Başbakan Erdoğan, Trabzon’da, Erzurum’da, Yozgat’ta, Osmaniye’de milliyetçi, Türk-İslam sentezci; Van’da, Hakkâri’de insan hakları savunucusu, sapına dek demokrat, özgürlükçü...

Erdoğan’ı dinliyorum gözlerim kapalı....

Eh, her zaman Orhan Veli’yi okuyacak değilim ya!

Akdeniz’de ya da Ege’de olsam, kumsalda dolaşsam Ahmed Arif’ten, Kemal Burkay’dan, Hasan Hüseyin’den şiirler okusam martılar kanat çırparken.

Sümbül Dağı eteklerine gitsem, Şemdinli’de bombalanan Umut Kitabevi’ne uğrasam, Van’ın Bahçesaray ilçesine doğru uzansam.

Erdoğan, Ahmed Arif’in dizelerini okuyor.

Ben şaşırmayayım da ne yapayım?..

Kulaklarımda hâlâ Musa Anter’in oğlu Dicle Anter’in CNNTürk’teki çığlığı:

“Babamı öldürenlerden birisi Diyarbakır’ın filanca ilçesinde yaşıyor!”

***

Gözlerim kapalı geçmişi düşünüyorum...

Mayın tarlalarında kolları bacakları kopan çocuklar, Hakkâri’de çöplükte bombayı kurcalarken parçalanarak ölen bebekler, şarapnellerle yaşamını yitiren genç kızlar, delikanlılar.

Devletin 90’lı yıllarda Hizbullah’ı nasıl yarattığı, nerede eğitim verdiği, kimleri öldürdüğünü neden unuttuk...

Gözlerim kapalı Erdoğan’ı dinliyorum...

Ahmed Arif’in dizelerini okuyor Erdoğan. Bense Kemal Burkay’ı:

“Yatakta, kavgada mapushanede/Ve kederli olduğum günler/ve dalgınken/Harçik boylarında olurum hep/Harçik boyları içimden bir yağmur gibi geçer”.

***

Başbakan tarihi belgeler açıklıyor Van’da...

AKP iktidara gelinceye (2002) dek sindirme ve zulüm varmış... 1940’larda konulan yasaklar çok ocaklar söndürmüş... CHP Bağdat’ta basılan kitabı bile 1940’larda yasaklamış... AKP Kürtçe dil kursları, televizyonlar açmış, Kürtçe enstitüleri kurmuş...

Halkımız nasıl olsa önüne konanı yer!

Peki Kandil Dağı’ndaki PKK’lilere ne diyeceksiniz?

PKK terörünün arkasında hangi iç ve dış güçler var, haydi evirip kıvırmadan söyleyin bakalım!

MHP’den istifalar, internet sitesine düşen etik dışı, şantaj görüntülerini tezgâhlayanları devlet nasıl bulamaz, açıklayın...

Hangi çağda yaşıyoruz, hangi çağda!

Hani siz faili meçhul cinayetleri aydınlatacaktınız, hani siz 12 Eylül’ün darbecilerinden hesap soracaktınız, ne oldu?

Anlaşıldı, önce MHP’yi yok etme planı var!

Devlet Bahçeli bu son istifaları niye kabul ediyor anlamış değilim!

Bir başka gerçek daha...

“MHP’yi Meclis dışında bırakarak hedeflenen amaç nedir, bunu kim açıklayacak?”

***

Bırakın 1940’ların başındaki zulüm ve baskıyı... Kim savunuyor o yılları?

Bugüne bak bugüne!

Kaset şantajları sürerken hükümet susuyor... MHP’den altı yönetici istifa ediyor.

Şimdi hedefte kim var?

Devlet Bahçeli mi?

Deniz Baykal’ın söylediği gibi kurgu büyük, kendiliğinden yaşanan bir süreç değil bu.

Bakın kesin söylüyorum, bu oyun sökmeyecek MHP barajı beklenenin üzerinde bir oy oranıyla aşacak...

Halk, talana, vurguna, soyguna, HES’çilere, çokuluslu altın avcılarına, siyanürcülere “dur” diyecek.

Kapayın benim gibi gözlerinizi, Erdoğan’ı dinleyin, rahatlarsınız(!).

***

Ve mırıldanın Burkay’ın dizelerini sessizce, ne olur ne olmaz:

“Bütün emekler için savaşıyorum / Ekmeğini seven kardeş / Benim de gözlerim var, saçlarım var sarı / Bir tay ilkyazında gençliğim / Ama zincirleri sevmem, kamçıları sevmem / Köleliğini savunan kardeş.

Nerde zincirler kopmuşsa, ışımışsa karanlıklar / Ben orda ölmüşüm bil / Bir bakıma güzel paraların sultanlığı / Ama parasız sevmişim bil / Bütün uykular için savaşıyorum / Uykuları seven kardeş.”