Güray Öz
Güray Öz guray@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Halkın haber alma hakkının önceliği

01 Haziran 2015 Pazartesi

Geçtiğimiz hafta hem ülkemiz için hem de Cumhuriyet için yoğun bir hafta oldu. Okur Temsilcisi’nin görevi çalıştığı gazeteyi övmek değil, varsa hataları, yanlışları okurların, ilgililerin, haberlere konu olanların eleştirilerini aktarmak, hatanın yanlışın peşine düşmektir. Ama bu kez Cumhuriyet gazetesini haberciliği için genel olarak paylaşılan kanıya da ortak olarak övmek durumundayım. Cumhuriyet gazetesi habercilikte çıtasını yükseltiyor. Kamuoyunun merak ettiği, haberdar olmak istediği konuların peşine düşüyor; onları -ki onlar cesaret isteyen konulardıryazmaktan, belgelemekten vazgeçmiyor.
Bu kez de öyle oldu. Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’ın imzasını taşıyan haber ve fotoğraflar halkın haber alma hakkının ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Haberin cesaret gerektirdiğini söylemek kuşkusuz ve ne yazık ki bizim ülkemize, bizim gibi ülkelere özgü bir durumdur. Haberin hemen arkasından internet sitelerine yasak konulması, soruşturma açılması da bu türden gazetecilik ilkelerine uygun yayının neden cesaret gerektirdiğini kanıtladı. İhbarcı basındaki “vatan haini”, “tutuklayın” çığlıkları, en üst düzeyde saldırılar haberin ne kadar gerçek ve kimileri için can sıkıcı olduğunu gösterdi. Daha başından beri TIR’larda silah taşındığı biliniyordu ve iddialar Cumhuriyet tarafından da haberleştirilmişti; ama şimdi bu bilgi kanıtlanmıştır. Gazete halktan gizlenen, inkâr edilen gerçeği belgeledi, halka duyurdu. Gazeteciliğin özü de zaten budur.
Sevindirici olan Cumhuriyet haberciliğinin okurlar, ciddi gazeteler, gazeteciliği ciddiye alanlar ve meslek kuruluşları tarafından ikirciksiz savunulmasıdır. Öyle oldu. Okurlarımız gönderdikleri sayısız ileti ile desteklerini belirttiler. Seçim kampanyası koşullarında gazeteyi kutlamaya zaman ayıran siyasetçiler, sivil toplum kuruluşları Cumhuriyet’i yalnız bırakmadılar. Meslek kuruluşlarımız; Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye Gazeteciler Sendikası, Basın Konseyi, Çağdaş Gazeteciler Derneği yayımladıkları bildiriler, yaptıkları açıklamalarla Cumhuriyet’in yanında durdular. Bu arada Cumhuriyet’in, iktidara biat etmeyi gazetecilikle karıştıran medyanın kimi yazıcılarının iftira ve ihbarcılığını ciddiye almadığını da eklemek gerekir.
Kuşkusuz Cumhuriyet’in halkın haber alma hakkı ilkesine sadık kalarak yaptığı haberi komplo teorileri ile açıklamaya çabalayan, haberin kendisini bir yana bırakıp kaynağının peşine düşen dostlar da olmadı değil, olsun; haber orada duruyor ve doğruluğu kanıtlanmıştır. Zaten Cumhuriyet’in haberinin doğruluğu bugüne kadar onu gizleyenler tarafından da itiraf edilmiş durumdadır. Cumhuriyet haberinin arkasında durduğunu, fikri takip ilkesini de elden bırakmayacağını açıkladı.
Gazetenin taraflı yayın yaptığını ileri sürenlere ise söylenecek tek bir söz var; haber gerçekleri yansıtıyorsa o tarafta durmak gazetecilik ilkelerindendir, tıpkı yorumda özgürlüğün tarafında olmak gibi.

Ve bir özür
Geçtiğimiz hafta incelemek, doğru olup olmadığını araştırmak üzere bir kenera ayırdığım, bir okurumuzun 20 Mayıs’ta yayımlanan “Anıtkabir’de unutulmaz konser” başlıklı haberde “yıllar önce yitirdiğimiz Hikmet Şimşek’e konser verdirdiğimiz” iddiasını içeren kısa not, büyük dikkatsizliğim nedeniyle sayfaya girdi. Haberde bir yanlışlık yoktur. Hikmet Şimşek’in Cumhuriyetin 75. kuruluş yıldönümünde verdiği konserden de söz edilmektedir yalnızca. Böylece okurumuzun yanılgısına benim daha vahim özensizliğim eklenmiş oldu.
Haberi hazırlayan foto muhabirimiz, haber fotoğrafçımız, haberle fotoğrafı her zaman özgün bir şekilde birleştirmeyi başaran ödüllü arkadaşımız Necati Savaş’tan ve okurlarımızdan özür diliyorum.

Bir iki “küçük” hata
Gazetenizin MİT TIR’ları konusundaki cesur politikasını kutlarım. Diğer taraftan, bugünkü gazetenizin 25. sayfasındaki televizyon bölümünde La Rafle filminin tanıtımı yapılırken, 1942 yıllarında (artık kaç tane 1942 yılı varsa), Almanların Fransa’da yaşayan İsrail vatandaşlarına karşı giriştiği kara listeye alma ve tutuklamalar anlatılıyor. İsrail devleti 1948 yılı mayıs ayında kurulduğuna göre, yazarınızın demek istediği herhalde “İsrail vatandaşı” değil Fransa vatandaşı
Museviler olsa gerek.
Sinema ve televizyonlarda gösterilen filmlerin tanıtımı yapılırken, filmlerin orijinal adlarının da verilmesinin yararlı olacağını düşünüyorum. Ne de olsa “The Perfect Storm” filminin adının “İzlanda Balıkçıları” olarak Türkçeleştirildiği bir ülkede yaşıyoruz. Saygılarımla. Dr. Orhan Kurmuş

Portalda reklamlar
Cumhuriyet Gazetesi’ni seven biri olarak, bir konuda sizi bilgilendirmek istiyorum. Web gazeteciliğinde dijital reklam gelirlerinin önemli olduğunun farkındayım ve reklamsız olmayacağını da biliyorum ancak her önünüze gelen dijital reklamın onaysız, doğrudan yayına geçmesini sağlıklı bulmuyorum. Ana sayfada, en üstte pornografik bir reklam var. Sitenizde yayımlanacak reklamların belirli bir kontrol sonrasında onaylanmasının oldukça önemli olduğunu düşünüyorum.
Bu arada, özellikle belirli bir yaşın üstündekiler, bu tarz reklamların sizin kontrolünüz dışında olduğunu da düşünmeyecektir; sanki siz bu tarz firmalardan bilinçli reklam alıyorsunuz gibi de düşünebilirler. Bu daha da kötü. Saygılarımla. Onur Öztürk

Rakamlar birbirini tutmuyor
26 Mayıs 2015 tarihinde gazetenizde yayımlanan Doğan Satmış imzalı Seçim 2015 - “Biz de sandığa gelmik” isimli Malatya ilindeki seçim ve adaylarla ilgili yazısında, “Malatya’da, MHP ve HDP’nin milletvekili çıkarması mucizelere bağlı. 84 bin oyla tek milletvekili çıkarabilen CHP’yi yakalamaları için, MHP’nin 34 binlik oyunu 2.5 katına çıkarması gerekiyor. HDP’nin ise 5 bin civarında olduğu sanılan oylarını 15-20 katına çıkarması şart. Ve Malatyalılar, MHP için de HDP için de vekil şansı olmadığı görüşündeler” denilmektedir. Aynı yazının alt kısmında seçimlerde alınan oylarla ilgili görselde Selahattin Demirtaş’ın 2014 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nde 21566 oy aldığı yazmaktadır. 5 bin ile 25 bin sayıları arasındaki farkın dalgınlık olduğunu umuyorum. Saygılarımla. Cuma Baz
Okur Temsilcisinin notu: Yazarımızın karşılaştırmayı Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Selahattin Demirtaş’ın aldığı oyla değil, daha önceki genel ve yerel seçimlerde bağımsız adayın ve HDP’nin aldığı oylarla yaptığı anlaşılıyor.

Neden farklı?
Uzun, uzun zaman sonra bugün bir bayiye gidip Cumhuriyet aldım. Esnafım, kepengi kaldırıp tezgâhımı açtım, çayımı ısmarladım, gazetemi okumak üzere tabureme oturdum. Buraya kadar her şey normal. Bundan sonrası ise biraz anormal. İnternette baktım manşetinizde MİT TIR’larının görüntüsü var. Elimdeki gazetede “milli talan” haritası. Ben Adana’da ikamet ediyorum, iki farklı basımınız veya süreklilik arz etmeyen bu durum için okurunuzu meraktan kurtarmak için bir bilgilendirirseniz çok sevinirim. İyi çalışmalar, bol başarılar... Osman Uyur
Okur Temsilcisinin notu: Bazen erken basılan taşra baskısı ile daha sonraki baskılar arasında fark olabiliyor. Sonraki baskılarda daha önemli bir haber önceki baskının manşetini, sayfayı değiştirebiliyor.

KISA... KISA... KISA...
Kültür sayfaları
Geçtiğimiz hafta Okur Temsilcisi köşesinde yer alan Bahadır Pak’ın dile getirdiği eleştiriye katılıyorum. Cumhuriyet gazetesinin özelliği olan kültür sayfalarının azaltılmasının doğru olmadığı kanısındayım. Saygılar... Tomur Bayer

E-posta adresleri
Eskiden yazarların e-mail adresleri köşelerinde yayımlanır ve iletişim kurulabilirdi. Artık ne yazık ki göremiyoruz. Haklı gerekçeleri olduğuna inanıyorum.
Ama örneğin Sayın Ahmet İnsel’e bir yazısı ile ilgili bir konuda danışmak istiyorum. Ben felsefe uzerine yüksek lisans yapıyorum ve siyaset felsefesi okuyorum. Kendisine ulaşabileceğim bir e-mail adresi olsaydı keşke... Saygılarımla. Mine Küçük

RTE’nin haber değeri
RTE’nin sürekli yazılı görsel ve sanal basında çok sık görülmemesi gerektiğini, çünkü her attığı adımın bir haber değeri olmadığını düşünüyorum. Halkın karşısına elinde kutsal kitapla çıkanların, halkı aptal yerine koyup masal anlatanların değil, bilakis halka gerçekleri söyleyen ve elinde gerçekçi projelerle gelenlerin daha ön planda olması gerektiğine inanıyorum. Başarılar dilerim, sevgiyle kalın. Hakan Orhan

İyi ki varsınız
Varsınlar sizi dava etsinler, yanınızdayız. Müthiş haberden dolayı tüm Cumhuriyet ailesini kutluyorum. Kaleminize, yüreğinize sağlık. Sevgi ve selamlarımla. Arzu Snaet 



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları