COVID-19’a karşı ekonomik savaş

24 Mart 2020 Salı

Sevgili okurlarım, Koronavirüsün yol açacağı tahribatın bütün dünyada çok büyük bir ekonomik ve mali kriz yaratacağı biliniyor.

Bu krizin sonuçlarının ne olacağını ise şimdiden kestirmek zor:

İnsanlık aklını başına toplarsa, Sosyal Devlet anlayışının yeniden gündeme gelmesi beklenebilir.

Yok, insanlık şu anda ABD’yi yönetenlerin savundukları ve dünyayı da arkalarından sürükledikleri mali ve ekonomik ilkeleri uygulamayı sürdürürse, yoksulların daha da yoksullaşacağı Neoliberalizm, Neokapitalizm ve Neoemperyalizmin daha da zalimleşeceği bir sömürü düzeni ortalığı kasıp kavurabilir.

Elbette böyle bir zulmün dünya çapında yol açacağı toplumsal siyasal ve ekonomik değişmeleri kestirmek ise çok daha zordur.

İnsanlık, Endüstri Devrimi’nden Bilişim Devrimi’ne geçişte, Sovyetler’in çöktüğü ve Küreselleşmenin başladığı dönüm noktasından daha da etkili ve yıkıcı bir durum ile karşı karşıyadır.

Bu “durum” ne kadar sürer, insanlığa ne kaybettirir, ne kazandırır, yukarıda da belirttiğim gibi şimdiden kestirmek zor.

***

Bu çerçevede, ne yazık ki iktidar, Koronavirüse karşı önlem olarak açıkladığı ekonomik paket açısından mevcut sömürü düzeninin yanlışlarında ısrar eden bir tutum sergilemiştir.

Açıklanan ekonomik pakete soğukkanlı bir biçimde baktığımızda alınan önlemlerin şu hedeflere sahip olduğu görülmektedir:

1) Özel sektörün borçlarının ve kredi mekanizmalarının rahatlatılması.

2) İnşaat sektörünün canlandırılması ve müteahhitlerin desteklenmesi için konut kredisi oranın yüzde 90’a yükseltilmesi.

3) Konaklama vergisinin geçici olarak durdurulması.

4) THY’ye ve öteki havayolu şirketlerine destek için, iç havayollarında KDV’nin yüzde 1’e indirilmesi.

5) Yaşlılara göstermelik olarak kolonya ve maske verilmesi.

6) Sonuç olarak 100 milyar TL’lik desteğin büyük kısmının sermaye kesimine aktarılması.

Bu pakette halkın geniş kesimlerinin, özellikle de çalışanların, hem sağlık gereksinmelerini hem de mali ve ekonomik sıkıntılarını karşılayacak önlemler pek görünmüyor.

Örneğin, halkın, hastaların ve hastanelerin gereksinme duydukları, dezenfektan gibi, maske gibi, gözlük gibi, elbise gibi, vantilatör gibi, tıbbi malzemelerin üretimine ve dağıtımına ilişkin önlemler yok.

Örneğin, başta doktorlar olmak üzere, sağlık personeline özel destek yok.

Örneğin, benim krizin başından beri önerdiğim, kapanan ve çalışanlara ücretli izin veren işletmelere destek yok.

Devlet memurlarının çalışma koşullarına ilişkin önlemler de yoktu ama sonradan dün çıkarılan bir kararname ile bu konuda bazı düzenlemelerin yapılmasının önü açıldı.

Temizlik ve temel gıda maddelerinde KDV indirimi yok.

Toplu taşıma araçlarındaki kalabalıkların önlenmesi için alınacak tedbirler yok.

Aslında bu liste gerek işçiler, gerek küçük esnaf ve küçük üretici, gerek çiftçiler, gerekse turizm sektörü açısından çok daha uzatılabilir...

Ama özetle “yok oğlu yok”!

***

Sevgili okurlarım, dünya yepyeni bir krizle boğuşuyor.

AKP iktidarı da bu krize hazırlıksız yakalandı.

Bedelini biz vatandaşlar ödüyoruz.

Zaten yöneticilerin iç ve dış politikadaki beceriksizliklerinin ve yanlışlarının bedellerini, kimi zaman canları, kimi zaman özgürlükleriyle, hep vatandaşlar ödemiyor mu!

En umutsuz zamanlarda bile, hatta özellikle en umutsuz zamanlarda:

Umudu, çözümü, ideali savunmaktan vazgeçmeyeceğiz:

YAŞASIN SOSYAL DEVLET...

YAŞASIN HUKUK DEVLETİ...

YAŞASIN DEMOKRASİ...

YAŞASIN SAĞLIKLI YAŞAM...

KAHROLSUN KORONAVİRÜS...

KAHROLSUN ZALİMLER!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yeni anayasa tuzağı 19 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları