Algı ile Gerçek

19 Temmuz 2013 Cuma

Son zamanların sık kullanılan, pek revaçta kavramlarından birisi de “algı” kavramıdır. Kullanımı sık, tanımı zor algının. Bir olgu, bir kurum ya da bir durum var, ama kitleler tarafından öyle biliniyor ki bu “bilginin” gerçeği yansıtıp yansıtmadığı önemini yitirmiş. İşte bu “bilgi”ye algı diyorlar. Algı aşağı algı yukarı ondan sonra. Peki gerçek nereye gitmiş de onun yerini gerçekle ilgisiz algı almış ki? Durup düşünmek, adamın aklını alan bu algı masalından kuşku duymak gerekmez mi?

\n

***

\n

Nedir örneğin ekonomi konusundaki algımız? “Ekonomi sular seller gibi gidiyor, krizi teğet geçtik. Avrupa’nın ve Ortadoğu’nun parmakla gösterilen ekonomisiyiz, ekonomimiz bir mucize ve neredeyse tüm dünya bizi örnek gösteriyor.” Öyle mi peki? Öyle! İster inan ister inanma. İyi ama buna algı değil de yalan desek daha doğru olmaz mı? Bu taşıma su ekonomisinde gelir dağılımındaki rezaleti sorsak, sadaka, yolsuzluk, yoksulluk konularını deşsek, büyük yalanı ortaya çıkarsak olmaz mı?
Alın size bir algı ya da yalan daha.
“AKP halkın yüzde 51’inin oyuyla iktidara gelmiştir.” Artık bu değişmez bir algı olarak onun, bunun, şunun ve kuşkusuz senin beyninde yankılanır durur ve dahi gerçeğin yerine çoktan geçmiştir. Bin dereden su getirsen, “yahu bu yüzde 51 nereden çıktı, seçime katılanların yüzde 40’ı bile olduğu kuşkulu” desen de kâr etmez. Algı böyle efendim.

\n

***

\n

Daha genel ve tüm dünya çapında pazarlanan algılar da var. Örneğin “Sosyalizm bitti, komünizm öldü, Marksizm tarihe karıştı” algısı bu cinstendir, alıcısı satıcısı bol olanlar arasında da birinci sıradadır. Peki bu algı gerçeği yansıtıyor mu? Ben bir şey demem, şu son ve hâlâ üstesinden gelinememiş ekonomik krizi tahlil eden sıkı serbest piyasacıların yazdıklarını okusanız yeter bu pek ideolojik algıyla gerçek arasındaki ilişkiyi çözmeye.
Ben size daha güncel, daha işe yarar algılardan da örnekler vereyim de adı yerel olan, ama genel durum hakkında fikir verebilecek, algıları altüst edebilecek seçimlerde işinize yarasın. Bunlardan birincisi ve bence en önemlisi,
“Başbakan Erdoğan’ın eşi bulunmaz bir lider, belagatının akıllardan öte, tek adamlığının çevresindeki işe yaramazlar nedeniyle kaçınılmaz olduğu” algısıdır. Peki gerçek böyle midir? Tek tek gidelim isterseniz.
Algı: Dış politikada sıfır sorun. Gerçek: Dış politikada çok sorun. Algı:
Esad gidici. Gerçek: Bir yere gittiği yok. Algı: Mısır’da işler çok iyi, Mursi başardı. Gerçek: Mısır’da darbe. Algı: Ekonomide sorunları Erdoğan şıp diye çözer? Ne dedi? “Kredi kartı kullanmayın, olsun bitsin” Gerçek: Maliye ve Hazine bakanları: “Hiç olur mu öyle şey”. Algı: “AKP daha bir on yıl iktidarda.” Neden? Ekonomi berbat, halk direniyor, dış politika rezalet, ama AKP on yıl daha iktidarda öyle mi? Algı böyle efendim, algı.

\n

***

\n

Gelin biraz da muhalefet cephesine ilgi gösterelim. “Bu CHP adam olmaz” Peki neden? Kılıçdaroğlu iyi konuşamıyor, lafı oturtamıyor, hep şikâyet ediyor, çözüm üretemiyor.”Sosyal demokrasi nedir, nasıl olur, CHP sosyal demokrasinin neresinde, sosyalist komünist solla ilişkisi nedir, yerel ve genel seçimlerde başarı kazanmak, en azından Meclis’i AKP’nin dikensiz gül bahçesi olmaktan kurtarmak için ne yapmalı” diye soran var mı peki? Yok. Ne gerek var efendim, algılarla idare edip gidiyoruz işte. Kendine sosyalist diyen solda da tuhaf algılar var. “iktidar bize uzak, zaten şimdiki asıl görev barış, öyleyse AKP’ye destek verelim.” İktidar olmak istemiyorsan neden parti kurdun kardeşim, dayanışma derneği kursaydın...
Unutmadan söyleyelim; algı hayal ve yalana, gerçek somut olgulara dayanır. Bir de gerçekle gerçeklik arasında bir ilişki olmalı ki, onu kuramadınızsa düşeceğiniz tuzak, algının tatlı rehavetinden, derin uykusundan başka bir şey olmaz.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları