılıyor.
Eksik ve tuttuk…
Galatasaray için maç, klişe bir pembe dizi gibi başlıyor…
İki Galatasaray var, Kocelispor deplasmanında. İlk yarıda “Ne de olsa sınıf birincisiyim. Çalışmadan geçerim” rahatlığıyla çıkıyor sahaya. Çabalamıyor, konsantre olmuyor…
Tıpkı, arılar gibi, iki takım da vızır vızır...
Yorgun Galatasaray, önce vasat bir oyun sergilerken pozisyon yaratma işini tek kişiye; maçın en hırslısı Osimhen’e bırakıyor.
Galatasaray maça, yelkeni rüzgâr dolan bir cruiser gibi başlıyor, ilk on dakika böyle devam ediyor.
Milli maçlar sonrası yorgun ya da Şampiyonlar Ligi öncesi heyecanlı; Galatasaray, normaline göre durgun bir futbol oynuyor.
Yorgun Galatasaray ve rakibini iyi çalışmış bir Beşiktaş...
Sırasıyla Yunus (23), Icardi (45+1) ve Torreira’nın (65) golleri, istikrarlı bir baskının değil yakalanan fırsatlara eklenen kişisel becerilerin ürünü.
Heyecanlı ve tedirgin G.Saray maça bocalayarak başlıyor.
Olimpiyat Stadı’nın lanetinden midir, verilen aranın rehavetinden mi bilinmez...
Galatasaray, evinde konuk ettiği Çaykur Rizespor karşısında “dalgalı” bir futbol sergiliyor...
Galatasaray, geçen sene olduğu gibi bu yıl da “her maça bir kahraman” trendini sürdürüyor. Topla oynama oranının yüzde 70’e varması yanıltıcı olmasın.
4 dilimi var G.Saray-Karagümrük maçının.
Gaziantep ile Galatasaray’ın karşı karşıya geldiği sezonun ilk maçının açmazı şu:
Erden Timur, Galatasaray’da yeni bir görev üstlenmeyeceğini açıkladığında, tüm camia endişeyle beklemişti yeni sezonu: Bu futbolcuları kim motive edecek?
Galatasaray, yaşadığı ‘sevinçli telaş’la biraz bocalasa da 26’da Osimhen’in golüyle rahatlıyor.
Yolundan şaşmadı
Birlikte
Tam takım devam
Yürüyeduruyor
‘Çok’ ile ‘hiç yok’
Koltuğunda rahat
Kadıköy hatırası
3 puanın günahı
Taşikardisiz 3 puan
Uyuyan dev
Kim kurtuldu?
Langırt
Yokluğu yara
Mesele
Nasıl olacak?
Tutuk ama istikrarlı
Uyanış
Kilit son maça
Azı dişi!
Kötü futbol 3 puan
Ortak yok