Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sen yazadur, biz tatile gidiyoruz
Isparta yakınlarındaki bir benzin istasyonunda karşılaştım onlarla. Aracıma yakıt aldıktan sonra, kahve eşliğinde pompacılarla sohbet ederken yanımıza iliştiler.
Pompacıya, Süleyman Demirel ile aynı köyden olup olmadığını sorarak sohbeti başlattılar. Pompacı doğal olarak hemşerisine methiyeler düzdü. Yalnız Isparta değil, Türkiye’nin her taşında toprağında onun imzasının olduğunu belirtti.
Sonrasında birkaç saniyelik sessizlik oldu ve onlarla bakıştık. Nedense ilk sazı ele alan ben oldum. Yaşımı söyleyerek, Demirel’in hayatımızı zindan edenlerin başında geldiğini söyledim. Bunun üstüne kendi aralarında fısıldaştılar.
Göz çukuruna oturan güneş gözlüklerini yatarken bile çıkarmadığına emin olduğum, lider pozisyonunda olanı ile düete giriştik. Benden bir maşallah geleceğini umarak 69 yaşında olduğunu belirten patron, iki siyasi liderin inadı yüzünden Türkiye’nin kaotik koalisyonlar dönemi yaşadığını söyleyerek başladı.
Demirel, Bülent Ecevit’e başbakan demeyi reddedip, “Koalisyonun Başı” diye seslenerek anlaşmazlığı körüklüyordu. Dağın tepesindeki beş dakikalık molada, geçmiş siyasete veryansın edip rahatlayacağımız bir ortak bulduğumu ummaktayken işin rengi değişmeye başladı.
Reisin yancılarından çiçek bozuğu yüzlü olanı, “Neydi o mazot kuyrukları!” diye yakınmaya yeltenince, “Sen ne biliyorsun ulan, daha o zaman çocuktun!” sözleriyle susturuldu. Devamında, “Ülke ne çektiyse o parlementer sistem yüzünden çekti” klişesi geldi.
Şimdi öyle miydi; tek adamlığı ister beğenelim ister beğenmeyelim, ülke huzura kavuşmuştu. Kendisi İstanbul’da tekstilciydi. Küresel salgında işler siyasi iradenin kararlılığı ile yürüyordu. İstanbul’da 2 buçuk milyon Suriyeli vardı. Onlar olmasaydı ekonomi dönmezdi. Bizim insanımız iş beğenmiyordu!
Hızını alamayıp ayağa kalktı. Ağzındaki köprülerin kapanışı tam sağlanamamış olmalıydı ki, konuşurken alt çenesi tükürükler savrularak öne çıkıyordu. Derken fabrikasında 13 işçinin COVID-19’a yakalandığını ekmek yer, su içer gibi söyledi. Zıplayarak bir adım geri atıp, panikle maskemi yerleştirdiğimi hatırlıyorum.
Virüse yakalanmak Allahın emriydi. Kalan sağlar bizim olacaktı. Ya hastalığa yakalanıp ölecektik ya da açlıktan. Korkmuyordu. Kendisine güveniyordu. Hasta ve yaşlılar evde kalacak, gençler çalışacaktı.
Konu oraya nasıl geldiyse, günlük COVID-19 verilerinin saklanarak açıklanması ve turizmden bahsetmeye başladı. Haziran ayında Alanya’da esnaf açlıktan parmaklarını kemiriyordu. Şimdi ise turizmin başlamasıyla şehir rahat nefes almıştı. Salgın ile ilgili günlük verileri hangi ülke doğru söylüyordu ki! Eğer ülkede hastalık olduğu söylenseydi, bakalım bir tane turist gelecek miydi.
Siyasi iktidarın söylemlerinin, yalan dilinin bu denli somut bir şekilde vücut bulmasının şaşkınlığını yaşıyordum. Bu nasıl bir karşılıklı rıza üretimiydi... Fabrikasında üç kuruşa güvencesiz göçmen/mülteci işçi çalıştıran, onlara virüsün bulaşmasına aldırmayan bir adama nasıl karşılık vermeliydim.
Paralize olmuş şekilde onu dinliyordum ki salgından korunmanın da yöntemlerini anlatmaya başlayınca, “Bi dakika, buraya kadar; biz karı koca doktoruz” dedim. Ayrıca o günkü Cumhuriyet Gazetesine, bahsettiği ulusal çıkar ve turizm işini yazdığımı söyledim. Dondu kaldı. “Beni destekler şekilde mi, karşıt mı” dedi. “Maalesef, tamamen karşıtı” dedim…
O an başımıza birikmiş sohbeti izleyen pompacı emekçilerle göz göze geldik. Böylesine sessiz ve içten kahkaha atan insanlara ilk kez tanık oluyordum. Herif-i Naşerifin ne mal olduğunu anlamış ve son cümlelerime bayılmışlardı.
Avenelerinden işaret gelmiş olmalı ki, hızla lüks BMW’lerine binerken gülerek, “Sen yazadur, biz tatile çıkıyoruz” dedi. Üç geçgin erkek olarak Alanya’ya gidiyorlarmış. Artık ne kadar yorulmuşlar ve bu tatili hak etmişlerse…
Biz ise pompacılarla el sallaşarak ayrıldık. Hala gülüyorlardı…
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Petlas Yönetim Kurulu Üyesi Özcan, uçakta olay çıkardı
- '100 yılda bir görülebilecek akımın başlangıcındayız'
- Edirne'de korkunç kaza