Bugün Güneydoğu’da neler olduğunu anlamak için yakın tarihteki üç cümleyi anımsayalım...
Bu cümleler bugün yaşananların anahtarıdır!

***

Birinci cümle:
“400 milletvekilini verin ve bu iş, huzur içinde çözülsün!”
Recep Tayyip Erdoğan, Gaziantep, 7 Mart 2015.

***

İkinci cümle:
“Seni başkan yaptırmayacağız!”
Selahattin Demirtaş, HDP Grup Toplantısı, 17 Mart 2015.

***

Üçüncü cümle:
“Masayı HDP devirdi.” Anonim, AKP’li politikacılar ve yandaş medya, Temmuz- Aralık 2015.

***

Erdoğan’ın cümlesi, 7 Haziran seçimlerinden önce, “Anayasa”yı değiştirip, “Başkanlık Sistemi”ni getirmek için gerekli olan milletvekili sayısını istediğini belirtiyor.
Halk bu isteğe ve Erdoğan’ın bütün kampanya boyunca her yerde görünerek AKP için oy istemesine tepki veriyor, AKP yüzde 40’a düşüyor.
Demirtaş’ın cümlesi, Erdoğan’a bu desteğin verilmeyeceğini açıklıyor.
Bu cümle Türkiye’deki demokrasi taraftarlarını umutlandırıyor, HDP’nin büyük şehirlerde oyları yükseliyor, AKP’nin Güneydoğu oyları HDP’ye kayıyor.
HDP’nin müzakere masasını devirdiği cümlesi, 7 Haziran seçimlerinde aradığını bulamayan AKP ve Erdoğan’ın strateji değişikliğini vurguluyor.
Ve ondan sonra film kopuyor:
Suruç, Ankara katliamları...
Parlamenter rejimin esnetilerek seçim sonuçlarına uygun siyasal süreçlerin reddedilmesi ve yeniden bir seçime gidilmesi
Korku ve baskı altında yenilenen seçimlerde 10 puan yükselen iktidar!

***

Hafta sonu Kürtler, Demokratik Toplum Kongresi’nde özyönetim çerçevesindeki isteklerini sıralarken yeni anayasa yapılması gereğini vurguluyorlar.
Tam da, Güneydoğu’da yaşanan trajedilerin üzerine yeniden ısıtılıp gündeme getirilen “Türkiye’ye özgü başkanlık sistemi” tartışmaları sırasında!

***

Daha önce burada en iyimser ve en kötümser senaryoları yazmıştım:
En kötümser senaryo, Türkiye’nin Türkler ve Kürtler arasında iki ayrı diktatörlüğe bölünmesidir demiştim.
Olup bitenlere, özellikle de Güneydoğu’da ölenlere bakınca:
Kimsenin demokrasiyi ve insan haklarını pek de önemsemediğini...
Tarafların sadece kendi iktidarlarına yönelik talepleri gündeme getirdiğini düşünerek kaygılanıyorum.