\n\n\n

F.Bahçe son zamanlardaki fırtınalı günlerini az da olsa atlattı. Bu fırtınadan kimler ganimet kazandı bilemiyorum. Ama takıma bakarsak, Sivasspor karşılaşmasında psikolojisinin çok bozulduğunu hissettim. Kuyt da dahil olmak üzere milyon Avro’luk futbolcuların hepsi kötü oynadı. O kadar ki, kötü oynamakta birbirlerinden farkları yoktu. Ne var ki biz bir türlü işin ayırdına varamıyoruz. Aksayan bir takıma yurtdışından getirdiğimiz oyuncuların bir çare olduğunu düşünüyoruz. Ama ne yazık ki çoğu zaman öyle olmuyor. Bir yanlış içindeyiz. Bu futbolculardan, onlara verdiğimiz Avro’lar karşılığında randıman bekliyor, ama her seferinde de düş kırıklığına uğruyoruz.

Eğer bir takımın tüm futbolcuları hazır değilse,10 kişi oynamıyor, 2 kişiden medet bekliyorsak bu futbol felsefesine aykırıdır. Ama Alex diyeceksiniz. O bir fenomen her zaman onun gibisi bulunmaz ki.. İşte o da dayandı dayandı sonunda Sivas maçında kötü oynayan arkadaşlarıyla birlikte takımı başarıya götüremedi. Kısacası, takımı Alex bile kurtaramadı. Doğal değil mi? Bir tek kişiyle olmaz ki.

Sivasspor’un kaç milyon Avro ile oluşturulduğunu bilmiyorum, ama en azından F.Bahçe ile kıyaslanamayacağını düşünüyorum. Ortaya koyduğu oyun ise milyon Avro’larla oluşturulmuş F.Bahçe futbolcularından daha mı kötüydü? F.Bahçeli futbolcuları bırakın iyi oynamayı, güçleri yoktu. Sivasspor takımı güçlü olabiliyor da F.Bahçe gibi bir takım neden güçsüz oluyor? Şapkamızı masaya koyup, bunu iyi düşünmemiz gerek. Daha sezonun başındayız. Elbette karamsar olmamamız gerekir. Ancak şimdiye kadar gördüğümüz F.Bahçe ‘S.O.S’ veriyor. Bunu da görmezlikten gelemeyiz.

F.Bahçe seyircisi ne olursa olsun dünyanın en vefalı seyircisidir. Takımlarına destekleri büyük. Ama bu ne zamana kadar devam eder? Halkımızın yapısını biliyoruz. Dün göklere çıkarılanlar, bugün yerin dibine indirilebilir. F.Bahçe’nin elindeki oyuncular yeterlidir. Rakiplerinden de zayıf değildir. Ama onları homojen yapmak, tek bir kol, tek bir yürek haline getirmek de teknik direktörün işidir. Yönetim, “Teknik direktörün arkasındayız” diyor. Ancak, ileriyi görüp de tedbir almak işi teknik direktörlerin işidir.

Sayın Başkan Aziz Yıldırım yüzde yüz şampiyonluk istiyor. Doğaldır. Bunun için bir şey söyleyemeyiz. Ama bu, ‘höt zöt’ yapmakla ya da popülizmle olmaz. Önce Aykut ile Alex’in içinde yanan kin ateşini söndürmek gerekir. Duygusallığı bırakıp radikal çözüm getirilmelidir. Bunlar olmazsa, başkanın şampiyonluk isteği hevesten öteye gitmez. Futbol bir ayak oyunudur. Sahalarda oynanır. Saha dışındaki ayak oyunları futbolun ruhuna uygun değildir.

\n\n