Milliyet’in bombası, İmralı zabıtları, yorumlar…

Milliyetçilik tartışmaları ve “Anakronik” görüşler…

Başbakan Erdoğan’ın “Türkiye’ye özgü başkanlık rejimi” hevesi…

Resmen terörist olanlar için af konuşulurken resmen Türk Silahlı Kuvvetleri mensubu olanlara verilen mahkûmiyetler ve art arda gelen yeni tutuklamalar…

28 Şubat tartışmaları…

Öyle bir kakofoni ki, kulakları sağır, beyinleri felç ediyor, ruhlarımızı daraltıyor!

***

Beynimde bu uğultularla, iki gün önce, şu anda tuşlara basarak ekrana aktardığım yazımı planlamaya çalışıyordum.

Sürekli okurlarım bilir, ben son derece güç ve yavaş yazan biriyim:

Belki beceriksizliğimden, belki hem kendime, hem Cumhuriyet’e hem de okurlara karşı sahip olduğum sorumluluk duygumdan, belki de her ikisinden birden…

Ne yazacağıma, nasıl yazacağıma bir türlü karar veremem; karar verdikten sonra da yazdığımdan bir türlü memnun olamam…

Saatlerce okuma, araştırma, düşünme, saatlerce yazma, saatlerce yazdıklarımı tekrar tekrar okuma…

Adeta bir Çin işkencesi!

Ve tam bu sırada bir konser izledim:

Boğaziçi Caz Korosu’nun A Capella konseri!

Biliyorsunuz, A Capella, çalgısız, sadece insan sesiyle icra edilen müziğe deniliyor.

Şef, Masis Aram Gözbek.

26 yaşında, her yanından pozitif enerji fışkıran bir genç, bir konservatuvar öğrencisi…

Sadece gözleri, elleri, bedeni, konuşması ve hareketleriyle değil, bütün varlığıyla sanki sonsuz enerji üreten bir jeneratör!

Ve sahnede 12 erkek, 18 kadın korist genç:

Kıpır kıpır, zaman zaman solistlik de yapan, ruhlarındaki müzik sevgisi yüzlerine vurmuş, “umut ışıkları”!

Siyasetin kakofonisi ile bunalmış ruhlara ilaç gibi gelen, insanı mutluluk âlemine yollayan, yaşamına ve varlığına anlam katan…

Mecaz olarak “erişmek” anlamında kullanılan moda “fısıldamak” deyimiyle, “insanlara fısıldayan” bir grup!

Ne milliyetçilik tartışmaları, ne İmralı zabıtları ve “Türkiye’ye özgü başkanlık rejimi”…

Sahneden yayılan güzellik, bireyi evrenin sonsuzluğuna taşıyan A Capella müziğin nağmeleri, zihnimi, ruhumu temizledi ve bugün bu yazıyı üretti!

***

2008’de, Avusturya’daki yarışmada gümüş diploma…

2010’da, Çin’deki Koro Olimpiyatları’nda dünya ikinciliği…

2011’de, Avusturya Dünya Koro Şampiyonası’nda dünya şampiyonluğu…

Ve sayısız altın madalya!

***

Ey Kültür Bakanlığı, Turizm Bakanlığı, Tanıtma Fonu…

Ey sanat destekçisi İş Bankası, Akbank, Garanti Bankası, Yapı Kredi Bankası, Fibabank gibi kuruluşlar…

Ey sanatseverler…

Bu gençlere sahip çıkın…

Birçok yarışmaya, tek tek uçak bileti destekçisi bulmak zorunda kalarak gidebilen bu koroya sponsor olun…

Türkiye’den yükselen kakofonik seslerin yerini A Capella nağmelerin almasına yardımcı olmak hepimizin, hepinizin görevidir!