Karanlık Gecede Kutup Yıldızı

31 Temmuz 2016 Pazar

Önceki yazımda darbe girişimi sonrasını değerlendirmeye çalışırken, Cumhurbaşkanı’nın liderlerle, çeşitli “anlamlar” yüklenen toplantısı ile ilgili kaygılarımı da yazmıştım. Kuşkusuz olağanüstü koşullarda bu türden bir toplantı garipsenmez. Ama içeriğinin, sonuçlarının tartışılması gerekir. Sütten ağzı yananlar yoğurdu üfleyerek yerler. Haziran seçimlerinden sonra “İstikşafi” görüşmelerle yenilgiyi “zafere” dönüştürmek için çok değerli bir zaman dilimine el koyan iktidar partisinin benzer bir taktik peşinde olduğu izlenimi doğal olarak kaygı yarattı.

***

“Acaba ana muhalefet bu kez de benzer bir taktiğin kurbanı mı oluyor” diye düşünenler az değildi. CHP ile ilgili bu türden kaygılar hep oldu; temelsiz de değildir. Ama “düzen partisi” saysanız da CHP önemlidir; politikadaki tutumu, etkinliği, sol ile ilişkileri ya da düzenle olan bağı eleştirinin dışında kalamaz. Darbe girişimi sonrasında CHP’nin tutumunu izleyenler iki noktaya özellikle dikkat ettiler. Birincisi; CHP’nin “eskiyi unutalım” tuzağına düşüp düşmeyeceği, ikincisi; sokakla, demokratik kitle örgütleri ile solla ilişkilerini geliştirme niyetinin olup olmadığıydı.

***

Taksim mitingi öncesi kitle örgütleriyle, solla kurulan olumlu sayılabilecek diyalog, milyonluk mitingin genel eğilimi CHP’ye artı puan olarak döndü. Saray’daki zirve ise eski kuşkuların canlanmasına yol açtı. Kılıçdaroğlu’nun Cumhuriyet gazetesine yaptığı açıklamalar bu türden kuşkuları azaltabilecek başlıklar içeriyor. En azından darbe girişimi sonrasının yarattığı, iktidar partisinin de sonuna kadar kullanmaya kararlı olduğu havaya kapılmadıklarını gösteriyor.

***

Anladığımız; darbe girişimi öncesinin gündemi CHP açısından değişmemiştir. Bu gündeme olumlu anlamda etkide bulunabilecek olan gelişme, devlete derinlemesine sızmasına göz yumulmuş Gülen Cemaati’nin darbe girişiminin bertaraf edilmiş olmasıdır. Anlaşılıyor ki, ana muhalefet basın özgürlüğü, yolsuzluklarla mücadele, yargı bağımsızlığı vb. konularda ısrarlı olacaktır. İktidar partisinin yaratmak istediği, “Atatürkçü, laik, yeni AKP!” imajını ciddiye almayacak, Gülen okulları yerine imam hatiplerin geçirilmesine, ordunun, bürokrasinin, devletin bu yöntemle yeniden yapılandırılmasına karşı çıkacaktır.

***

CHP’nin önünde altın değerinde bir fırsat var. Darbecilerin ve eski ortaklarının yaptıklarını unutturmamak, ülkeye pahalıya patlayan bu ortaklığın hesabını sormak, iktidar partisinin, darbe girişimini sivil otoriter bir rejim için kullanmasına izin vermemek bir bütün olarak önündedir CHP’nin. Bu görev, OHAL uygulamalarında somutlaşan gidişe dur diyebilecek bir güç yaratmakla; Taksim’de görüldüğü gibi sokaktaki milyonlarla onların destek verdiği demokratik kitle örgütleriyle, sol siyasetle birlikte başarılabilir. İzmir mitingi bu yönde yeni bir adım olabilir.

***

Solda ideolojik farklılıkları birlikte iş yapmaya engel sayanlara ve solu küçümseyen piyasacı düzen tutkunu CHP’lilere söylenecek çok şey var. Kısası, özeti şöyledir: Demokrasi güçlerinin birliği, düzeni değiştirmenin yolunu açar. CHP dışındaki solu küçümseyenlere ise şunu söylemeli:
Sol halkın vicdanı, doğru yolu gösteren kutup yıldızı, ülkenin geleceğidir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sondan Bir Önceki 7 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları