BDP’li milletvekilleri, Türkiye’de ölüm cezası kaldırılmış olduğu için, ömür boyu hapis cezasına çarptırılmış ve cezasını İmralı’da çekmekte olan PKK lideri Abdullah Öcalan ile bir görüşme yaptı.

Bu görüşmeye Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin istihbarat örgütü MİT’ten de bir gözlemci katıldı.

Yani sadece ziyaret değil, görüşme de “devletin gözetimi altında” yapıldı.

Zaten görüşmeye kimlerin gideceğine, kendisinin de ifade ettiği gibi, bizzat Başbakan Recep Tayyip Erdoğan karar vermişti.

Konuşulanların MİT görevlisi tarafından zabıt altına alındığı biliniyor.

Milliyet gazetesi zabıtları ele geçirdi ve yayımladı...

Büyük bir gürültü koptu!

Bir yanda, Milliyet’in büyük gazetecilik başarısı…

Toplumun, hiç olmazsa görüşmelerin bir tarafındaki havayı öğrenmesinin çözüm sürecine getirdiği yararlar…

Öte yanda, Erdoğan’ın büyük öfkesi, azarı…

Buna koşut olarak yandaş medyanın manşetlerinde ve yazılarında patlayan “sabotaj” iddiaları ve suçlamalar!

Oysa ortada ne zarar gören bir çözüm süreci var…

Ne de yasalara aykırı bir durum.

Ortada olan, sadece bir gazetecilik başarısı ve bunun ardında yatan siyasal ve toplumsal yararlar!

Zabıtlarda görülen açıklamalarda, siyasal beklentilerden, psikolojik profil yapısına kadar, AKP iktidarının elini güçlendirecek pek çok bilgi de var.

Peki öyleyse bütün bu öfke, azar, saldırı neden?

***

Dünyadaki ve Ortadoğu’daki değişme ve gelişmeler ülkemizi de etkiledi:

Türkiye büyük bir dönüşümün, Türkiye Cumhuriyeti Devleti yeniden yapılandırılmanın eşiğinde.

AKP iktidarı bu büyük dönüşüm ve yeniden yapılandırılmayı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın kişisel iktidarı çerçevesinde gerçekleştirmek istiyor.

Oysa Erdoğan’ın kişisel iktidarını gerekçelendirecek hiçbir makul siyasal ve toplumsal neden yok…

Tam tersine, Türkiye’deki ve dünyadaki bütün kuramsal ve uygulamalı bilgiler, Erdoğan’ın liderlik özellikleri ve tavrı hakkındaki izlenimler, bu kişisel iktidar projesinin karşısında!

Bu eksikliği gidermek için, otuz yıldan beri başımızdan eksik olmayan (edilmeyen) terör belasının durdurulması umudunun kullanıldığı anlaşılıyor:

Sanki terörün önlenmesiyle, Erdoğan’ın kişisel iktidarını tesis edecek olan dönüşüm, birbirine bağlı imiş gibi sunuluyor topluma.

Elbette bu kişisel iktidar projesi için, içte ve dışta siyasal müttefikler de aranıyor:

Kendi önderliği, adadaki mahkûmiyeti ile sınırlanmış ve kısıtlanmış olan Öcalan’ın, hem siyasal ve toplumsal, hem de psikolojik açılardan bu projenin “doğal müttefiki” olarak görüldüğü anlaşılıyor…

Zabıtlar bu durumu, bütün açıklığıyla ortaya koydu.

Sanırım zabıtların yayımlanmasından sonraki öfke ve azar görüntülerinin, suçlamaların arkasındaki asıl gerçek bu!

Değerli hukukçu, inanmış demokrat, Atatürkçü, büyük insan Prof. Aydın Aybay’ı yitirmenin üzüntüsünü yaşıyorum.

Kendisine rahmet, hepsi iyi dostum olan yakınlarına başsağlığı diliyorum.

\n