Gülengül Altınsay

Evren kafası

14 Mayıs 2015 Perşembe

Dünkü Cumhuriyet’te Bağış Erten de, Arif Kızılyalın da Evren’in ölümü vesilesiyle Cunta’nın futbola yansımalarını çok da güzel anlatmışlar. Mesela hep Ankaragücü’nün devlet isteğiyle tüm kuralları yıkıp 1. Lig’e çıkarılışından dem vurulur ama o arada finalde Boluspor’un nasıl katledildiği anlatılmazdı. Nasıl olsa Boluspor küçük bir şehrin küçük bir takımıydı. Evren vesilesiyle de olsa “Bağzı şeyler”in gündeme gelmesi ve unutturulmaması güzel.
Ben daha çok askeri Cunta’nın o günlerde futbola yaptığı baskılardan çok bugüne kadar gelen uzantılarına dikkat çekmek istiyorum. Yani şimdi Evren’i toprağa verip bol bol içimizi döktükten sonra işler halloldu mu sanıyoruz biz? Bu ülkede hâlâ ana hatlarıyla1980 Anayasası yürürlükte. 35 yıldır anti-demokratik kanunlar dimdik ayakta. 7 Haziran seçimlerine çok yaklaştığımız şu günlerde hiçbir medeni ülkede olmayan yüzde 10 seçim barajı da aynen yürürlükte. Üstelik iktidara gelenlerin hiç biri bu kuralı değiştirmek için kılını kıpırdatmadığı gibi gayet memnun. Ondan sonra Evren’nin arkasından “affetmiyoruz” deyip o faşist zihniyeti bir tek kişiye atfetmek ne kadar gerçekçi?
O günlerde Ankaragücü’nün devlet zoruyla kuralları hiçe sayarak ödüllendirilmesi yadırganıyor da bugün Süper Lig’e çıkan Kayserispor’un saha kapatma cezasının sırf Cumhurbaşkanı ödül verecek diye ertelenmesi ne peki? Üstelik kulübün itirazı da ret edilmişken.
Futbolda adaletten, kuralların kişiye, kurumlara göre değiştirilmediğinden bahsedilebilir mi?
Futbolda yine her şey “yukardakilerin” durumuna göre belirlenmiyor mu?

Kurumlar bağımsız değil
Evren döneminde her kuruma askerler atanmıştı. TFF de nasibini almıştı bundan. Peki bugün iktidardan bağımsız bir Futbol Federasyonu mu var? TFF Başkanı’nın atamayla değil tabana dayalı demokratik seçimle geldiğini bir kişi söyleyebilir mi?
O günlerde de hep üst taraftan işaret beklenirdi bugün de. “Güçlüye biat et” mantığı aynen sürmüyor mu?
Tabii ki Cunta dönemindeki kadar ağır değil koşullar. Hayatı Cunta’yla tamamıyla kötü anlamda değişmiş biri olarak nankör olamam. En azından şu yazıyı yazabiliyorum mesela. Ama Cunta kafasını sadece Evren ve dönemiyle sınırlı tutmak, o günlerde hiç ses çıkarmayıp hayatını aynen sürdürmeyi başaranların bugünkü çıkışlarını cesur(!) olarak nitelendirebilir miyiz? 1980 Anayasasına “evet” deme olayına hiç girmiyorum bile. “Hayır” kampanyası yapmak bir yana, bu kelimeyi söyleyenin içeri atıldığı korku ve baskı ortamında başka bir sonuç çıkabilir miydi? Demokrasinin damarları kesilmişken halk için bu bile “bir oylama”, bir yumuşamaydı aslında. Bundan bir yıl sonra yapılan sınırlı seçimlerde aynı halk Evren’in partisi MDP’ye sadece yüzde 23 oy verecek ve 3 yıl sonra bu parti siyasi hayattan silinecekti.
Onun için halka ve tabana güvenmekten başka çare yok. Önemli olan her durumda haktan, hukuktan, eşitlikten yana olmak.

Hangi kafayla bakıyoruz?
Evren’in emriyle Ankaragücü 1. Lig’e çıkartılırken, Boluspor katledilirken, hakemi, medyası, federasyonu, büyük kulüpleri, “Paşa’nın istediği olsun” diye seferber olmamış mıydı? Futbolun itibarsızlaştırılmasında hiç birimizin katkısı yok mu?
Bugün de tabanın yani taraftarın ve futbolseverin değil, tepedeki bir avuç muktedirin memnuniyetini gözetmiyor muyuz?
Haksızlıklar, “olmuş bir kere” ya da “güçlüler hep haklıdır” deyip geçiştirilmiyor mu? Haksızlıklara alıştırılmadık mı?
En son örnek; Beşiktaş’ın Gaziantep maçında Demba Ba’ya yapılan penaltının verilmemesi, televizyondan bile net anlaşılan çıkmış topun yardımcı hakemin de gözü önünde devam ettirilmesi ve Gaziantep lehine net bir gol pozisyonuna dönüşmesi ligin kaderini değiştirmeyle sonuçlanan adaletsiz uygulamalar olduğu halde yeterince tepki aldı mı? En fazlası, “bu maçta hakemler Beşiktaş’a ‘büyük takım’ kayırması yapmadı” diye eleştirildi. Demek ki normalleşmiş bir “büyük takım” kayırması var ülkede. Bir de öteki takımlara uygulanan olağan haksızlıklar.
Evet Evren öldü, toprağa da verildi ama kurduğu adaletsiz, anti demokratik ülke düzeni birçok bakımdan ayakta. Otoriteye göre kendini ayarlayan, ona eklemlenerek geleceğini garantiye alan “kafa” devam ediyor. Ondan sonra kim cenazeye gitmiş kim gitmemiş ona bakıyoruz. Yani şimdi sadece Evren’nin cenazesine gidenler ve helallik verenler mi Evren zihniyetini sürdürüyorlar bu memlekette?
Önümüzdeki maçlara bir de bu açıdan bakalım mı?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Şimdi ders zamanı 5 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları