Erinç Yeldan

IMF'den Dünya Ekonomisine Bakış

24 Nisan 2013 Çarşamba

IMF’nin Dünya Ekonomik Görünümü (World Economic Outlook) Nisan Dönemi Raporu yayımlandı. Rapor, bir yandan dünya ekonomisinin yakın geleceğine ilişkin IMF’nin öngörülerini sunarken, bir yandan da “kriz - istikrar - büyüme - enflasyon” döngüsüne ilişkin makro ekonomik kuramsal tartışmaları yeni veriler ışığında irdeliyor. Bu haftaki yazımda IMF’nin öncelikle Türkiye ekonomisine ilişkin öngörülerini tartışmak arzusundayım. Raporun makro ekonomik yaklaşımındaki kuramsal katkıları ise haftaya ele almak istiyorum.

\n

***

\n

Bir bütün olarak ele alındığında, IMF 2013 ve 2014’te dünya ekonomisinin yüzde 3.2 ve yüzde 4 oranında büyüyeceğini tahmin etmekte. Raporun 2013’e ilişkin mevcut öngörüleri, IMF’nin yıl başında yayımlanan tahminlerine görece kabaca yüzde 0.2 puan düşürülmüş durumda. Bu da, özellikle gelişmiş Batı ekonomilerinde etkisini sürdürmekte olan büyük durgunluğun yakın bir gelecekte henüz aşılamamış olacağı konusundaki endişeleri güçlendirmekte. IMF’nin Nisan WEO Raporu da bir yandan “piyasa oyuncularına”küresel beklentilerin yeniden ilerleme kaydetmiş olduğunu” muştulamaya çabalarken bir yandan da “ama, buna rağmen, ne yazık ki...” gibi ifadelerle “gelişmiş ülkelerde ekonomik iyileşme sürecinin hâlâ çalkantılarla dolu olduğu” uyarısını yapmaktan geri durmuyor.
IMF’ye göre gelişmiş ülkelerin hükümetleri küresel ekonomideki iki büyük tehdidi aşmış durumdalar: Avro bölgesinin dağılması ve Amerikan ekonomisinde
mali uçurum diye anılan aşırı daraltıcı mali politikaların uygulanma riski... Ancak, WEO yazarlarına göre geçmişten kalan tehdit ve riskler hâlâ ciddiyetini koruyor!

\n

***

\n

WEO’nun geniş veri seti içinden Türkiye ekonomisinin yakın/orta dönemine ilişkin öngörüleri aşağıdaki tabloda özetlemekteyiz. WEO yazarlarının ulusal ekonomiye ilişkin büyüme tahminlerinin 2015’e kadar yüzde 4’ün altında olacağını, 2018’e değin yüzde 4.47 düzeyinde gerçekleşmesini beklediklerini gözlemekteyiz. Dolayısıyla IMF, Türkiye ekonomisinin Orta Vadeli Program metninde geçen ve yüzde 4’ten başlayarak yüzde 5’in üzerine çıkacağını varsayan büyüme beklentilerini gerçekçi bulmadığını anlıyoruz.
Milli gelire oran olarak toplam yurtiçi tasarrufların yüzde 14, yatırımların ise yüzde 22 civarında gerçekleşeceği ve dolayısıyla
cari işlemler açıklarının 2013’te 58 milyar dolardan, 2018’de 104 milyar dolara değin yükseleceği öngörülmekte. Söz konusu rakam milli gelirin yüzde 8.5’ine değin yükselmekte. Yani, Türkiye’nin 2000’li yıllara görece önümüzdeki on yılda daha düşük büyüme hızlarında daha yüksek cari işlemler açığı vereceği anlaşılmakta. Söz konusu cari işlemler açığının asıl finanse edileceği çok açık olmasa da, bu açıkların yaratacağı istihdam kayıplarının Türkiye işgücü piyasalarında işsizliğin artık yüzde 9.5 düzeyinde direnç göstereceğinin kabullenildiğini görmekteyiz.
\n

\nKaynak: IMF, World Economic Outlook, 2013 Nisan

Özetle, IMF’nin WEO raporunda Türkiye ekonomisinin 2018’e değin görünümünün küresel ekonomideki durgunluğa koşut olarak, göreceli olarak düşük büyüme hızı; giderek yükselen cari işlemler açıkları (dış açık) ve orta dereceli enflasyon ile birlikte yapısallaşmış yüksek işsizlik oranlarıyla betimlendiğini gözlemekteyiz. Bu sürece müdahale edilmediği takdirde 2010’lu yıllar Türkiye ekonomisi için yeni bir “
kayıp on yıl” olarak anılacaktır.

\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları