Bu ölümler, acılar, hüzünler neden!..
Neden “ölü çocuklar” ülkesi oluyoruz; kin, nefret, öç alma duygularının sarmalında yaşıyoruz?
Hoşgörü, sevgi yok içimizde...
Düşmanlık var, düşmanlık!
Bırakın insanların dinlerini, inançlarını, mezheplerini, ırklarını...
Ayrımcılık yapmamak, bu coğrafyada insanca yaşamak hepimizin hakkı...
Ölü çocuklarımız, gençlerimiz, 30 yıldır içinde bulunduğumuz terör belası...
Bir esintiyi duymak, özgürce yaşamak hakkımız...
Teröre destek vermek, özgürlükleri kısıtlamak...
Kuşaklar gelip geçiyor, aynı düşmanlık sürüyor...
Toplumsal ve bireysel özgürlükleri savunmak, Celâl Üster’in yazdığı gibi, “İnsan ruhunun en derinlerinde yatan gizlerini özgürce düşleyebilmek için” yazarın da, düşünürün de, aydının da gerçek anlamda bağımsız olması gerekmez mi!
Celâl, dün benim düşündüklerimi yazmış Jean Paul Sartre’dan yola çıkarak...
Sartre, yazar, düşünür ve aydın kimliğiyle sokak gösterilerine, eylemlere katılmış, solcu yayınlar üstünde bulunan baskıyı kaldırmak için...
Uzun uzun yaptığı eylemleri, Fransa’nın Cezayir’deki barbarlığını anlatmama gerek yok, Cumhuriyet okuru bilir...
Bir aydın, bir yazar, düşünür, baskıya, şiddete, teröre karşı çıkar, ideolojisi ne olursa olsun.
Bunun tam tersini Türkiye bildim bileli yaşıyor, iktidarlar gelip geçse de...
Üstelik o baskı giderek artıyor, insanların dinleri ve inançları üzerinde yapılıyor bu baskılar!

***

Bir sanatçı, yazar, düşünür, aydın, gazeteci salt kendisi için üretmez, kendi özgürlüğü için dalkavukluk yapmaz, hiçbir siyasal iktidarın tetikçiliğine soyunmaz, toplumu kışkırtmaz...
Düşünceyi ifade özgürlüğünü, yargının bağımsızlığını, demokratik hakları savunmak suç sayılmaz demokrasilerde.
Kin ve nefret tohumlarını toplumun hayat bahçesine atmak, sanatçının, aydının, yazarın görevleri arasında değildir...
Bir paylaşım güdüsü vardır sanatçının, yazarın, çizerin...
Nedir o?
Yarattığını insanlarla paylaşmak, yaşamı türkülü, çiçekli dallarda çoğaltmaktır...
Ben bu tümceyi çok sık kullanırım!
Eğer insanlar siyasetçilerden etkilenirse, o ülkenin toprakları yaşanmaz hale gelir...
Güneş ışınlarıyla yağmur damlaları birlikte toprağa inerken gökkuşağı oluşur...
Bu öyle bir andır ki güzelliğini insan kardeşlerimizle paylaşmak için gökkuşağının ya resmini yapmak ya fotoğrafını çekmek ya da yazısını yazmak gerekir!
Sanat bu yolda oluşur, evren böyle güzelleşir, kardeşlik, mutluluğun paylaşımı burada oluşur.

***

Halkların kardeşliğini istemek, İslam coğrafyasında yaşanan katliamları algılamak için şu sloganı atarım hep:
“Paylaşım, mutluluğun bereketidir!”
İşte o zaman savaşlar olmayacak, barış ve kardeşlik türküleri söylenecek, çocuklarımız ölmeyecek.
Din, dil, ırk, inanç, mezhep ayrımcılığı yapılmayacak...
Dünya halkları özgür olacak, emperyalist güçler İslam coğrafyasını yeniden belirleyemeyecek...
Onun için laiklik temelinde demokrasiye temel tüm özgürlükler hayata geçmeli, düşünceye kelepçe vurulmamalı, silahlı terör eylemleri nereden gelirse gelsin lanetlenmeli, bahane bulunmamalı...

***

Cizre’de olaylar bitmiyor...
Kim kışkırtıyor bu olayları?
12 yaşında Nihat öldürüldü...
İçinizde bir acı var mı?
26 Aralık’tan bugüne beş kişi öldü Cizre’de...
Kimse provokasyona gelmesin, tuzağa düşmesin, Türkiye’de, tüm dünyada terör bitsin...
Yeter artık, yeter!