Güneşli bir sabahın ilk saatleri... Poyraz sert esiyor...

Ege’de bir kıyı kasabasındayım ve notlarıma bakıyorum...

Önce şunu belirteyim: Çevre kirliliği, çokuluslu altın avcılarının Türkiye’yi kuşatması, kıyıların Arap şeyhlerine peşkeş çekilmesini, internete düşen kasetler konusunu sık sık, bilerek yazıyorum.

Çünkü Türkiye böyle bir olayı ilk kez yaşıyor.

Sanılıyor ki halk olup bitenlerin bilincinde değil. 12 Haziran seçimlerinde 2007’de olduğu gibi “e-muhtıra” verilecek ve AKP oylarını bu kez yüzde 46’dan yüzde 50’ye çıkaracak.

AKP’nin Ege’de de yandaş medyası var, unutmayın!

Yandaş medya yalakalık konusunda birbiriyle yarışıyor...

Geçelim...

Kılıçdaroğlu, geçen günlerde Burdur ve Uşak’ta konuşurken, Recep Tayyip Erdoğan Afyon ve Kütahya’daydı.

Erdoğan, CHP’ye Süleyman Demirel üzerinden, MHP’ye de kasetlerden bindirdi...

Demirel, CHP’nin yeni “İkinci Milli Şefi”ymiş İsmet İnönü’den sonra...

AKP lideri MHP’ye de “muhafazakâr ahlak” dersi verdi.

“Çılgın Proje” İstanbul’da tutmadı... Son kamuoyu anketlerinin bir kez daha altını çizeyim.

CHP İstanbul, Ankara, Eskişehir, Antalya gibi kentlerde oy oranını önemli ölçüde yükseltiyor.

Elbet İzmir yükselmede başı çekiyor.

CHP yüzde 28-29 bandındaydı bir süre önce, şimdilerde yüzde 30’larda Türkiye genelinde...

MHP yüzde 12-13...

***

AKP birinci parti durumunda... Yandaş anketçilerin söylediği gibi yüzde 49-50 değil, yüzde 40’ı biraz geçiyor.

AKP’nin derdi milletvekili sayısını 315’in altına indirmemek. Bunun için MHP’ye vuruyor. Birileri ortaya kasetler çıkarıyor.

Bunun adına ne denir?

Belden aşağı vurma!

Bu oyun tutmayacak, isterseniz bir yere yazın. Bu oyun AKP’ye giden MHP oylarını geri getirecek.

Bunu da yazın bir yerlere isterseniz...

Uşak’ta konuştuğum yurttaşlar, 1999’da MHP’ye, 2002 ve 2007’de AKP’ye oy vermişlerdi.

Peki 12 Haziran’da hangi partiye verecekler?

İşte yanıtları:

“Bu kaset olayı ahlak dışıdır. Olmaz böyle bir şey. Biz olup bitenleri izliyoruz. Bahçeli dört üst düzey yöneticisini, milletvekili adaylarını harcamayacaktı. Korkmasın. Bizim karnımız aç. Borcumuz çok. Tarlalarımız ipotekli. Kasetle-masetle işimiz olmaz. Oyumuz bu defa inadına MHP’ye...”

***

Kaset olayı ters tepmiş gördüğüm kadarıyla... Seçmen tabanı hareketlenmiş...

Kılıçdaroğlu bu yüzden “AKP kasetle besleniyor ama midesini bozacak” diyor seçim mitinglerinde.

Dinleyenler gülüşüyor...

Kılıçdaroğlu’na ilgi giderek ivme kazanıyor.

Biraz daha sakin olmalı, Erdoğan’la polemiğe girmemeli, CHP’nin projelerini birer birer anlatmalı...

Halkın derdi iş, aş, ekmek her yazımda vurguladığım gibi ...

Aile Sigortası projesi, demokratik açılım, anayasal haklar, çağdaş demokratik sivil anayasa, Kürt sorununun çözümü konusunda konuşmaktan çekinmemeli.

Halk, televizyon kanallarına çıkarak, “vatan elden gidiyor” diyenlerin, “CHP laiklikten kopuyor” diye bilgiçlik taslayanların oyununa gelmemeli.

CHP yenileşecek, çağa uygun olacak, uygar bir sosyal demokrat parti kimliğine bürünecek...

Ulusalcılık yurtseverliktir, 12 Eylül’ün kimi darbeci artıklarının algıladığı gibi kör milliyetçilik, yani ırkçılık değildir.

Dikkat edin, bunlar çevrenizde “yurtseverim” diye dolaşır, CHP’de milletvekili bile seçilecek sıraya gelebilir -gelmiştir-.

Bugün yasadışı yollardan beslenenler, 1923 Aydınlanma Devrimi’ni çiğneyenler, devletin en duyarlı kurumlarını tarikat şeyhlerinin müritlerine teslim edenlere CHP’nin şöyle bir tavrı olmalıdır:

“Tam bağımsız, çağdaş, laik, demokratik Türkiye!”

***

Emeğin önemsenmediği, demokrasi ve özgürlüklerin masal gibi anlatıldığı bir Türkiye istemiyor toplum!

Barış ve kardeşlik istiyor, tüm etnik ve mezhepsel kimliğiyle.

Bunun gerçekleşmesi için dağdaki eli silahlı teröristlerin silah bırakmaları, Güneydoğu’ya devletin yatırım yapması, isteyen Kürt yurttaşlarımızın anadillerini öğrenmesi gerekiyor.

CHP bu konuların üzerine biraz daha gitmeli...

Korkmadan, yüreklice...