Emre Kongar
Emre Kongar ekongar@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Kılıçdaroğlu iktidara yürürken baharda 15.000 lira

06 Nisan 2023 Perşembe

Değerli okurlarım, “Çağdaş Demokratik Rejimler” “Kurtarıcılara”, “Kahramanlara” ya da “Karizmatik liderlere” gerek duymazlar:

Çünkü o rejimlere sahip olan toplumlardaki vatandaşların Temel Hak ve Özgürlükleri, başta ifade ve muhalefet hak ve özgürlüğü olmak kaydıyla, Anayasal güvence altındadır...

Ve o toplumlardaki siyasal iktidarlar, Anayasal Hak ve Özgürlüklere uyarlar!

***

“Vah o toplumlara ki kahramanlara muhtaçtırlar!”

Ne mutlu o işgal altındaki geri kalmış Osmanlı toplumuna ki:

Mustafa Kemal Atatürk gibi kurtarıcı, karizmatik bir kahraman gelmiş, hem düşmanı yenmiş hem de çağdaş Türkiye Cumhuriyeti’ni kurmuştur.

***

Bugünkü Türkiye’nin sorunu Demokratik Rejim’in işletilmesidir.

Bunun için de “kurtarıcılara” ya da “kahramanlara” değil, “Demokratik Rejimi içselleştirmiş olan sıradan politikacılara” gereksinme vardır:

“Kahramanlık iddiasında” bulunmayan, kendisini sıradan bir vatandaş olarak “Amcanız” diye, “Bay Kemal” diye tanıtan, olağan kişilik sahibi bir siyasal liderin, Kemal Kılıçdaroğlu’nun özenle kurduğu bir “Demokratik İttifak” çerçevesinde, toplumun elinden yasalara aykırı uygulamalarla alınan “Parlamenter Demokratik Rejimi”, geniş bir ittifakla yeniden kurmaya çalışması, bu açıdan doğru bir eylemdir.

***

Benim Mustafa Kemal Atatürk’ten başka “kahramanım” yoktur!

Birlikte çalıştığım Bülent Ecevit’e, “Karaoğlan” imajının oluşturulmasında ve “Yeni CHP’nin” parti programının yazılmasında, Cahit Kayra, Bilsay Kuruç, Gündüz Ökçün, Sevil ve Uğur Korum ile birlikte yardımcı olmuş ama milletvekilliği önerisini reddetmiştim.

Daha sonra, Süleyman Demirel’e de öteki siyasal liderlerle birlikte konulan siyasal yasağın kaldırılmasında önemli bir görev yüklenmiş, Türk-İş ile birlikte demir asa, demir çarık, bütün Anadolu’yu dolaşarak verdiğim konferanslarla onun özgürleşmesinde rol almış, sonra da bir aracı vasıtasıyla yaptığı milletvekilliği önerisini reddetmiştim.

Tam bu sırada, gerçekten bütün bu liderlerden, politikacılardan ve insanlardan çok farklı olan, kendime çok yakın bulduğum, müthiş bir edebiyat, felsefe ve demokrasi kültürüne sahip olduğu ve gerçekten Sosyal Demokrasi’yi temsil ettiği için, Erdal İnönü’ye destek vermek için, SHP’ye katılmış, seçilemeyeceğimi bildiğim bir yerden milletvekili adayı olmuş ve (elbette) kaybetmiştim.

***

Okurlarımın yukarıdaki satırlarımdan hemen anlayacakları gibi, benim oldukça uzun olan (şu anda 81 yılı devirmiş bulunan) hayatım boyunca tanıdığım bütün insanlar ve politikacılar arasında Erdal İnönü çok farklı, çok ama çok seçkin bir yere sahiptir.

Ama bu müstesna, bu seçkin, bu olağanüstü kişiliğe sahip olan Erdal Bey bile benim “kahramanım” değildir; çünkü benim Mustafa Kemal Atatürk’ten başka “kahramanım” yoktur.

Ayrıca Mustafa Kemal Atatürk dışındaki “kahramanlara” hele hele “kahramanlık” ve “kurtarıcılık” rolü oynayan politikacılara inanmam ve güvenmem de!

***

Ben “mütevazı, sıradan vatandaş olan, ‘sokaktaki insanı’ temsil eden bir politikacı, bir lider ya da bir parti genel başkanı” istiyorum.

CHP Genel Başkanı olduğundan beri, Kemal Kılıçdaroğlu’na verdiğim destek tam da onun “ortalama, sıradan vatandaşı” temsil eden bir kişilik sergilemesinden dolayıdır.

Kibirli insanları sevmem...

Poz kesen, kasıntı insanlara ise tahammül edemem:

1) Kılıçdaroğlu, zaman zaman eleştirdiğim fazla terbiyeli, fazla saygılı, hatta (16 Nisan 2017 günkü halkoylamasında ve dokunulmazlıkların kaldırılmasında sergilediği) çekingen siyasal tutum ve davranışına rağmen, asla etnikçi ve mezhepçi dinci tuzaklara düşmedi.

2) Yine zaman zaman tehlikelerine işaret ettiğim, Demokratik rejim açısından sabıkalı olan sağcı partilerle kurduğu “Millet İttifakı” açısından, uzlaşmacılığından, tevazuundan hiç ödün vermeden, yaklaşan iktidar yolunda çok büyük bir gelişme gösterdi:

     a) Emekçilerin ve emeklilerin milli gelirden aldıkları ve sürekli küçülen paya ilişkin olarak 15.000 Liralık bayram ikramiyesi vaadi, gerçekten hem Sosyal Devlet felsefesi açısından hem de geçim sıkıntısı ile boğuşan dar ve sabit gelirliler açısından çok doğru ve etkili bir hamledir.

     b) Depremzedelere, Sosyal Devlet bağlamında vaat ettiği ücretsiz konut teslimi çok doğru bir felsefeyi ve seçim stratejisini yansıtmaktadır.

     c) İktidarın ülkeyi içine mahkûm ettiği karabasana karşı kullanılan “Umut”, “Özgürlük”, “Bahar” teması üzerine kurulu kampanya filmleri son derece doğru bir teşhis ve etkili bir mesaj üzerine kuruludur.

4) Bütün ülkeyi dolaşırken sergilediği, farklı kesimlere hitap ettiği video mesajlarında yansıttığı ve son günlerde iyice geliştirdiği konuşma biçimi, iktidara hazırlanan bir liderin, sıradan vatandaş kimliğini, uzlaşmayı, barış umudunu yitirmeyen bir politikacının kararlı ama mütevazı tutum ve davranışını, yansıtmaktadır.

***

Türkiye’yi kibirli ve sahte kurtarıcılardan kurtarmak için herkes sandığa gitmeli...

Birinci turda yüzde 60’lara ulaşılmalı ki:

Her türlü olası hile ve baskı yöntemlerine karşı Demokratik zafer rahatça kazanılabilmelidir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Filler savaşında Türkiye 12 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları