Ben size soruyorum...

28 Mart 2016 Pazartesi

Biz. Ben ve sen, aynı dünyayı mı paylaşıyoruz?
Bilmiyorum. Şaşırıyorum. Aynı dünyada mı yaşıyoruz?

Şu Karaman’da ortaya çıkan olay.
Yıllardır sürüp giden erkek çocuklara taciz olayı.
Tek sorumlu bunu yapan kişi mi?
O vakfın, Ensar Vakfı’nın hiç sorumluluğu yok mu?
Yöneticilerinin, denetçilerinin, o çocukların ailelerinin hiç sorumluluğu yok mu?
Olayı kapatmaya çalışmak nasıl bir vicdandır?
Vakfı korumaya çalışırken yapılanlara bakınız.
İlgili Bakan “Bir defalık bir şey için vakıf suçlanamaz” diyor.
Başbakan “Paralel yapının algı operasyonu” demiş.
Bu çocuklar defalarca tacize uğramış. 45 çocuk. 10 çocuğun tacizi kesin.
AKP milletvekilleri. Yandaşlar. Oy veren vatandaşlar.
Sizler ne diyorsunuz?
Vicdanınız isyan etmiyor mu?
Görmezden mi geliyorsunuz?
Sizin de çocuklarınız yok mu?
Onlara bakarken içiniz ürpermiyor mu?
“Onlar benim çocuğum değil ki” deyip rahatlıyor musunuz?
Onlar, gerçekte sizin de çocuklarınız değil mi?
Ben size soruyorum.
Siz de kendinize sorun.

*** 

Can Dündar ve Erdem Gül yargılanıyor.
Anayasa Mahkemesi cezalarını kaldırdı.
Cumhurbaşkanı bu kararı tanımadığını, saygı duymadığını açıkladı.
Cumhurbaşkanı ilk mahkemenin tutuklama kararında ısrar etmesini istedi.
Cumhurbaşkanı emretti.
Şimdi dava yeniden görülüyor.
Siz, Başbakan, bakanlar, AKP milletvekilleri, yandaşlar, oy verenler, sizler, nasıl bir karar bekliyorsunuz?
Beklediğiniz karar, emrin yerine gelmesi mi, adaletin ortaya çıkması mı?
Güdümlü aklınıza karşı vicdanınızda bir rahatsızlık yok mu?
Bu, bir infaz emrinin yerine gelmesi midir, adaletin ortaya çıkması mıdır?
Benim bildiğimi siz de biliyorsunuz.
2 kere 2 dört etmiyor mu? Ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz.
Güneş doğudan doğuyor, batıdan batıyor değil mi? Biliyoruz.
Ama neden iş gelip buralara dayanınca dünyalarımız ayrılıyor?
Neden iş Ensar Vakfı’nın yanlışına gelince gözleriniz görmez oluyor?
Neden iş efendinizin emrine gelince kulaklarınız duymaz oluyor?
Ben soruyorum.
Siz de kendinize sorun.
Eğer siz bunları kendinize sormazsanız, bilin ki çocuklarınız soracak bunları size.

*** 

Paralel yapıyor öyle mi?
Unutmayın, paralel sizin paraleliniz, bizim değil.
Ne demekti paralel?
Yan yana giden demektir. Yan yana gittiniz yıllarca. Yol ortağınızdı.
Sizin ortağınızdı, bizim değil, unutmayın.
17/25 yolsuzlukları neydi? Kara para aklamalar. Hırsızlıklar. Rüşvetler.
Paralelin işi dediniz. Peki, bunları kim yapmıştı?
Rıza Sarraf’a plaketler verdiniz. Sizdiniz. Şimdi “Ne alaka?” diyen de sizsiniz.
Ah benim yazıklar olmuş memleketim.
Amerikan savcısından adalet mi bekliyorsunuz?
Burada kaybettiğinizi oralarda mı arıyorsunuz?
Yazıklar oldu memleketime. İnanın ki yazıklar oldu.
Burada hukuk var sanıyorsunuz. Hayır, yok.
Burada ahlak var sanıyorsunuz. Hayır, yok.
Burada uygarlık var sanıyorsunuz. Hayır, yok.
Burada demokrasi var sanıyorsunuz. Hayır, yok.
Burada özgürlük var sanıyorsunuz. Hayır, yok.
Burada akıl var sanıyorsunuz. Hayır,yok.
Burada vicdan var sanıyorsunuz. Hayır,yok.
Burada nefret var.
Burada ayrım var.
Burada kin var.
Burada şiddet var.
Burada kan var.
Biz aynı dünyada mı yaşıyoruz, bilmiyorum.
Artık 2 kere 2 dört müdür, bilmiyorum
Güneş doğudan mı batıdan mı doğuyor, bilmiyorum.
Bildiğim bir şey var.
Memleketime yazık oldu.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Istakozun intikamı! 22 Nisan 2024
Özeleştiri?... 8 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları