Hikmet Çetinkaya

Faşizmin Duvarını Yıkalım!..

07 Aralık 2013 Cumartesi

Başkalarının canı yanarken sabaha karşı evleri basılıp gözaltına alınırken...
Onlar terörist olarak suçlanırken...
O zaman 80 yaşında olan İlhan Selçuk için “Cumhuriyet gazetesini bombalattırdı” diye manşet atarken...
Cumhuriyet gazetesini “Ergenekon’un karargâhı” olarak gösterirken...
Mustafa Balbay’a, Tuncay Özkan’a, Soner Yalçın’a , Merdan Yanardağ’a, genç meslektaşlarımıza, bilim insanlarına...
Her yurtsevere, solcuya, sosyaliste ...
Temel hak ve özgürlükleri savunan Türklere ve Kürtlere...
En acımasız yazıları yazıp ihbar ederken...
Fişleme, izleme, dinleme...
Bunları “demokrasi gelecek” diye geçiştirip, muhbir vatandaşlığa sayunurken...
Bavullarla poz verirken...
Vicdanının hiç sızlamadığını biliyorum.
Ama!
Tüm bunlara karşın başına, başınıza bir şey gelirse, bilin ki demokrasi, basın ve düşünce özgürlüğünü savunacağım, sen geçmişte çok canlar yaksan da.
Yani seni ve senin gibi olanları!
Savunacağım, savunacağım, savunacağım...
Bu köşede.

***

Oktay Rifat’ın “Elleri Var Özgürlüğün” şiirini çok severim...
“Öpüşmek yasaktı bilir misiniz
Düşünmek yasak
İşgücünü yazmak yasak!”
Oktay Rifat şiirin başka bir dizesinde şöyle der:
“Elleri var özgürlüğün,
Gözleri, ayakları.
Silmek için kanlı teri,
Bakmak için yarınlara,
Eşitliğe doğru giden.”
Şairin dizelerinde olduğu gibi hep özgürlük sevincini, aşkı, sevdayı, sevgiyi, barışı, kardeşliği savunduk.
Hem askeri faşizme hem de sivil faşizme karşı çıktık!
Tek derdimiz temel hak ve özgürlükler, gelir dağılımında eşitlik, ahtapotun kolları gibi dünyayı kuşatan emperyalizm ve savaşlardı.
Demokrasilerin laiklik temelinde yükseleceğini yazıp çizdik, sermayeemek çelişkisine değindik.
Ne ezen ne ezilen, insanca bir düzen, dedik...
Faşizmin ne Tanrısı vardır, ne adaleti...
Pençeleri vardır!
Bunu size hiç anlatamadık...
Şimdi bak dokundular size...
Merak etmeyin biz yanınızda olacağız...
Çünkü demokrasi ve özgürlükler için kalemimizle mücadele ediyoruz.
Yarın tutuklu arkadaşlarımız dışarıya çıksa onlar da aynı şeyi yapacaklardır bunu bilin!

***

4-5 yıl çabuk geçti değil mi?
Kullanıldınız ve çöp tenekesine atıldınız buruşturulmuş bir kâğıt gibi.
Askeri vesayete hayır derken, sivil vesayete boyun eğmiştiniz...
Mustafa Balbay’ın açıklamasını okudunuz...
Açıklaması Oktay Rifat’ın dizelerini çağrıştırıyor:
“Oluşan iklim Türkiye için umut verici...”
Şairin o güzelim şiirinin dizelerine bir bakalım o zaman:
“Gel yurdumun insanı görün artık,
Özgürlüğün kapısında dal gibi;
Ardında gökyüzü kardeşçe mavi!”
Balbay, kendisiyle ilgili AYM’nin verdiği kararın tüm hukuk ve adalet bekleyenler için iyi bir başlangıç olmasını diliyor.
Ben de öyle...
İnsanların kardeşçe maviye gereksinimi var!
Demokrasiye ve özgürlüğe!

***

Faşizmin duvarına karşı özgür kalabilmek...
Evet bunu düşünüyorum güneşli ama soğuk bir günün ortasında...
Oktay Rifat’ın o dizelerinden yansıyanlar neyi anlatır size?
Işık kör edici, özgürlük patlayıcı mıdır?
Peki özgürlüğü kundaklayanlar kim?
Derin kuytuluklarda saklanan, ancak bilinen kundakçılar.
Onlar yerli yerinde duruyor!
Kimse dokunamaz onlara...
Bak yapayalnız kaldınız, sizi düşman bellediler.
Yeter buraya kadar, hizaya gel bakalım!
Hiç merak etmeyin...
Başta bavulcu kardeş...
Çok canlar yaktın çok!
Yine de savunacağız demokrasi ve özgürlük adına...
Çocuklarımızın, gençlerimizin aydınlık yarınları için... Faşizmin duvarını ortadan kaldırmak için!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Aşklar ve sevinçler... 9 Eylül 2018
Hoşça kal hüzün... 6 Eylül 2018

Günün Köşe Yazıları