Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
2009 ve Sonrası Üzerine Düşünceler
Yeni yılın bu ilk yazısında yeni yılla ilgili beklentiler ve sonrası konularında bir değerlendirmenin uygun olacağı düşüncesindeyim: Küresel kriz 2009 ve sonrasında ne gibi dönüşümlere yol açacaktır? Küresel kapitalizm 2007/2008 krizi sonrasında nasıl yeniden yapılandırılacaktır?
Küresel ekonominin içine sürüklendiği bunalım koşulları nasıl aşılırsa aşılsın, bir tespit çok açık ve nettir: Kapitalizmin özellikle 1980 sonrasında geliştirdiği mevcut üretim ve ticaret kalıplarının sürdürülmesi mümkün değildir. “Serbest” ticaret, “serbest” finans ve “esnekleştirilmiş” emek piyasalarına dayandırılan fantezilerin artık sonuna gelinmiştir. Dünyanın finansal ve askeri hegemonik gücünün ABD’den sürdürüldüğü, üretim atölyelerinin ise Güney ve Doğu Asya’da konuşlandırıldığı uluslararası işbölümü çökmüştür.
Bu tespitin dayandığı savları daha yakından değerlendirebilmek için aşağıdaki tablodaki verilerden yararlanacağız. Tablo’da dünya üretim ve ticaret akımları kabaca üç ana bölgeye ayrılmıştır. 2006 yılı itibarıyla, Kuzey Amerika (Kanada ve ABD) 12.4 trilyon dolar ile dünya toplam gayri safi hasılasının yaklaşık yüzde 35’ini üretmekte ve 1.2 trilyon dolarlık ihracat kalemiyle de dünya ticaretinin yüzde 15’ini karşılamaktadır. Avrupa ekonomileri dünya üretiminin yüzde 31.6’sını, dünya toplam ticaretinin de yüzde 45.7’sini gerçekleştirmektedir. Kapitalizmin “yeni kaplanları” diye anılan Güney ve Doğu Asya ekonomileri ise dünya üretiminin yüzde 20.2’sini üretirken dünya ticaretinin yüzde 24’ünü sağlamaktadır.
Yukarıdaki verilerde saklı olan detay ise şudur: 2006 itibarıyla Kuzey Amerika bölgesi dünya üretiminin üçte birini yapar iken Avrupa’ya 188 milyar dolarlık ihracat, Avrupa’dan ise 317 milyar dolarlık ithalat yapmakta idi. Aynı bölgenin Güney ve Doğu Asya ile olan ihracatı 219 milyar dolar, ithalatı ise 428 milyar dolardı. Dolayısıyla ABD ve Kanada, Avrupa ile ticaretinde 129 milyar dolar, Asya ile olan ticaretinde de 209 milyar dolar açık vermekteydi. Kuzey Amerika ucuz ithalat ile ücret maliyetlerini düşürüp ekonomileri için gerekli ara mallarını sağlama alırken karşılığında bol miktarda “yeni ürün” finansal kâğıt ve yine “kâğıt” para üretip satmaktaydı. Öyle ki, Henry Veltmeyer ve James Petras’ın bizlere açıkladığı verilere göre, dünya piyasalarında her 1 dolarlık sanayi üretimine karşı, finans piyasalarında 25-30 dolarlık işlem gerçekleştirilmekteydi.
Amerika artık çoğunlukla finansal hizmet ve tasarım üreten bir ekonomi haline dönüşürken “mamul mal” üretimini Avrupa ve giderek Uzakdoğu Asya’ya bırakmaktaydı. Bu bölgelerde üretilen mallar ise finansal sistemin kumarhane masasında yaratılan “kâğıt”larla karşılanmaktaydı. Ancak söz konusu “kâğıt”ların dünya finans piyasalarındaki değeri ise spekülatif davranışların körüklediği ve sanal inançların beslediği hayali değerlerden ibaretti. 2007/2008’de yaşananlar işte artık bu sanal dünyanın, “kendin söyle, kendin inan” masalından ibaret sahte değerler sistemini çökertti. “Toksik varlıklar”, “eşik altı-vasıfsız krediler” gibi sıfatlar bu dönemin ürünü oldu.
***
Kapitalizmi bu kriz sonrasında neler beklemektedir? Biraz geniş bir perspektifle küresel kapitalizmin önünde olası iki gelişme olacağını görmekteyiz. Birinci olarak, finansal değerler sisteminin çöktüğü böylesi bir ortamda dünya ticaret dengelerinin yeniden tesisi “zor” kullanarak gerçekleştirilebilir. Güney ve Uzakdoğu Asya’nın ucuz emek maliyetli fabrikalarında yaratılan iktisadi artığın yakılması gerekmektedir. Eğer bu üretim fazlasının “değersiz kâğıtlarla” dünya pazarlarında satışı gerçekleştirilemezse, iktisat dışı yöntemlere bakılması gerekecektir. Kapitalizmin belli aşamalarında bu tür “aşırı üretim - eksik talep” döngüleri yaşanmış ve her defasında da bu tür krizler bir savaş konjonktürü ile atlatılmıştır. Rosa Luxemburg, kapitalizmin bu tür küresel krizleri atlatmak için gereğinde düzeltici bir savaşa başvurmasının kaçınılmaz olduğunu vurgulamaktadır. Günümüzde Ortadoğu ve Balkanlar’da başlayan, Irak’la devam eden ve Pakistan ve Afganistan’da “terörle savaş”la sürdürülmesi planlanan bölgesel savaşların böylesi bir düzeltici savaşın öncülleri olduğu sıkça vurgulanmaktadır.
İkinci almaşık ise kapitalizmin küresel merkezlerinin giderek Asya’ya kayması ve bir tür üçüncü dünya kapitalizminin dünya sahnesine çıkmasıdır. Ancak bir yandan emeğin acımasız sömürüsüne, diğer yandan da gezegenimizin çevresel kaynaklarının acımasız tahribatına dayalı böylesi bir vahşi kapitalizmin insanlığın geleceği açısından yarattığı tehditler kabul edilebilir olmayacaktır. Kaldı ki böylesi bir olasılığa karşı kendi hegemonyasını yitirme durumunda kalan ABD, bu sürece açık müdahalede bulunmaktan geri kalmayacaktır. Dolayısıyla düzeltici savaş bu almaşık altında da karşımıza çıkmaktadır.
Ülkemizin söz konusu “düzeltici savaş” hesaplarının çok uzağında olmadığını görmemiz gerekmektedir. Nitekim, Türkiye’nin de bulunduğu coğrafyada, neoliberal yeni-emperyalist küreselleşmenin önünde aşması gereken iki engel durmaktadır: Laiklik ve bölünmezlik. Bu anlamda, bazı neoliberal sol kesimlerin dudak bükmelerine hiç aldanmadan bir vurguyu çok açıkça yapmalıyız: laiklik ve ulusal bütünlüğün korunması günümüzde antiemperyalist mücadelenin temel taşlarını oluşturmaktadır.
***
Mensubu bulunduğum Bilkent Üniversitesi’nde öğrenim gören yedi öğrencimizi geçen hafta acımasız ve sorumsuz bir ihmal neticesinde kaybettik. Ailelerinin ve tüm arkadaşlarının derin acısını sizlerin huzurunda bir kere daha paylaşmayı bir borç biliyorum.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Nevşin Mengü hakkında karar
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- Müge Anlı'nın eşine yeni görev
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu