Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Demokrasinin Olur Olmaz Halleri
Türkiye’nin yönetim biçimi “temsili demokrasi”dir. Seçimle ilgili yasaların öngördüğü sınırlar içinde “seçme hakkına” sahip olanların, “seçime katılma hakkı kazanmış” partilere verdiği oylarla bir parlamento oluşur. En fazla oy alan parti ya da oylar dağılmışsa partiler, bir hükümet kurar. Burada seçime katılma oranını da hesaba katmak kuşkusuz gereklidir ve sonuçta “temsil”, yasalarla belirlenen, toplumu ve eğilimlerini yansıtmayan bir “temsil” olmaktan öteye gidemez.
***
Bu durumun gerçek demokrasiyle hiç ama hiç ilgisi yoktur. Seçim sistemleri gerçek bir temsile yaklaşamaz bile. Partiler hem doğaları gereği hem de tabi oldukları yasalar nedeniyle demokratik olmaktan uzaktır. Yürütme, hemen her zaman öteki güçler üzerinde egemen olmanın yollarını arar, bulur. Yargı, kapitalist sistemin eşitsizliklere dayalı, mülkiyet odaklı yapısına uygun çalışır. Yasama, yürütmenin gereksinimlerini karşılama makamına dönüşür. Yine de kapitalist sistemin kendince en gelişkin “demokrasisi” kâğıt üstünde böyledir.
***
Aydınlık bir gelecek için mücadele edenler, sömürüye yer vermeyen başka bir sistemin olabileceğini, olması gerektiğini savunanlar “kapitalist sistemin uluslararası bağlantılarının ülkenin bağımsızlığını ortadan kaldırdığını, toplumun çıkarları için savaşanlara engel olduğunu” söyler, “anti Amerikan” olmak ya da görünmekle “antiemperyalist” olmayı karıştırmazlarsa, bunun için örgütlendiklerinde sistemin şiddetiyle, zoruyla karşılaşırlar. Peki, “temsili demokrasi” bizim ülkemizde nasıl işliyor, işliyor mu? Darbe girişimi sonrası koşullarda “temsili de olsa bir demokrasimiz” var mı?
***
Yalan söylemeyecek, gerçekleri saptırmayacak, minareye kılıf aramayacaksak, artık Türkiye’de bir “demokrasi”den söz etmek zordur. Parlamento işlevini yitirmiş, yürütme “olağanüstü koşullar” gerekçesiyle “kanun hükmünde kararname” çıkarma yetkisiyle donatılmış, yargı yürütmeye “de facto” bağlanmış, darbecilerin tasfiye edilmesi zorunluluğu gerekçesiyle on binlerce kişi işinden gücünden olmuş, aralarında darbecilerin önemli bir yekûn tuttuğu binlerce kişi tutuklanmış, kısacası gerekçesi ne olursa olsun “demokrasi” askıya alınmıştır.
***
Peki, bir darbe girişimini atlatmış olan bir ülkede bu olup bitenler doğal karşılanamaz mı? Açık ve net bir yanıt verelim; hayır, doğal karşılanamaz. Eğer darbe öncesi iktidar partisinin ideolojisine, eylemine ideolojik, politik itirazlarınızdan, “iktidar partisiyle darbecilerin tabanında da tavanında da ortaklık vardı” iddianızdan vazgeçmişseniz, olana bitene “eh ne yapalım bırakalım kurunun yanında biraz yaş da yansın, özgürlükler biraz daha budansın, gazeteler kapatılsın” diyorsanız iktidar partisinin hep eleştirdiğiniz hedefleriyle özdeşleşmiş, olana bitene onay vermiş, “evet” demiş, ayrıca şimdiki fiili durumun iktidar partisine, o kabul etmediğiniz hedeflerini gerçekleştirme konusunda yeni araçlar sunduğuna da gözlerinizi kapatmış olursunuz.
***
“Hayır” derseniz, darbeci olmayacak, muhalefet olarak varlığınızı ve gelecekle ilgili ümidinizi korumuş olacaksınız. “Aman darbeci demesinler” kaygısıyla boyun eğer, “evet” derseniz, “devletin yeniden yapılandırılması” adı altında adına hiçbir şekilde demokrasi denilemeyecek bir rejimin parçası haline geleceksiniz. Seçim sizindir.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Colani'den İsrail hakkında ilk açıklama
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- Eski futbolcu yeni cumhurbaşkanı oldu
- Emekliye iyi haber yok!
- Fidan'dan 'Suriye Kürtleri' ve 'İsrail' açıklaması
- MHP'den 'asgari ücret' önerisi
- AKP’nin tabutu CHP sıralarına kondu
- 'Kayyuma değil, halka bütçe'
- Arda Güler'in 2 asisti Madrid'e yetmedi