Görülmüştür (Ve kim bilir daha neler görülecektir)

19 Şubat 2017 Pazar

Sevgili kardeşim...

Yaş günün olmasaydı inan ki cesaret edemezdim burada yazmaya. Bu köşenin senin için anlamını, çerçevesini ne denli titizlikle belirlediğini bilirim çünkü...

Kırk seneye yakındır ne çok şeye tanıklık ettik birbirimizin yaşamında, ne çok özelimizi paylaştık... Ama burada onların hiçbirine değinmeye niyetim yok. Ağzından salyalar saçarak insanların özeline, mahremine destursuz dalmaya meraklı o kadar çok porno düşkünü varmış ki meğer etrafımızda, benden iyi bilirsin...

Günlerdir yazacağım da elim bir türlü varmıyor. Zaten yıllardır yazıyla aram yok.

Tam oturuyorum yazmaya, hep kızgınlık ve öfke yüklü sözcükler geliyor aklıma... Ne kendime yakıştırırım ne de senin köşene...

Kimi zaman kırgınlık ve hüzün bastığı da oluyor aniden. Gerçi tüm bu duygular için yeterli ve geçerli sebeplerim var ama bunu da sana ve anılarımıza yakıştıramıyorum doğrusu... Ne çok güldük her şeye rağmen bu kırk yıl boyunca... Ne zaman seni düşünsem hep gülen yüzün geliyor gözlerimin önüne.

Yıldığım, korktuğum da olmadı değil laf aramızda. Bu kez de çocuklarımızdan utandım doğal olarak.

Bazen de donup kaldım. Hissizleştim adeta... Kulağım yalnızca televizyon ya da radyodan gelecek müjdeli bir habere açık, sıfırladım tüm duyularımı. Nereden bir açık buldularsa, bu defa da gelecek hayallerimizin, yaşlılık planlarımızın saldırısına uğradım...

Tam vazgeçiyordum ki buldum beni motive edecek duyguyu. Beni bilirsin. En ağır travmaları nasıl atlattığımı da...

Güleceğiz kardeşim. Belki “bekâra karı boşamak” gibi gelebilir birçok insana ama sen beni bilirsin dedim ya... Güleceğiz. İnsana, hayata dair her şeyden nefret eden bu insan kabalığına ve kalabalığına inat güleceğiz.

Yaşam kıvılcımının çaktığı her yere TOMA’larıyla saldıran zihniyetin yaşamın çıplak gerçeği karşısında nasıl apışıp kaldığına güleceğiz...

Gülmekten korkan, ayıp zanneden, günah diye zırvalayan “ağır abi”lere inat güleceğiz...

Senin bu yaşında ve bu hasta halinle, soğukta, kalın duvarlar ardında lüzumsuz ve adaletsiz tutulmandan neler umduklarına güleceğiz...

Bir suç unsuru bulup iddianame yazabilmek amacıyla senin yazılarını okumak zorunda kalanların sonunda kendilerini nasıl hissettiklerini düşünüp güleceğiz.

Çocuklarımızın geleceği için güleceğiz.

Kendi çocukluğumuz öksüz kalmasın diye güleceğiz.

Gülmek tüm dünya paraları karşısında değer kazansın diye de... Hayallerimiz anlamını yitirmesin diye de...

Çocuklarımıza bırakabileceğimiz en değerli miras kahkahadır diyerek... Hiçbir şey öğretemediysek gülmeyi öğrettik çocuklara, çocuklarımıza diyebilmek için güleceğiz.

Yaşlılığımızı hayal ederek güleceğiz. Elimiz-ayağımız tutmazken hâlâ gitar çalıyor oluşumuza güleceğiz. Aynı parçayı yüzüncü kez çalıp yine beceremediğimize güleceğiz. Çalarken ağzımızdan fırlayan takma dişlerimize güleceğiz.

Senin katı Alman disiplinine güleceğiz... Gittikçe artan tuvalet frekansımıza ve senin bu konuda da istatistik tutmana güleceğiz. Arada sağlığımızı hiçe sayarak içki, sigara kaçamaklarımıza güleceğiz...

Ben oturduğum yerde kıkırdamaya başladım bile. Senin çıktıktan sonraki halin geliyor bak gözümün önüne. Hücrenin eninden boyundan tut, çektiğin bütün zorlukları istatistiki olarak kaydetmişsindir sen. Çıktığında, kendi üslubunla nasıl da komikleştirerek anlatacağını tahmin edebiliyorum, insan ve insanlığa aykırı tüm yaşadıklarını. Kendini anlattıklarına nasıl kaptıracağını, nasıl bir coşkuyla, sözcükleri özenle seçerek... Sonunda patlatacağın esprinin tadı artsın, kıymetlensin diye giriş ve gelişme bölümünü oya oya işleyerek...

Ben de burada seni öfke, nefret, yılgınlık değil sevgi, sevinç ve kahkaha biriktirerek bekleyeceğim.

Onlar senin suçlu olduğuna “inanıyorlar”. Ben senin suçsuz olduğunu “biliyorum”. Doğum günün kutlu olsun canım arkadaşım!

Sevdiklerin ve hayallerinle bol kahkahalı, sağlıklı ve uzun bir ömrün ve o ömürde bana hep ayırabileceğin küçük de olsa bir yerim olsun!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Önce Cumhuriyet! 9 Eylül 2018
İklim için ses ver! 2 Eylül 2018
Özel yaşamın sonu mu? 26 Ağustos 2018

Günün Köşe Yazıları