‘Fermi paradoks’ ve iklim krizi

28 Ekim 2021 Perşembe

Evren yaklaşık 14 milyar yıl yaşında. Yalnızca Samanyolu’nda 100 milyardan fazla gezegen var. Evrende, dünyadakinden milyonlarca yıl daha eski, uzay ulaşımı sorununu çözmüş çok sayıda uygarlık olması gerekmiyor mu? “Peki, nerede bunlar?” İtalyan fizikçi Enrico Fermi’nin (1901-1954) ortaya attığı bu soru, o gün bugün bilim insanlarını meşgul ediyor.

Bu sorunun olası cevaplarından biri bizi de ilgilendiriyor: Belli bir teknolojik gelişme düzeyine ulaşan uygarlıklar kendilerini yok edecek koşulları yaratabilirler. Bilimkurgu yazarı Stanislav Lem’e göre, nükleer teknoloji düzeyine ulaşmak, bu koşullardan biri. Bir diğer olasılık da sanayileşmenin ekolojik sorunlarını yönetemeyen uygarlıklar yok oluyor (Jared Diamond). Bunlara Strugatski kardeşlerin, Tanrı Olmak Zor başlıklı romanındaki senaryoyu ekleyebiliriz: Tüccarlar ve dinci gericiler bir darbe yaparak aydınları yok ediyor, bilimsel ve kültürel gelişmeyi durduruyor. 

Bu sonuncusu, daha çok Türkiye, Hindistan, Brezilya gibi ülkeleri düşündürüyor. Gezegenimiz ise birinci olasılığın, ekolojik çöküşün eşiğinde duruyor.

ÇÖKÜŞÜN EŞİĞİNDE

Kapitalist uygarlık, atmosfere saldığı, CO2 ve metan gazları, toprağa gömdüğü, geri kalmış ülkelerin otoriter rejimlerine “kakaladığı”, sulara saldığı zehirli atıklarıyla uygarlığı yok olmanın eşiğine getirdi. Bu süreç tersine çevrilemezse Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Paneli’nin 2015’te koyduğu, 1.5 - 2 °C sıcaklık artışının altında kalma hedefini yakalamak olanaksız. Genelde devlet yöneticileri için üreten, yarı resmi Chatham House (Londra) İklim Riski Değerlendirmesi (09/2021) raporunda, sıcaklık artışını 2 °C ve 1.5 °C altında tutabilme olasılıklarının, sırasıyla yüzde 5 ve yüzde 1 olduğunu hesaplıyor; 3.5 °C - 5 °C artış olasılıkları göz ardı edilmemeli diyor. 

Rapor, 2019’da, aşırı sıcaklar yüzünden, küresel çapta, 300 milyar işgünü kayboldu; son 20 yılda 65 yaş üstündekilerde, sıcaklık artışlarıyla ilgili ölümlerde yüzde 54 artış gözleniyor diyor. Avustralya ve Sibirya’da, Amerika’da orman yangınları her yıl milyar dolarlarla ölçülen ekonomik zarara yol açmaya başladı. Bugünkü eğilimler devam ederse, 2030-40’lara gelirken her yıl 400 milyon insan, açık havada iş yapmaya izin vermeyecek düzeyde yüksek sıcaklardan etkilenecek; bu nedenle ölenlerin sayısı küresel çapta yılda 10 milyona ulaşacak. 

ABD’de hazırlanan Ulusal İstihbarat Tahminleri raporu, 1.5 °C hedefine 2030’a kadar ulaşmanın çok zor olduğunu saptayarak başlıyor. Sonra, beklentilerini ayrıntılı biçimde sıralıyor. 

1) Ülkeler, krize uyum sağlamaya, karbon emisyonunu azaltmaya, kaynakları kontrol etmeye, yeni teknolojilerde üstün olmaya çabalarken, “Kim daha çok sorumlu”, “Kimin daha çok ödemesi gerekiyor” konularında tartışmalar yoğunlaşacak, jeopolitik gerginlikler artacak. 

2) Sınır aşırı çatışmalar artacak. Kutuplarda buzlar erirken açılan alanlar üzerinde paylaşım rekabeti hızlanacak. 

3) İklim krizinden en çok, yoksul ülkeler etkilenecek. Bunlar uyum sağlama kapasitesi en düşük ülkeler olduğundan, Amerika açısından diplomatik, ekonomik hatta askeri alanda ek yükler oluşacak. İç Güvenlik Örgütü’nün (Home Land Security) bir raporu, Güney Asya, Sahra Altı Afrika’da, Ortadoğu’da, Latin Amerika’da, 2050’ye kadar 140 milyondan fazla insanın krize uyum yolu olarak, zengin ülkelere doğru göç etmek zorunda kalacağını söylüyor. 

Uluslararası Enerji Ajansı’na göre, küresel ısınma eğilimini geri çevirmek için 2050’ye kadar her yıl 4 trilyon dolar yatırımın gerçekleşmesi gerekiyor. 

Bu hafta sonunda Glasgow’da toplanacak “İklim Değişikliği” zirvesinin öncesindeki gelişmeler hiç umut vermiyor. Zirveye, en büyük kirleticilerden ABD geliyor ama Rusya ve Çin’in liderlikleri toplantıya katılmayacaklar. Başta Hindistan olmak üzere geç sanayileşen ülkeler, bugün atmosferde birikmiş CO2 ve metan gazının tarihsel olarak yüzde 53’ünü üretmiş olan gelişmiş ülkelerin, gelişmekte olan ülkelerin uyum sağlarken üstlenecekleri maliyetlere katkıda bulunmalarını istiyorlar. Gelişmiş ülkeler, Kyoto’dan bu yana vaat ettikleri katkıyı bile gerçekleştirmediler. Toplantıya ev sahipliği yapacak olan Boris Johnson da halen beklentileri düşürmeye çalışmakla meşgul.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

AKP’de travma... 11 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları