Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Chavez'in Ardından - II
Chavez’in “büyüklüğünü” saptamak yeterli değil. Bir adım ileri giderek “Chavez olayını” anlamak, dersler çıkarmak gerekir. Yorumlarda, tüm “olayı” Chavez’in kişiliğine indirgeyen bir eğilim egemen. Bu noktada kaldıkça ne eleştirel bir yaklaşım üretmek ne de ders çıkarmak olanaklı.
\nBu noktayı “Chavez nereden çıktı” sorusuyla aşabiliriz. Latin Amerika halklarının sömürgecilikle, emperyalizmle, CIA destekli psikopat, katil askeri diktatörlerin eliyle kana bulanmış, ırkçılıkla soykırımlarla kirletilmiş tarihi var... Bu “tarihsel zemin” bize antiemperyalist halk ayaklanmaları, Bolivar, Marti gibi liderler, halkçı ve komünist/anarşist bir direniş geleneği sunuyor. Bu gelenek, ulusal bağımsızlık düşüncesine sadık, sol eğilimli bir asker-sivil entelektüeller tabakası üretebiliyor.
\nBu tarihsel zemini, 1970’lerden bu yana, özellikle 90’larda yoğunluğunu arttıran toplumsal muhalefeti, Chavez öncesi rejimlere karşı mücadele eden sol hareketleri, öğrencileri, sendikacıları, işçileri ve köylüleri ekleyerek ayrıntılandırmak gerekiyor. Chavez işte bu “tarihsel zeminin”, geleneğin, muhalefet dalgasının ürünü.
\nBu dalganın 1989’da Chavez’i üreten noktasında, 3 bine yakın işçinin, emekçinin askerler tarafından katledildiği ayaklanma var. Aynı yıl Chavez’in orduda “ulusalcı-devrimci” bir grup subayla gizli bir örgüt kurduğu, sol gruplarla ilişki kurmaya başladığı söyleniyor. Hızla ilerleyerek 1992 darbesini atlar 1998 seçimlerine gelirsek... Chavez bu değindiğim dalganın üzerinde ulusalcı-Bolivarcı bir “kalkınma-modernleşme” talebinin ifadesi olarak iktidara geliyor.
\n2002 darbe girişimine kadar Chavez yönetiminin, daha önceki popülist, muhafazakâr yaklaşımların “ulusal bütünlük” vurgusuna dayanan modernleşme, kalkınma projelerinin, bunu gerektiğinde halka zorla dayatma eğiliminden farklı bir yol izliyor. Chavez’in toplumun yoksullar, dışlanmışlar ve seçkinler (oligarşi) olarak bölünmüşlüğünü yadsımayarak onun üzerinde “halktan”, “yoksullardan”, siyahlardan ve ayrımcılığa uğrayanlardan yana, asla kendi tabanına baskı yapmayan bir modernleşme, kalkınma projesi aradığını görüyoruz.
\nAskeri darbenin, halkın sokaklara dökülerek direnmesinin, Chavez’de bir aydınlanmaya yol açtığı söylenebilir. Bu noktadan sonra 2007 Porto Allegre’de ifade edeceği gibi Bolivarcılığın yetmediği, sosyalizme yönelmek gerektiği fikri Chavez’in düşüncelerinde öne çıkmaya başlamış. Toprak kamulaştırmaları ve dağıtımı, ulusal kaynakların kamulaştırılmaya başlanması, petrol gelirlerinin, yoksulların, işçilerin köylülerin yerel örgütlerinin kurulmasını teşvik edecek, yaşam seviyelerini yükseltecek yönde harcanmaya başlanması bu yeni yönelimin ürünü.
\nBu sırada Chavez’ın Gramsci’ye ilgisinin arttığını, devletin sınıf mücadelesine açılmasından, sivil toplumdaki ideolojik egemenliğin kırılmasından, devletten yararlanarak oligarşinin karşısında yeni bir ‘tarihsel blok’ oluşturmanın gereğinden söz etmeye başladığını görüyoruz.
\nBu dönemde yoksulların, emekçi sınıfların kendi işlerini yönetmek için yerel düzeyde kurdukları demokratik-yatay örgütlenmeleri hızla gelişiyor, oligarşinin uluslararası sermayenin yapılarına karşı paralel yapılar kurulmaya çalışılıyor. Chavez Venezüella dış politikasını da bu yönde yeniden şekillendirmeye başlıyor. Chavez’in halkına amacını, hedeflerini, neredeyse haftada 40 saate ulaşan konuşmalarda anlattığını, “ulusun” değil “alt sınıfların”, öyküleri üzerinde yükselen bir tarih söylemi inşa ederek “devrimi” ilerletmeye çalıştığını da görüyoruz.
\nBunlar, kapitalizmin ufkunu aşmayı amaçlayan bir arayışa olduğu kadar, bu arayışın öznesinin öncelikle Chavez’e indirgenmiş olduğuna da işaret ediyor.
\nAlt sınıfların yerel demokratik örgütlerinin, konseylerinin o düzeyde oluşan iradesini, kendi temsilcileri yoluyla devlete, devletin kararlarına, günlük işleyişine taşıyacak yapılanmaların “henüz” oluşturulamamış olduğunu söyleyebiliriz.
\nBu eksiklikle sermayeye karşı, bastırıcı, tasfiye edici, ekonomik yönetimi demokratikleştirmeye, piyasa mekanizmasının ufkunu aşmaya yönelik adımların zayıflığı, kamulaştırmalara karşın etkin bir demokratik planlamanın yokluğu, bürokrasinin güçlenmesi arasında doğrudan bir ilişki olduğunu düşünüyorum.
\n“Bundan sonra ne olur” sorusunu iki açıdan yaklaşabiliriz: Birincisi; Chavez’in, biyolojik varlığını aşan, geniş halk kitlelerini kapsayan bir simgesel, tarihsel varlığı var. Yeni yönetim bu “varlıktan” nasıl yararlanacak? İkincisi, Chavez döneminde Venezüella halk sınıflarıyla, ulusal projeye sadık entelektüeller arasında oluşan, zaman içinde kapitalizmin ufkunu aşmanın yollarını aramaya başlayan ittifak ne yönde gelişecek ve dönüşecek?
\nBu ikisinin bileşkesi bize, Chavez’in oluşturmaya başladığı (ama tamamlayamadığı) “tarihsel blokun” kaderini de verecek diye düşünüyorum.
\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Dönmek isteyen gençler için şartını açıkladı
- Devrim Muhafızları'ndan Suriye çıkışı
- Adnan Kale'nin ölümüne ilişkin peş peşe açıklamalar!
- 'Seküler müdür kalmadı'
- ‘Kartlar bloke edilebilir’ uyarısı!
- CHP'nin ilçe başkanından açıklama!
- Jose Mourinho'dan genç futbolcuya övgü!
- Bir acayip Türkiye hikâyesi
- Üniversite öğrencisi, trafikte öldürüldü
- Başkan Özarslan’dan açıklama