Erinç Yeldan

Küresel EkonomideGüvencesiz İstihdam

04 Mayıs 2011 Çarşamba
\n

\n

Dünya emekçilerinin birlik, mücadele ve dayanışma günü1 Mayıs coşkuyla kutlandı. 1 Mayıs (Taksim) meydanındaki coşkulu kitleler, sınıfsız, savaşsız, sömürüsüz bir dünya özlemlerini bir kez daha dile getirirken gezegenimizin ticari bir mal olmadığını, sosyal dayanışma ve kardeşliğin önemini bir kez daha anımsattılar.

\n

Artık çok yakından bildiğimiz tarihçeye göre, 1 Mayıs coşkusu 1886ya kadar uzanır. 1 Mayıs 1886da, ABDnin Şikago kentinde yüz binlerce işçi günde 12 saati bulan çalışma süresine karşı, 8 saatlik işgünü talepleriyle greve giderler. İzleyen günlerde gösteriler ve direnişler yaygınlaşır. 3 Mayısta McCormickte grev kırıcıların saldırısı sonucu 4 işçi, 4 Mayısta ise Haymarket Alanındaki miting sırasında bombalı bir provokasyon sonucu 7 polis yaşamını yitirir. Olayları bahane eden hükümet, sermaye yanlısı medyanın da baskısıyla gösterileri yasaklar. Yüzlerce işçi önderi idam talebiyle tutuklanır, artan baskılara karşı bir işçi intihar eder. 1 Mayıslar, 1889da toplanan İkinci Enternasyonalde tüm dünya emekçilerinin birlik, mücadele ve dayanışma günüolarak kabul edilir ve 1890dan bu yana kutlanmaya başlanır.

\n

***

\n

1890’dan bu yana 121 sene geçmiş. Emeğin, insan onuruna yakışır iş mücadelesi daha da çetinleşerek sürüyor. Kapitalizmin yapısal olan anarşik ve çarpık karakteri, bir yanda zenginlik ve refah, bir yanda da acımasız sömürü ve yoksulluk üretiyor: Dünya kaynaklarının daha fazla kâr hırsıyla tüketilmesi ve pazar ekonomisinin anarşik kuralları altında paylaşılması, çevre felaketlerine ve bölgesel savaşlara yol açıyor.

\n

Emeğin 8 saatlik çalışmatalebinin dile getirilişinden 121 sene sonra küresel emeğin iş koşullarını Uluslararası Çalışma Örgütünün (ILO) 2011 Küresel İstihdam Eğilimleri raporundan izleyebiliyoruz. Rapora göre 2010 itibarıyla, küresel işgücü piyasalarında 205 milyon işsiz bulunmakta. Bu rakam ortalama yüzde 6.2 oranında açık işsizlik anlamına geliyor. Bunun da ötesinde, istihdam koşulları giderek enformalleşiyor, işgücü piyasaları esnekleştirilmiş koşullarda parçalanıyor, güvencesizleştiriliyor.

\n

ILO, kendi hesabına çalışan küçük üreticileri ve ücretsiz aile çalışanlarını güvencesiz istihdam (vulnerable employment) olarak tanımlamakta. Etnik, dini ve benzeri baskı unsurlarının da etkisiyle, bu tür istihdamın çoğunlukla herhangi bir sosyal güvenceden yoksun, çalışma koşullarının da enformal ve yoğun sömürüye açık olduğu biliniyor.

\n

Aşağıdaki tabloda özetlediğimiz ILOnun hesaplamalarına göre, 2009 yılı itibarıyla küresel ekonomide güvencesiz istihdam toplam 1.5 milyon kişi düzeyinde. Bu rakam 1999a görece 146 milyon kişi daha artmış durumda ve toplam istihdamın yarısına ulaşıyor. Söz konusu güvencesiz istihdam biçimi, Sahraaltı Afrikada yüzde 75.8; Latin Amerikada yüzde 32.2; ucuz emek cennetine dönüştürülen Güney ve Uzakdoğu Asyada ise yüzde 65.4 olarak hesaplanmakta.

\n

Yine tablodaki verilerde özetlediğimiz üzere, emeğin yoksullaşma süreci, istihdam koşullarının enformalleştirilmesi ve emeğin sosyal hak ve ücret kazanımlarının geriletilmesiyle birlikte daha da şiddetleniyor. En dar yoksulluk sınırı olarak kabul edilen günde 1.25 dolar gelir (günde yaklaşık 1 TL, 80 kuruş) kıstasına göre çizilen yoksulluk sınırının altında 632 bin kişinin çalıştırıldığı ve bu oranın tüm dünya emekçilerinin beşte birine ulaştığı görülüyor. Tekrar vurgulayalım: Dünyamızda her beş emekçiden birisi günde 180 kuruşun altında bir ücret geliri elde edebiliyor. Bu oran, Sahraaltı Afrikada yüzde 58.5, Asyada ise yüzde 34.5 düzeyinde.

\n

Kapitalizm, kaçınılmaz krizlerini, daha uzun işgünü ve daha düşük ücret gerektiren daha fazla sömürü sayesinde erteleyebilmek mücadelesi veriyor. Bu koşullarda emeğin birlik, mücadele ve dayanışmasıdaha da anlam kazanmakta.

\n

Nice 1 Mayıslara; 1 Mayısın sadece birlik, dayanışma ve barış anlamına geleceği günler özlemiyle.

\n

\n

Not: Geçen haftaki yazımda, tamamen benden kaynaklanan bir ihmal sonucunda Köy Enstitülerinin 1954 yılında Milli Eğitim Bakanı Şemsettin Sirer tarafından kapatıldığışeklinde yanlış bir bilgi verdim. Doğru yorum, Köy Enstitülerinin, 1946 yılından başlayarak CHP hükümetinin Milli Eğitim Bakanı Şemsettin Sirer tarafından programlarının değiştirilmeye başlandığı ve kuruluş amaçlarından uzaklaştırıldığı; resmi olarak ise Demokrat Parti tarafından kapatıldığı şeklinde olmalıydı. Bu konudaki yanlışlık için okurlarımdam özür diliyorum.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları