Taksim’e, Kızılay’a, Kuğulu Park’a, İzmir Gündoğdu’ya baktığımızda neler görüyoruz hiç düşündünüz mü?
Ne var alanlarda, caddelerde, sokaklarda!
Gezi Parkı’nda bir kaldırıma oturmuş biri mini etekli, öteki başı örtülü iki genç kız var kıkır kıkır gülen...
Az ötede “Devrim Market” var, gazoz var, bisküvi var, annesinin yaptığı keki getiren delikanlı var, su var...
Parasız!
Az daha unutuyordum, Miraç Kandili olduğu için küçük, susamsı simitler var...
Namaz kılanlar, gitar çalanlar...
Akşam saatlerinde doluyor Taksim...
Çocuklar var, anneler var, gençler var...
Beşiktaş’ın “Çarşı Grubu” polisle pazarlık yapıp Taksim’e girerken alkışlayanlar var...
Halay çekenler var...
Kızanlar ve öfkelenenler!
Çığlık var, başkaldırı var!
Dostluk, kardeşlik, sevgi, aşk var, tutku var...
68 ve 78 kuşağı torunlarıyla gelmiş...
Şaşkın!
Beklemedikleri bir anda olan Gezi Parkı çığlığının tüm Türkiye’de dalga dalga yayılmasını elbet kavrıyorlar.
Bizler yıllardır neler konuşuyorduk:
“Bu gençler bir türlü örgütlenemiyor, kitap okumuyor, Türkiye’de ve dünyada olup bitenlerden habersiz...”
Yanıldığımızı bir tokat gibi yapıştırıyorlar suratımıza.
Bu eylem, direniş başka bir şey...
Farklı görüşler, sloganlar atılıyor.
Kimse kimseye karışmıyor.
Aralarına giren kışkırtıcıları hemen dışlıyorlar.
Hepsi bilinçli!
Türkiye’de ilk kez oluyor böyle bir eylem...

Polis güç kullanmazsa olay çıkmıyor.
Kaç bin kişinin gözaltında olduğunu bilmiyorum...
Çoğunluğu öğrenci...
Sosyal medya operasyonu bunun adı...
Halkı kışkırtmışlar(!)...
Halka kin ve nefret aşılamışlar Twitter ve Facebook ile.

Oysa ironiler var insanı gülümseten...
Atılan tweetleri okuyorum bana gelen... Kışkırtma yok, ironi var tümünde...
“Tayyip geliyor diren Afrika...”, “Alo 155 öğlen oldu nerdesiniz?”, “Penguenlerimin yüzde 50’sini kutupta zor tutuyorum...”, “Ve adam köpeği ısırdı. NTV habere gitmedi, haber NTV’ye gitti”, “Ben günlük Başbakan dozumu aldım, akşama hazırım...”
Tüm tweetler insanı gülümsetiyor.
Bir başka tweet dikkatimi çekiyor:
“Otobüste sırtım çok ağrıyor, of dedim... Yaşlı amca ‘Atanızı ilk kez omzunuzda taşıyorsunuz ondandır, kolay değil, ondandır’ dedi...”
Ne denir?
Bir başka tweet daha:
“Allahını seven defansa gelsin! Jamiryo...”
Görüldüğü gibi sevgi, ironi, öfke iç içe girmiş...
Bunlar genç insanlar...
Üniversite öğrencileri, kızlı erkekli!
Hayata umutla bakıyorlar, doğayı seviyorlar...
Aşk besliyor onları, yurt sevgisi, ağaç, insan, kuş, böcek, hayvan sevgisi...
Onları anlayacak, kucaklayacak bir siyasal oluşum yok!
Farklı ideolojileri, inançları, etnik kimlikleri var...
Var olan salt bunlar değil.
Demokrasi ve özgürlük!
Güç ve kibir onlara vız geliyor vız!
Yakıp yıkmak yok!
Kaç gündür yazıyorum!
Bu tür kitlesel eylemlerde kışkırtıcı ajanlar, yasadışı örgütler en önde olabilir...
Benim dün gördüğüm bu grupların dışlandığı.
Çünkü o gençler sevgiyle dolu, hayata bakışları özgürlüğün penceresi ve aydınlık.

Türkiye’nin aydınlık yüzleri.
Geleceğimizin güvencesi...
Çocuklar bizim çocuklarımız!
O yüzden direniyor İstanbul, Ankara ve İzmir...
O gaz bulutu, o vahşet bitince soluk aldılar!
Taksim Gezi Parkı’nda boş gaz bombası kapsüllerine konulmuş kırmızı karanfiller, kitap okuyan gençler, namaz kılan insanlar.
Hava bir açıp bir kapanıyor...
Yağmur var mı akşama?
Kendi aralarında konuşup önlem alıyorlar...

Toplumun baskıya, şiddete karşı demokratik istemleri vardı ve Başbakan bunu ne yazık ki göremedi...
Gazlı, eli sopalı devlet bildiğini okudu...
Eğer görseydi, iki yurttaşımız ölmez, yüzlerce insanımız, güvenlik güçlerimiz yaralanmazdı...
Toplumsal tepkileri algılamak gerekir.
Acaba hükümet bu konuda adım atacak mı?