Hemen önümüzdeki pazar günü başlıyor Dünya Kupası. Yani milli futbolcular hiç nefes almadan bu kez de Katar’da top koşturacaklar. Şu bir gerçek, futbol üzerinden kazanılan paralar arttıkça futbol üzerinden nemalananların sayısı da artıyor. Ve bir bahaneyle turnuva üzerine turnuva düzenleniyor. Futbolcular terlerinin son damlasına kadar oynamaya zorlanıyor. Şimdi de ilgiyi önümüzdeki Dünya Kupası’na çekmek için milli duyguları harekete geçiriyorlar. Tamam bundan 40-50 yıl önceleri zaten futbolcular bu kadar çok maç yapmıyordu ve milli maçlar da onları izlemek için güzel bir vesileydi. Fakat günümüzde o kadar çok maç oynanıyor ve yayımlanıyor ki biz onları artık üç günde bir izleyebiliyoruz. Futbolu hayatımızın parçası olmuş heyecanlı bir gösteri olarak algılayan yorumcular bu güzel oyuna ilginin giderek azalacağı ve meydanın sadece sonuçlarla ilgilenen bahisçilere kalacağı uyarılarını şimdiden yapıyor. Gerçekten de vakit çok geçmiş olmadan bunun üzerinde düşünmek gerek.  

SATILIK VE KİRALIK TARAFTAR

Maç enflasyonu karşısında ilgi kaybının işaretleri şimdiden görülüyor zaten. Milli takım maçları ve turnuvaları, özellikle sezon ortasında düzenlenen Katar Dünya Kupası bu işaretleri iyice açığa çıkardı. Aslında kulüpler açısından da milli maçlar çok riskli. O kadar yatırım yaptıkları futbolcularının milli takımlardan yorgun ya da sakat dönmelerini neden istesinler ki? Ama kendilerine milli duygular dayatıldığı için, Klopp gibi ağırlığı olan hocalar dışında, bunu açıkça dillendirebilen yok. Zaten futbol izleyicileri bile giderek milli maçlara ilgisini kaybediyor. Baksanıza İngiltere, Galler ve Hollanda’dan taraftar grupları ve bandoları ancak para verilerek Katar’a getiriliyor. Dahası maçlara ilgi olmadığı için parayla taraftarlar kiralanıyor. Ucuz işçiler günlüğü 10 dolar ve yatak-yemek karşılığında haritada yerlerini bile bilmedikleri ülkelerin taraftarı olacaklar. Futbola pek ilgisi olmayan Pakistanlılar şimdiden taraftarı olacakları ülkenin bayraklarını ve sloganlarını öğrenmeye çalışıyorlar. Cidden komik mi desem yoksa acıklı mı desem bilemediğim bir durum bu. Bakalım Katar’da nelere tanık olacağız? Onu da pazardan itibaren göreceğiz. Belki de tribünlerde taraftarların yer aldığı o eski saf ve temiz Dünya Kupası’nın kesin ölümüne tanık olacağız.