Çocuklarımıza, gençlerimize,
kadınlarımıza nasıl kıyıyorlarsa
ormanlarımıza da öyle kıyıyorlar...
5 bin ağacı kesiyorlar bir gece yarısı.
ODTÜ Ormanı yok ediliyor, Koruma
Kurulu’nun kararı beklenilmeden.
Artvin’de kurulan Yusufeli Barajı...
Tüm Türkiye’de kurulan barajlar,
HES’ler...
Artvin’de yöre halkı doğdukları
topraklardan ayrılmak zorunda kalıyor.
Kurutuyor o güzelim Artvin yöresini
barajlar ve HES’ler.
Yusufeli halkı çığlık çığlığa:
“Mezar yerimiz bile kalmadı, çaresiz ve
yapayalnızız!”
İstanbul’un varoşlarında bez çadırlar
kurulmuş...
Suriye’den gelen göçmenler yaşıyor.
Çocukları görüyoruz orada dilencilik
yapıyorlar...
Kız ve erkek çocukları...
İnsan yüreğinde filizlenen acı, umut,
hüzün çiçekleri.
***
ABD emperyalizmi Ortadoğu’yu
kuşatıyor.
Irak, Suriye, Libya, Afganistan...
İnsan yaşamı sudan ucuz!
Etnik, mezhepsel çatışmalar...
Aşiretler!
Bombalar, parçalanmış insan
bedenleri...
Ölenlerin çoğu çocuk!
Küresel ekonomi, kölelik düzeni,
yoksulluk, silah tacirleri...
Savaş çığlıkları!
Kendi yalnızlığı içine gömülmüş halklar...
Hepimiz yalnızız, hepimiz düşünceli...
O komşuluk ilişkileri, o kıyımlar, solcusu,
liberali, muhafazakârı...
Var mısınız insanlık ve komşu hakları,
kardeşlik, barış adına isyan ruhumuzu
ateşleyelim.
Zalimlere “dur” diyelim...
Ormanlara kıyanlara karşı demokratik
ve anayasal haklarımızı kullanalım, hep
birlikte savaşlara karşı çıkıp “çapulcu”
olalım.
Kadınlar, gençler, çocuklar kırmızı fular
takalım, yanacaksak yanalım demokrasi
ve özgürlük adına.
***
Ortalık yangın yeri farkında mısınız?
ODTÜ Ormanı’ndan, Toroslar’dan,
Kaçkarlar’dan, Kaz Dağları’ndan,
Marmaris’ten söz etmiyorum...
Altın avcıları talanı sürdürüyor...
Ilımlı İslamın nasıl iktidara geldiğini,
neoliberalizm ve emperyalizmden
nasıl beslendiğini biliyorsunuz.
İslamcılığın uyumunu, varoluşunu,
devlet anlayışını ortaya koymaya
çalışıyorum.
Bu tezi savunanların düştüğü
çukuru bilmem görebiliyor musunuz?
***
Tunus ve Mısır aynı trenin
vagonlarındaydı.
Suriye hedef alındı ama Rusya, Çin, İran
ortaya çıktı...
Saldırı Esad’ın duvarına çarptı...
ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya yan
çizdi...
Türkiye komşusuyla baş başa kaldı.
ABD, Ortadoğu’da egemenliğini
silah zoruyla kurabilmek için, Mısır’da
Müslüman Kardeşler’i silahla darmadağın
etti...
Türkiye yine yaya kaldı...
Evdeki hesap çarşıya uymuyordu.
Model ülke Türkiye ise olup bitenlerin
farkında değildi.
Müslüman Kardeşler’in yanında yerini
aldı...
Yöntemi belliydi ABD’nin...
Böl ve yönet!
***
Sınıfta kalan Türkiye giderek
yalnızlaştı...
Sorunlar büyüdü...
Bağdat merkezli Irak, Sünni-Şii
çatışması, iç savaş, Suriye ve Mısır...
Suriye’den gelen büyük güç...
El Kaide ve Taliban...
En yakın dostu Katar ve Suudi
Arabistan...
ABD bölerek yönetmeyi sever...
Çünkü eli güçlenir!
İslamcı hareket güçlenirse ABD
gerekeni yapar, en büyük dostuna “Sen
önden yürü, ben arkadan gelirim” deyip en
büyük kazığı atar.
Arap Baharı’ndan demokratikleşme
değil, Müslüman Kardeşler çıktı.
Ve sonra da askeri darbeyle devrildi.
Biz de kaldık ODTÜ Ormanı’yla,
demokrasi paketiyle baş başa.
Çapulcular var nasıl olsa!
***
Bırak kafa tutmayı, meydan okumayı,
racon kesmeyi!..
Kraldan çok kralcı olmayı!
Neo-emperyalizmin kuyruğunda,
halkların kanıyla beslenen, İslam iç
savaşında sınırdan silah, para götüren
birisin sen!
Yazık ediyorsun ülkene!..
Yapayalnızsın, yapayalnız!..